Vahap COŞKUN
Fransa-2016’nın bitmesinin ardından, turnuvayı değerlendiren bir yazı (Fransa’da devrim yok! Serbestiyet, 13.07.2016) yazmıştım. Ancak bir yazıya sığmayan notlarım sebebiyle ikinci bir yazıya söz vermiştim. O yazıyı 15 Temmuz’da yazmış, editörümüz Tuncer’e yollamıştım. Fakat Tuncer o saatlerde Rize dağlarında olduğundan yazı eline geçmemişti.
Tuncer dağdan indiğinde ise bazıları Türkiye için cehennemin kapılarını açmaya çalışıyordu. Ordu içindeki Gülenist cunta darbe girişiminde bulunmuştu. Gündem allak bullak oldu; memleket bir ölüm-kalım mücadelesine girdi. Futboldan konuşacak bir hal kalmadı.
O gün bugündür darbeyi konuşuyoruz ve kesin olan şu ki, daha uzun bir süre de konuşmaya devam edeceğiz. Fakat bir taraftan da hayat akıyor ve giderek normal ritmini bulmaya çalışıyor. Mesela bizde liglerin başlama düdüğü çaldı. Bu vesileyle, geç kalmış olsa da, Fransa’da sahnelenen oyuna ve aktörlerine dair değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak isterim…
Denk kuvvetlerin mücadelesi
Fransa-2016, gerek mücadele ve gerek sonuçlar bakımından takımlar arasındaki farkın giderek kapandığını gösterdi. Artık her zaman favori kabul edilenlerin sahaya çıkıp zayıf olarak gösterilenleri paçavraya çevirdiğine pek tanık olmuyoruz. Kimse, dengesiz bir güce dayanarak bir diğerini lime lime edemiyor. Her bir takım -rakibi kim olursa olsun- ona yaklaşan bir düzeyde mücadele sergiliyor. Taraftarlara da kıran kırana geçen maçları seyretmek kalıyor.
Milli takımların kuvvetlerinin yakınlaşmasını mümkün kılan üç önemli parametre var: İlki, futboldaki küreselleşme. Artık futbolcular sadece doğdukları veya tabiiyetini taşıdıkları ülkelere mahkûm değiller. Hukuki ( Bosman Kanunu) ve iktisadi değişiklikler (futbolun endüstrileşmesi, sponsorluk ve yayın gelirlerinin artması), futbolcuların dolaşımı önündeki engelleri azalttı.
Milli takımların yapısı da bu gelişmelerden doğrudan etkilendi. Eskiden milli takımların kadrosu, ülkedeki ligden ve çoğunlukla da ligi domine eden iki-üç takımın oyuncularından seçilirdi. Ama şimdi mili takımlar, kendi liginden ziyade diğer ülkelerde top koşturan futbolculardan teşekkül ediyor.
Bugün Avrupa’da İngiltere, İspanya, Almanya, Fransa ve İspanya ligleri birer cazibe merkezine dönüşmüş durumda. Hangi ülkeden olursa olsun futbolcular da bu liglerde boy göstermek istiyorlar. İyi olanların yolu bir şekilde bu liglere düşüyor. Dolayısıyla milli takımlarda da bu liglerdeki oyuncuların ağırlığı artıyor. Misal, Arnavutluk’un kadrosu neredeyse tamamen Bundesliga’dan çıkmıştı. İsviçre’nin ilk 11’nin 7’si Almanya’dan geliyordu. Galler ve İrlanda, bir-iki istisna dışında, Premier ve Championship’te top oynayan oyuncularından oluşan bir karmayla mücadele etti. Ezcümle, aynı sahalarda ter döken oyunculardan kuruldukları için milli takımlar birbirlerine giderek daha denk hale geliyorlar.
Renkli mili takımlar
İkincisi, Avrupa futbolu özelinde, 1990’larda Balkanlar’da yaşanan trajediden kaynaklı dalgalar. Balkanların bir alt-üst oluştan geçtiği dönemlerde birçok Arnavut, Kosovalı, Boşnak aile canlarını kurtarmak için İsveç, İsviçre, Almanya gibi ülkelere göç ettiler. O ailelerin bu ülkelerde doğan, büyüyen ve milli takım düzeyine yükselen futbolcu çocuklarının önünde iki seçenek var: Ya yaşadıkları ülkenin (İsviçre, İsveç, Almanya), ya da geldikleri ülkenin (Arnavutluk, Bosna-Hersek ve şimdi de Kosova) milli takımlarında oynamak.
2016’da her ikisine de rastlandı. Xhaka kardeşlerin durumu ise en ilginç olanıydı. Büyük kardeş Taulant Xhaka kökenini yani Arnavutluk’u tercih ederken, küçük kardeş Granit Xhaka ise –tıpkı Behrami, Cemali, Şakiri, Mehmedi gibi- geldiği ülkede yani İsviçre’de karar kılmıştı.
Bu vaziyet Avrupa futboluna iki yönlü tesir ediyor: Bir taraftan futbol altyapısını geldiği ülkelerde alıp daha sonra anavatanının milli takımını seçen oyuncular nedeniyle ülkeler arası futbol farkı daha da daralıyor. Diğer taraftan ise, yaşadıkları ülkenin takımına gidenler sayesinde milli takımlar giderek daha fazla çeşitlilik ve renklilik barındırıyor.
Teknolojik futbol
Üçüncüsü, teknoloji ve iletişim devrimidir. Yıllar önce Ersun Yanal elinde bilgisayarıyla antrenmana çıktığında, bazı çokbilmişler “Futbolda bilgisayarın işi ne?” deyip bunu müstehzi bir ifadeyle karşılaşmışlardı. Oysa bilgisayar, bugün futbolun ayrılmaz bir parçası.
Futbolcuların bireysel gelişiminden takım oyunun belirlenmesine kadar her alanda teknolojinin sunduğu muazzam olanaklar var. Mesela idman teknikleri ile ilgili nitelikli analizlere ulaşılabilirsiniz. İnternetin karşısına geçip Real, Barcelona, ManU, Bayern, vb. büyük takımların antrenmanlarını izleyebilir ve birçok şey öğrenebilirsiniz. Her takımın /oyuncunun ne kadar koştuğunu, oyunun hangi bölgede yoğunlaştığını, rakiplerin temel taktiklerini ve taktik esneklerini, maçın gidişatına göre yaptığı değişiklikleri, futbolcuların eksilerini ve artılarını tahlil edilebilirsiniz. Futbolcuların niteliklerini ve takımların taktiklerini yükleyerek sanal maçlar yapabilirsiniz, vs.
Bütün bunlar çok büyük bütçeleri ve/veya ulaşılması zor teknik imkanları gerektirmiyor. İşinin ehli bir kadro, ihtiyaç duyduğu tüm donelere rahatlıkla ulaşabilir. Şampiyona sırasında bir akşam televizyonda Abdullah Avcı’yı dinliyordum. Avcı, görevlendirdiği teknik bir ekibin hazırladığı rapordan bazı rakamlar veriyordu. Bir hocaya yardımı dokunacak her veri vardı bu raporda. Eğer elinizin altında bu rakamlar varsa, takımınızı tanımanız ve geliştirmeniz de, rakibinizi çözmeniz de kolaylaşır. Böylece nasıl oynamanız gerektiğine, rakibe karşı hangi önlemlere öncelik vereceğinize daha isabetli karar verirsiniz. Teknoloji bu olanağı sunuyor. Yeter ki siz bunu kullanmayı bilin ve dersinize iyi çalışın!
Kırk fırın ekmek yemek
Dersine çalışan ve çalışmayan hocalar bahsine geleceğiz ama öncelikle futbolculara değinmek lazım. Daha önceki Dünya ve Avrupa şampiyonlarında, şampiyonayı kendi adıyla özdeşleştiren yıldızlar vardı. Mesela 1958 genç Pele, 1962 olgun Pele, 1970 ise artık yolun sonuna gelmiş Pele’dir. Aradaki 1966’yı Charlton’a yazmak gerekir. 1974 çokça Cruyff, biraz Beckenbauer ve Müller’dir. 1978’de Kempes sahne alır. 1982 çaylak Maradona, Doktor Sokrates, Zico ve Rossi ile anılır. 1984 Platini, 1986 baştan aşağı Maradona, 1988 Van Basten-Gullit-Rijkaard güçlüsüdür. 1990 ağlayan Maradona, piyasaya yeni çıkan Baggio’dur. 1994 Romario,1998 Zidane, 2002 Ronaldo’dur, vs.
Ancak Fransa’da böyle sivrilen, diğer futbolcularla arasına açık ara bir mesafe koyan bir isim çıkmadı. Evet, Griezmann hoş bir seda bıraktı. Patlama yapması beklenen Pogba’nın, Zidane’ı bir yana bıraktım, bir Viera olması için bile daha kırk fırın ekmek yemesi gerektiği görüldü. Şampiyon Portekiz’de Renato Sanchez, gelecek adına iyi sinyaller verdi. Almanya’da gözüm en çok Mesut Özil’i tuttu. Fiziki olarak kupaya iyi hazırlanmıştı Özil, bu da onun futbol aklını sahaya daha iyi yansıtmasını sağladı. Ama hepsi bu kadar! “Fransa 2016 kimdir?” diye sorarsanız, vereceğim bir isim yok.
Beklenti ve gerçek arasındaki uçurum
Hocalara dönelim. Dersten kaytarıp kaybeden birçok isim sayılabilir. Fakat “beklenti” ile “gerçekleşen” arasındaki uçuruma göre bir değerlendirme yapıldığında iki kişiyi öne almak gerekir: Fatih Terim ve Marc Wilmost.
Türkiye’nin kupaya direkt katılması bir mucizeydi. Grupların son maçlarında sadece kendisinin kazanması yetmiyor, aynı zamanda yedi maçın da Türkiye’nin arzuladığı şekilde bitmesi gerekiyordu. Olmaz denilen oldu, bütün skorlar Türkiye’nin lehine işledi ve Türkiye, Fransa biletini mucizevi bir şekilde kazandı.
Bundan sonra yapılması gereken, bu mucizenin değerini bilmekti. Kupaya iyi hazırlanmaktı. Rakipleri detaylı bir şekilde etüt etmek, eldeki oyuncu kadrosuna uygun bir oyun planı geliştirmekti. Maalesef, Terim bunların hiçbirini yapmadı/yapamadı.
Milli takım, mücadele şevki taşımıyordu. Sahada futbol adına olumlu en küçük bir olumlu hareket bile ortaya koyamadı. Hırvatistan’dan sadece 1, İspanya’dan da sadece 3 gol yenilmesi de ancak şansla açıklanabilirdi. Hırvatistan’da direkler, İspanya’da da ise İspanyolların iyi niyeti farkın açılmasını engelledi. Yoksa her iki maçın da 4-0 /5-0 kaybedilmesi ve Türkiye’nin daha ikinci maçların sonunda kupadan saf dışı olması işten bile değildi.
Saha dışında da Milli Takım, prim tartışmaları ve futbolcular arasındaki gruplaşmalarla gündem oldu. Bir takım ruhu yoktu. Terim’in takım kimliği oluşturmadığı ayan beyan ortadaydı. Yani Terin ne saha içinde, ne de saha haricinde bir varlık gösterebildi. Aynı yönetim anlayışla devam ederse Türkiye’nin 2018’i de kaybetmesi kaçınılmaz olur.
Malzemeyi heba eden Wilmost
Belçika tarihinin en iyi kadrosuyla Fransa’ya geldi. Düşünün, kalesinde Courtois; orta sahasında Dembele, Fellaini, Nainggolan, Witsel; forvetinde Benteke, Carrasco, de Bruyne, Hazarda, Lukaku gibi oyuncuları barından bir takımdan söz ediyoruz. Hepsi Avrupa’nın en büyük kulüplerinde oynayan iyi futbolcular. İş bilir bir hocanın elinde büyük başarılara imza atabilecek bir potansiyel…
Lakin Belçika’nın en zayıf halkası Wilmost idi. Eldeki malzemeden helva yapmayı beceremedi. İki eksikliği vardı Wilmost’un: Biri, göz alıcı hücum futbolunu tamamlayacak ve onun sonuç almasını sağlayacak bir savunma kurgusu oluşturamamasıydı. Belçika’nın birinci bölgesi adeta yolgeçen hanı gibiydi. Diğeri ise, futbolcuları ile sağlıklı bir iletişim dili kuramamasıydı. Basının “altın nesil” olarak tanımladığı futbolcularına dönük “Ben ortada altın nesil göremiyorum. Altın nesil olabilmeleri için bir şeyler başarmaları lazım. Bu oyuncular henüz hiçbir şey başaramadı” şeklindeki beyanları, futbolcuları motive etmek bir tarafa demotive etti. (Belçika Futbol Federasyonu, kupadan sonra Wilmost ile yollarını ayırdı.)
“Biz bitti demeden bitmez”
Buna mukabil kupada yıldızlaşan, iz bırakıp geçen hocalar da vardı. .Örneğin İzlanda’da Lars Lagerback ve Heimir Hallgrimson, Galler’de -ağzından çıkarmadığı sakızıyla Sir Ferguson’u anımsatan- Chris Coleman herkesin takdirini kazandı. Takımlarının kimyalarına uygun oyunlarına, futbolcularına aşıladıkları mücadele azmine herkes şapka çıkarttı. Öyle ki hem futbol dünyası onlara saygı duydu, hem de kupadan elendikten sonra ülkelerine döndüklerinde halk onları –adeta şampiyon olmuşlar gibi- bağırlarına bastı.
Burada Hillgrimson’a ayrı bir paragraf açmak lazım. Hallgrimson’un gruplarda Türkiye’yi 3-0 mağlup ettikleri maçtan sonra yaptığı açıklamaya bakmakta fayda var. İzlandalı hocaya göre, kendilerine galibiyeti getiren anahtar Türkiye'nin bir hafta önce Danimarka ile oynadığı maçı derinlemesine analiz etmeleriydi. “Bizim için kusursuz bir maç oldu. Bizi şaşırtmadılar. Danimarka'ya karşı da 3-4-3 sistemi ile oynadılar ve onların bu sistemi 2 yıldır kullandıklarını fark ettik. Oyunu analiz ettik ve ne ile karşılaşacağımızı anladık.”
Hillgrimson’a göre, Fatih Terim’in bir B planı yoktu. “Oyuna başlama alışkınlıklarını kırdık ve sonrasında bir B planlarının olmadığı görüldü. Absürd bir şekilde kolay bir maç oldu bizim için. İlk etaptaki düşüncelerimizi değiştirmek zorunda kalmadık.” Salt bu açıklama dahi, İzlanda’nın neden başarılı, Türkiye’nin ise neden başarısız olduğunu anlamaya yeter. Çünkü bir tarafta saygı duyduğu rakibine göre hazırlık yapan teknik bir planlamacılık var, diğer tarafta ise kendini dev aynasında gören “Biz bitti demeden bitmez” hamaseti!
Usta satranççı
Şüphe yok, kupanın en büyük kazanını Portekiz’in hocası Fernando Santos. Portekiz’in çok parlak bir kadrosu yoktu. Gruptan da zar-zor çıkmıştı. Buna karşın devleri geride bırakarak kupayı alması çok büyük bir başarı. Santos, iddialı bir hoca. Bu nedenle kupa öncesinde Mourinho ile bir ağız dalaşı da yapmıştı. Mou’nun “Portekiz kupayı alabilecek beş takımdan biri” ifadesine “Mou’yu severim, o da benim gibi iddialı biri. Ama ondan beklenen Portekiz’i ‘Kupayı alacak beş takımdan biri’ olarak değil ‘Kupanın en büyük favorisi’ olarak göstermesiydi” minvalinde bir karşılık vermişti.
Mehmet Demirkol’a göre Portekiz’in kupayı almasındaki en büyük pay Santos’a ait. Bir başka ifadeyle, Portekiz turnuvanın en iyi takımı değildi ama en iyi hocaya sahip olduğu için kupayı evine götürdü. Santos’un en önemli özelliği, her adımını rakibini düşünerek atması. Usta bir satranççı gibi rakibinin her hamlesine, onu boşa çıkaracak bir oyun ile karşılık veriyor. Bunu yaparken, Yunanistan’ın hatırlatan katı bir defansa yaslanmıyor. Demirkol, Santos’un final maçındaki değişikliklerine işaret ediyor. Santos her değişiklikte o an kulübede olan en hücumcu futbolcusunu sahaya sürüyor: Queresma, Moutinho ve Eder. Üç hücumcu ile -kanatlarda ve önde rakibi basarak- etkili bir savunma hattı ördü.“Bu bir muharebe zaferi. Her maçta başka bir takımla ama yanı hedefe kilitlenmiş bir stratejiyle kurdu takımını Santos.”
Son model lüks araba
Santos’a hakkını teslim etmekle beraber, benim kupada en beğendiğim hoca Antonio Conte oldu. Son derece sınırlı kadrosuna rağmen İtalya’ya mücadeleci ve heyecan verici bir oyun oynattı. Maçın her dakikasında diri bir ekip vardı sahada. Takım olarak hareket etme becerisi üst safhadaydı. Maçlardan birinde, yukarıdan çekilmiş bir görüntü vardı. İtalya savunmasının hep beraber nasıl ileri ve nasıl geri döndüklerini çok güzel ortaya koyuyordu. Conte, taktik disiplini yüksek ve maç içindeki atraksiyonlara bütün halinde cevap veren bir takım inşa etmişti.
Conte’nin yarışmacı bir kişiliği var, rekabeti seviyor, sürekli ve yenilenen bir mücadele içinde olmak istiyor. Bu nedenle milli takımı çalıştırmak ona çok uygun düşmüyor. Nitekim İtalya Futbol Federasyonu’nun sözleşmesini uzatma teklifini “Kendimi büyük bir garaja park edilmiş son model lüks bir araba gibi hissediyorum” diyerek reddetti ve Chelsea’nin başına geçti.
Yeri gelmişken söyleyeyim; bu sezon Premier Lig’den gözümüzü almak gerçekten zor olacak. Guardiola, Mourinho, Kolpp, Raineri ve Conte gibi dünyanın en iyi hocaları arasında çok çetin bir mücadele yaşanacak. Dev hocaların arenası, futbolseverlere zevkli maçlar vaat ediyor.
Ronaldo’nun ispat-ı vücudu
Kupa notlarını bitirirken Ronaldo’dan söz etmesek olmaz. O, gerçek bir yıldız. Kulüp oyuncusu olarak kazanmadığı bir kupa yok. Şahsi olarak da kırılmadık rekor bırakmadı. Dört Avrupa Şampiyonası’nda gol atan tek futbolcu olarak tarihe geçti. Platini’nin bu şampiyonlarda en çok gol atan futbolcu unvanına da ortak oldu.
Ancak yine de bir eksiklik hissediyordu Ronaldo. “Milli” futbolcu olarak da bir ispat-ı vücut yapmak istiyordu. Ülkesine Avrupa Şampiyonluğu getirerek bu amacına ulaştı. Nihayet boynuna mili bir madalya astı ve ülkesine karşı sorumluluğunu yerine getirdi. (Darısı Messi’nin başına diyeceğim) Henüz erken ama artık huzur içinde emekliliğini yaşayabilir.
Ronaldo’nun “kazandıkları kupayı dünya genelinde savaşlardan mağdur olan göçmenlere ithaf ettiğini” ithaf etmesi de, başarısına anlam katan ayrı bir güzellikti.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025