Orhan Kemal CENGİZ
Suriye’de çoluk çocuk demeden insanların üzerinde kimyasal silahlar kullanıldı. Kullanıldığı bölge daha çok Suriye rejimiyle çarpışan ‘muhaliflerin’ bulunduğu bir yer olduğu için Esad’a bağlı güçlerin bu saldırıyı gerçekleştirmiş olma ihtimali ağır basıyor. Ancak bu öylesine kirlenmiş bir savaş ki bu saldırıyı dış müdahaleyi tetiklemek için ‘muhalifler’ yapmış olsa bile şaşırmazdık herhalde. Şu ana kadar her iki tarafta insanlık adına utanç verici çok sayıda infaz ve katliama imza attılar.
Gelen bütün haberler ABD’nin tek taraflı olarak Suriye’ye bir askeri müdahale hazırlığı içinde olduğunu gösteriyor. Muhtemelen, daha önce Kosova’ya yapıldığı gibi, ABD’nin tek taraflı olarak Suriye’de belli hedefleri vurduğu ‘sınırlı’ bir hava saldırısı gerçekleştirilecek. Peki, neden ABD iki yıl bekledikten sonra müdahale ediyor ve neden sadece sınırlı bir operasyonla yetiniyor?
Andrew J. Tabler’in Foreign Affairs’de 21 Ağustos günü yayımlanan makalesi ABD’nin müdahale etmesini kaçınılmaz olarak görenlerin bakış açılarını oldukça iyi bir şekilde özetliyordu. Tabler, ‘The Day After Assad Wins’ (Esad’ın Kazandığının Ertesi Günü) başlıklı yazısında ilk önce, Suriye’de ne olduğunda Esad’ın savaşı kazanmış olacağını tartışıyor. Tabler’e göre, Esad güçleri Şam, Humus, Hama ve Halep’i birleştiren M5 otoyolu güzergâhını tam olarak kontrol altına aldığı anda bu savaşı kazanmış kabul edilmelidir. Bu bölge, Suriye’nin coğrafi olarak yüzde 40, nüfus olarak da yüzde 60-70’ini kapsamına alıyor.
Esad’ın bu bölgeyi bütünüyle kontrol altına alması, sadece Esad rejiminin belirsiz bir süre daha ayakta kalması değil, ama aynı zamanda Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları’nın da Suriye’de kalıcı bir statü elde etmeleri anlamına geliyor. Esad bu bölgeyi kontrol edebilse bile, hem bu bölgedeki ‘direniş odaklarını’ ve hem de kontrol edemediği bölgelerden gelecek saldırıları göğüslemek için epey bir süreden beri Şabiha’yla omuz omuza ‘muhaliflere’ karşı çarpışan Hizbullah ve İran askeri varlığına ihtiyacı devam edecek.
Bu şekilde ayakta kalan bir Esad rejimi, İran’ın bölgedeki etki ve gücünün dramatik bir şekilde artması anlamına geliyor. Bugün ABD’nin müdahaleyi artık kaçınılmaz görme noktasına gelmesi, bu senaryonun gerçekleşmek üzere olmasından kaynaklanıyor. Yani Esad rejimi uzun süre ayakta kalmasına yardım edecek payandalar elde etmek üzere.
Ama bütün bu senaryolara rağmen ABD’nin Suriye’ye müdahalesinin neden ‘sınırlı’ ve çok mütereddit olduğunu da Edward N. Luttwak 24 Ağustos tarihli New York Times’da oldukça zihin açıcı bir şekilde açıklıyordu. Luttwak’ın yazısının başlığı meseleyi özetliyor: ‘In Syria, America Loses if Either Side Wins’. Türkçeye şöyle çevirebiliriz: ‘İki taraftan birisinin Suriye’de kazanması durumunda Amerika kaybeder’.
Luttwak da ilk olarak, Esad’ın kazanmasının İran’ın kazanması demek olduğunu söylüyor. Ama ardından, ‘muhaliflerin’ kazanmasının da El Kaide’nin kazanması anlamına geldiğini sözlerine ekliyor. Bu durumda ABD için en iyi şık, iki tarafın da kazanamadığı, iki tarafın da tam olarak kontrolü ele geçiremediği bir durumu devam ettirmek olarak görünüyor.
Eli kulağında olan ve sadece sınırlı hadefleri vurması beklenen hava saldırısını, ABD’nin, savaşı kazanmasını engelleyecek ‘nispette’ Esad güçlerine zarar vermesi olarak okuyabiliriz.
Ben ABD’nin Suriye müdahalesinin bütün bu yukarıda bahsettiklerimden daha fazla bir anlamının olacağını düşünüyorum. ABD’nin Ortadoğu stratejisinin temel parametrelerinde değişiklikler var ve biz bunların neler olduğunu parça parça görüyoruz. Tıpkı Mısır’da ‘askeri darbe’ye yeşil ışık yakılması gibi, Suriye müdahalesi de ABD’nin yeniden İsrail ve Suudi Arabistan’ın güvenlik ve ihtiyaçlarını politikasının merkezine oturttuğu anlamına geliyor. Ortadoğu’da kartlar yeniden karılıyor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020