Ümit KARDAŞ
Türkiye toplumu bütün farklılığı ile biz olmayı becermek zorunda. Biz olmak; farklılıklarımıza saygı duyarak, dayanışma, barış ve uzlaşı içinde yaşamak demek.
Bunun için de her kesim için; barış ve hukuk güvenliği altında kendini, kültürünü, yaratıcılığını geliştirecek ilkeler temelinde bir uzlaşma sağlayabilmek önemli.
Bunun yolu sosyolojik meşruiyeti de sağlayacak demokratik bir süreçle birlikte bir toplumsal uzlaşma temelinde yeni bir anayasayı inşa etmekten geçiyor.
Kadınıyla erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, Türk’ü, Kürd’ü, Çerkes’i, Gürcü’sü, Arab’ı, Çingenesiyle Alevi’si, Sünni’si, Müslüman olmayanlarıyla, ateisti deistiyle, eşcinseliyle, işçisiyle iş adamıyla boş bir levhaya bir arada huzur, mutluluk ve hukuk güvenliği altında yaşayabilmenin ilkelerini yazmak.
Kuşkusuz bu yeterli olamaz. Ayrıca bu uzlaşmayı hayatın içinde bir kültüre çevirecek kurumsal gelenekleri oluşturmak, demokratik değer üretmeyen ve demokrasi ve hukuk bilincine sahip bireyler yetiştirmeyen kurumları yeniden yapılandırmak gerekir.
Yeni anayasada yatay erkler ayrılığının ilkeleri düzenlenirken demokrasinin temeli olan ve merkezden bölgelere yetki devriyle somutlaşan dikey erkler ayrılığını sağlamak zorunlu.
Hak ve özgürlük taleplerini bahşedilir olmaktan çıkarıp doğal hukuka bağlamak, kronik temel uzlaşmazlık noktalarını tartıştıktan sonra uzlaşma yoluyla aşarak gerilimleri azaltmak ve bireyi kendini anlama ve geliştirme yönünde rahatlatmak önemli.
Amerikan Anayasasındaki “mutluluk hakkı”nı, Alman Anayasasındaki “insan onuruna saygı” kavramını esas alan bir siyasi yapıyı ve toplumsal kültürü oluşturma çabasına girişmek değişimin temeli olmalı.
Türkiye toplumunun gelinen bu son çıkış noktasında belirttiğim bu yolu açması mümkün. Ancak "Millet İttifakı'nı oluşturan siyasi kurum ve aktörlerin bu değişimi sağlayacak perspektifleri var mı?" sorusu önemini koruyor.
Türkiye’nin getirildiği nokta bu değişimin sıfır noktasından başlanarak gerçekleştirilmesini zorunlu kılmakta.
Eski rejimin çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü demokrasi ve hukuk güvenliği konusundaki zaaflarının ve sorunları zora dayalı olarak güvenlikçi bir anlayışla halı altına süpürme geleneğinin bugün gelinen çöküşte payı büyük.
Bu nedenle eski rejimin kültürüyle yetişmiş AKP kadrolarının uzun iktidarı sonunda ülkeyi getirdikleri noktanın tam bir çöküş olması şaşırtıcı değil.
2010 yılına kadar parti programı doğrultusunda rejimin tasallutundan korkarak AB ipine sarılan ve bazı reformlar gerçekleştiren AKP’nin daha sonra parti programından saparak parti içindeki tek kişi etrafında kümelenmiş oligarşik çıkarcı bir yapıya teslim olması toplumun geleceği bakımından onarılmaz bir sonuç doğurmuş durumda.
AKP iktidarı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden tekçi zihniyet kodlarını, hukuksuz uygulamalarını, sorunları devletin tunç eliyle çözme geleneğini sahiplenmiş, bu politikaların uygulayıcılarına teslim olmuş ve bu güçlerle koalisyon yapmış durumda.
Eski rejimin politikalarının sonucu tepki olarak ortaya çıkan AKP iktidarı eski rejimin ihyacısı durumuna düşmüş gözüküyor. AKP iktidarı şu an devlette egemen gözüken güç tarafından emilmiş durumda.
Bu nedenle AKP’nin ve liderinin geriye dönüş imkanı ve toplumun sorunlarını çözme ve yeni politikalar üretme potansiyeli bulunmamakta.
Başkanlık ya da “Türk usulü” başkanlık olarak da adlandırılan yeni sistemin keyfiliğe, otoriterliğe ve hukuksuzluğa yol açacak mutlakiyetçi bir tek adam rejimi getireceği açık.
Türkiye’nin demokrasi kültürünün zayıflığı ve gerilim noktalarının çokluğu nedeniyle partili bir başkanlık rejimini kaldırması mümkün değil.
Avrupa demokrasilerinde; monarşi olanlarda kral ya da kraliçe, monarşi olmayanlarda cumhurbaşkanı tarafsız, birleştirici, gerilim dönemlerinde uzlaştırıcı, siyasi birliği temsil eden sembolik bir makam olarak yer alır.
Seçim sonrası yeni bir anayasa yapılırken ne olduğu belirsiz ve ülkeyi kaosa götüreceği açık olan bu sistemden derhal vazgeçilmeli.
Siyasi birliği temsil eden sembolik cumhurbaşkanı ve icracı başbakan modeliyle, yatay ve dikey güçler ayrılığına dayalı, olumsuz yönlerinden arındırılmış parlamenter sistem gerçekleştirilmeli.
Bu seçim son çıkış olarak gözükmekte. Toplum bu son çıkışı yapamaz ve değişimi sağlayamazsa önümüzde çok daha kaotik bir süreç bizi beklemekte.
Bu tablo ve bize sunulan seçenekler karşısında oyum milletvekili seçimlerinde HDP’ye ,cumhurbaşkanı seçiminde ise Muharrem İnce’ye…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.10.2025
1.10.2025
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025