Mustafa Karaalioğlu
Kamuoyu araştırmalarının iyi bir gelecek umudu kaleminde uzun süredir raporladığı rakamların keyifsizliği sır değil. Bu kuruluşların çoğu ve bazı üniversitelerin yaptığı saha çalışmaları da hangi başlık altında sorulursa sorulsun aynı bahiste ülke için iyi sinyaller vermiyor. Gençler yurtdışında okumak istiyor, orta yaşlılar Avrupa’da yaşamak istiyor veya genel olarak fırsatı bulanlar rotayı dışarıya kırmak istiyor. Hayatını Türkiye’de sürdüren ve sürdürmek isteyen ana gövde de geleceğe dair umut taşımıyor. Ekonomi, hukuk, liyakat ve eğitime dair yapılanlardan memnuniyet ve beklentiler hiç olmadığı kadar düşük seviyelerde.
Böyle okunduğu zaman mesele bir yanıyla elbette siyasi ve iktidar siyasetinin yanlış tercihleri tatsız sonuçların ana sebebidir. Zira, yine bu iktidar döneminde, çok değil 5-6 yıl öncesine kadar rakamlar böyle değildi, tersine umut vericiydi. Ülke bir cazibe merkezi olabilme potansiyelini hissettiriyordu ve mesela birçok Ortadoğu ülkesinde Türkçe öğrenmek gibi bir daha önce görülmemiş bir olgu yaşanıyordu. Yahut da yabancı yatırım rakamları Türkiye’yi itibarıyla ve idaresiyle değerli kılan ülke listesine taşıyordu. Meselenin siyasi yönü inkar edilemez derecede barizdir. Diğer yönü de bu ülkenin işadamı, bürokrat, akademisyen gibi unsurlarının, kötü gidiş karşısındaki eylemsizliğidir. Siyaset işleri yönetemez hale geldi, demokrasiyi ve ortak değerleri geriletti ama bütün bunlar aynı zamanda, ülkenin bir işe yaraması umuduyla yetiştirdiği elit sınıfların sessiz onayı sayesinde oldu. Bu sarmal da Türkiye’yi bazı alanlarda 2000’li yılların başına bazı alanlarda ise 90’lı yıllara geri götürdü.
Türkiye, yanlış ve yanlışa onay düzeninde şimdi hem AK Parti/MHP iktidarının moral üstünlüğünü azaltan hem de genel olarak insanların ülkeye dair iyimserliğini gerileten yaygın bir beklentisizlik haline mahkumdur. Beklentisizlik aynı zamanda umutsuzluktur. Yani, sıradan vatandaş için gri pasaportu denk getirip ülkeden kaçabilmek ya da yatırımcı için öngörebilir bir gelecek tasarlayamayıp can sıkıntısıyla vakit geçirmektir. Büyük bedeller ödeyerek, büyük zamanlar harcayarak zor işlerin üstesinden geldikten sonra tekrar eski hale dönmenin yarattığı sosyal ve psikolojik gerilim, Türkiye atmosferini kuşatmaktadır.
Onca dramatik sonuca rağmen yargıya müdahalenin hâlâ aşikar olduğu, yanlışlığı defalarca ispatlanmasına rağmen inşaatçı kalkınma modelinin hâlâ baştacı olduğu, eğitimin yüzüne bakılmadığı ve dış politikada ülkeye çıkardığı fatura ortadayken hâlâ afra tafranın devam ettiği bir ortamda atmosfer bulutları nasıl maviye dönebilir? Kim böyle bir beklentiye adını yazdırır? Üstüne bir de 90’ların Susurluk rüzgârları eserken…
Bir ülke, daha iyisini ummayı bırakıp mevcut hali korumaya rıza gösteriyorsa orası için kaygılanmak azdır. Türkiye bugün, birikiminden, potansiyelinden ve hak ettiğinden aşağı bir seviyeye tutunabilmeyi başarı kabul edecek seviyeye inmiştir. İktidar da azalan beklentileri işlerin yolunda gittiğine dair bir işaret olarak kabul ediyor ve bu halin seçime doğru yukarı çevrilebilir bir zemin olduğunu varsayıyor. Oysa, insanları hareketsiz kılan şey sadece büyük bir hayret ve şaşkınlığın eseridir. Her şey nasıl bu kadar tepetaklak olabilir, şaşkınlığı.
Toplumun bir kesimini bütün yanlışları dış güçlerin oyunu olduğuna inandırıp, inanmayan kesimleri ihanetle yaftalamak meseleyi çözmüyor aksine atmosferi daha kesif bir karanlığa mahkum ediyor. Zaman böyle akıp gidiyor, fırsatlar eridikçe eriyor; ekonomiden hukuka, eğitimden dış politikaya kadar maliyet artıyor.
İktidar, durumu kavrayamadığı ve kabul edemediği için sistemi kuşatan siyasetsizlik ülkeye kaybettiriyor. İktidar bir yol bulamadığı için her yaştan insanlar başka ülkenin yollarına bakıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025