Ümit KIVANÇ
Gazetede yazınız tam da 31 Aralık günü yayımlanacaksa, dönüp geriye bakmamanız, bir yıl boyunca neler yaşadığınızı gözden geçirmemeniz çok zor. Bu sırada kar bulutlarının koyu griye boyadığı, beyazlaşmış damların rengi daha boğucu hale getirmekten başka işe yaramadığı bir manzaraya hafif ateşin verdiği mayhoşlukla, burnunuzu çeke çeke bakıyorsanız, şüphesiz, aklınızdan iyi şeyler geçirmeniz de kolay değil.
Aksi olsaydı. Güneş parlıyor, gök masmavi vs... Güne neşeli, güçlü başlamanız, geleceğe dair iyimser öngörülerle dolup taşmanız, geçmişten yüzünüzü gülümseten anları gözünüzün önüne getirmeniz mümkün olur muydu?
Birileri için hayat rahattır. Reklamlar onlar içindir. Birileri için hayat kolaydır. Başkalarının erişemediği şeyler onlar içindir. Birileri için hayat zulüm. Birinci veyahut onuncu dereceden; ama zulüm.
Eskiden âdetti, gazeteler, televizyonlar, yılbaşı öncesi “ünlüler”e ve “sokaktaki insan”a yeni yıldan neler beklediklerini sorarlardı. Şimdi hâlâ yapıyorlar mı, bilmiyorum. Biri gelse de sorsa istiyorum. Galiba bize neyin lâzım olduğunu sonunda buldum.
Utanç. O basit utanma duygusu...
“Türkiye bir nedir?” sorusunun türlü cevabı olabilir.
Sadece herhangi bir gazete yazarının yazısını yazmaya oturmadan önce göz attığı haberler arasından bile kaç tarif bulabiliriz:
“Noel Baba'nın Yeniçerilerce yakalanıp Kadı önüne çıkarıldığı, kelime-i şahadet getirip Müslüman olduğu yerdir.”
Bu nasıl meselâ? Olabilir duruyor, ama yetersiz, hattâ yanlış yönlendirici. Memleketi her fırsatta dökülen kandan, insanların birbirine duyduğu nefretten ârî, fazla neşeli bir yer gibi gösteriyor. Ayrıca Noel Baba'nın, azıcık direnmesi halinde başına geleceklere dair işaret barındırmıyor. (Bu arada, Noel Baba'ya özellikle faşizan İslâmcıların duyduğu hıncın sebebi, Hıristiyan figürü oluşunun yanısıra, komünistliği çağrıştırması galiba. Ne demek herkesin çocuğuna karşılıksız oyuncak dağıtmak!)
En iyisi başka tarif bulalım. Şu nasıl:
“Devletin vurduğu yaralı kadını almak için yanına giden sağlık memurunu yine devletin vurup öldürdüğü yerdir.”
Hakikate biraz daha yaklaştık sanki. Gerçi buraya da topa tutulan mahalleler, buzdolaplarında bekletilen çocuk cesetleri, vurulmuş bebeği hastaneye götürmeye çalışırken vurulan dedeler sığmadı.
Ayrıca bu tarifler de ülkenin sadece bir yüzünü gösteriyor. Diyelim, gövdesini Rojava'daki Kürt silahlı gücü YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri meşhur kırmızı çizgilerin üzerinden aşıp Fırat'ın batısına geçtiğinde, dünyanın on yedinci büyük ekonomisine, dünyanın en büyük on ordusundan birine sahip 78 milyonluk Türkiye'nin, aynı zamanda bir profesör olan başbakanının “bunlar Arap unsurlar” diyebilmesini kapsamazsa o tarife tarif denebilir mi?
Her hâlükârda, 2015 yılı biterken kalkışılacak bir Türkiye tarifinde, bu ülkede seçimlerin yapıldığı, seçime katılan partilerden biri siyasî çalışma yapamasın diye ülkenin dört bir yanında devlet gözetiminde saldırılar tertiplendiği, sökmeyince bombalı katliama kalkışıldığı, buna rağmen herkesin gidip oy verdiği, oyların nisbeten düzgün sayıldığı ve fakat çıkan sonuç hükmedenlerce beğenilmediği için seçim sonucunun tanınmadığı, seçimde 6 milyon oy alan, 80 milletvekilliği kazanan partinin de tanınmadığı, meşru sistemden dışlanmaya çalışıldığı, öbür muhalefet partilerinin bu darbe sürecine iştirak ettiği, dünya siyaset bilimi literatüründe örneğine pek rastlanmayan bu durumun, kimsede en ufak utanma sıkılma yaratmadığı da yeralmalıdır.
Belki 2015 için şu söylenebilir: Türkiye gerçek yüzünü gördü.
Söyledim ama şüpheye düştüm. “Türkiye'nin gerçek yüzü göründü” daha mı doğru? Çünkü göründü ama, kendi gördü mü ki?
Biraz daha tadilat gerekiyor: Görünen, Türkiye'nin “yüzü” mü? Yoksa “içi” mi? Sanki ikincisi.
Ülkenin içi dökülüp saçıldı. Ortalığa yayılanlar arasında ahlâk ve merhametin bulunmadığı bir defa daha saptandı. Fakat neyin bulunduğu saptanamadı. Cumhuriyet yalanlarından oluşan tabakanın üzerine son beş-on senenin Osmanlı yalanları da boca edilince öyle bir alaşım oluştu ki, her şeyi eritip yok ediyor. Aklı da bu tehlikeli madde eritmiş olmalı. TIR'lara koyup IŞİD'e göndersek keşke.
Tabakaları kaldırmayı, altında her ne kalmışsa temizleyip kimlik tesbiti yapmayı başarsak da, o şeyi bulamayacağımızdan eminim. O şey... işte... utanç duygusu.
1915'ten utanmadık, onyıllar boyunca ya etnik temizlik hazırlığı yapmaktan ya bizzat etnik temizlik yapmaktan, öldürülen, sürülen, malına mülküne elkonan insanları aşağılamaktan, isimlerini küfür yerine kullanmaktan utanmadık, her başkaldırışlarında Kürtleri gaddarca bastırmaktan, ezmekten, yaşadıkları yerleri bilerek yoksul, geri bırakmaktan utanmadık, yahu bu insanlar ne demeye başkaldırıp duruyorlar, diye sormadık, utanmadık, devlet adına sivil sokak örgütlenmesi yapıp, lüzumunda kullanmak üzere parti kurup, halkın da iştirakiyle Alevi katliamları düzenlemekten utanmadık, yöneticilerimiz bizi hem soydu hem dövdü hem kandırdı, bizim adımıza sevmediklerimize zulmettikleri için onları sevdik, utanmadık. Bu gider böyle...
Reis'e tapınma ayinlerinin yarısı samimi bir şekilde Allah'a dua etmeye ayrılsa, belki o bizim şu hayatî eksiğimizi giderir. Ben de razıyım bir yıl boyunca dua etmeye. Bizimki sayılmaz diye din tüccarlarından rica ediyorum. Sizin dindarlığınız, mâlûm, güçlü; zulüm, katliam, tahakküm hırsı, kibir, yolsuzluk, hırsızlık... ne halt etseniz bozulmadığına göre çok güçlüdür herhalde. Haydi bir el atın da azıcık utanma duygusuna sahip olalım hep beraber.
Bunu Roboski Katliamı’ndan iki gün sonra çılgınca yılbaşı eğlenceleri tertipleyenlere öneremem haliyle. O zaman umursamamışlardı, bu yıl katliam ablukalar ve sokağa çıkma yasaklarıyla zamana yayıldığı için hiç fark etmemiş bile olabilirler.
Yoksa İstanbul Barosu’ndan mı rica etsem; siyasîye ağzının payını veren paşa diliyle bir bildiri yayımlayıp isteseler? Ya da polis aracına binmiş, kamerasıyla oynayan gazeteci oradan, küfür etmekte de kullanılan o güçlü hoparlörle mi dillendirse talebimizi?
Utanma duygusuyla nihayet tanışırsak çok şeyin düzelebileceğine inanıyorum.
Kürtlere zulmederek âbâd olunamaz. “Başkalarına sıfır hayat” zihniyeti, sahiplerini de ömür boyu mutsuz eder, mütemadiyen sağa sola saldırmalarına yolaçar. Bunları kavrayamıyoruz, belki utanç bizi insan eder.
Yeni yıl, umarım, adalet, eşitlik, özgürlük için uğraşanlara iyilikler ve başarı getirir, zorbaların dünyaları başlarına yıkılır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024