Cafer Solgun
Siyanürle toplu intihar olaylarına bir yenisi daha eklendi. İstanbul Bakırköy'de 38 yaşındaki Bahattin Delen, siyanür içerek önce eşi ve altı yaşındaki çocuğunun sonra da kendisinin hayatına son verdi. Bahattin Delen, altın ve kuyumculuk işleri yapan biri imiş. İşleri kötüye gitmiş, fahiş miktarda borçlanmış ve "çareyi" intihar etmekte bulmuş, eşi ve çocuğunun hayatına da kastederek.
Bu, İstanbul Fatih'teki Yetişkin kardeşler ve Antalya'da Şimşek ailesinin ardından 10 gün içinde meydana gelen üçüncü "toplu intihar" vakası.
İntihar olaylarıyla ilgili Sağlık Bakanlığı siyanürün internet ortamında satışını önlemeye yönelik yeni önlemler alınacağını açıklarken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da bir araştırma komisyonu kurulacağını ve hazırlanacak raporun kamuoyu ile paylaşılacağını deklare etti. RTÜK de medyayı intihar haberlerinde dikkatli bir dil kullanılması için uyardı. Güzel; sayın ilgililer bu düşündürücü vakalara karşı "ilgisiz" değiller demek ki.
Bunlar biçimsel de olsa gerekli önlemler. Fakat mevzu bana göre siyanür veya benzeri zehirli maddeleri elde etmeyi zorlaştırmak, haber dilinde daha hassas olmak ve rapor hazırlamak ile sınırlı görülemeyecek kadar ciddi ve derinlikli.
Öncelikle sorunun neden ve kaynaklarını doğru teşhis etmek gerekli.
Etkileri her geçen gün daha da ağır hissedilen bir ekonomik kriz yaşıyoruz. "Kriz mriz yok, durumumuz iyidir daha da iyi olacak, enflasyon düşüyor" türü açıklamalar belki de topluma kötümserlik empoze etmemek adına yapılıyordur, bilemem, bildiğim, bu açıklamaların gündelik hayat içinde yaşanan krizi ya da adına kim, her ne diyecekse, ortadan kaldırmış olmadığıdır. Aksine bir güven ve inandırıcılık sorunu yaratıyor. Mesela "Enflasyon düşüyor" deniyor; ama vatandaşın ölçüsü bu açıklama değil, çarşı-pazarda karşılaştığı rakamların kısıtlı bütçesini nasıl "etkisiz hale" getirdiği oluyor
İktisatçı değilim; gündelik hayata yansıyan boyutlarıyla krizi anlayabilmek için iktisatçı olmak da gerekmiyor. Dar gelirli bir vatandaş, ucu ucuna iş yapan bir esnaf, açlık sınırlarını zorlayan maaşıyla geçim mücadelesi veren bir kamu emekçisi, işten atılma korkusu içindeki bir işçi iseniz gidişatı ziyadesiyle anlıyor ve zaten yaşıyorsunuz... Bakmayın yorumcuların tumturaklı cümlelerle ettikleri laflara; ekonomik bağlamında kriz, cebinizdeki para ile asgari ihtiyaçlarınızı karşılama çabanız arasındaki, üstesinden gelemediğiniz çelişkidir. Ve bunun, yaygın olmasına paralel olarak kişisel olduğu kadar toplumsal sonuçları da vardır.
Türk-İş'in geçtiğimiz ekim ayı için açıkladığı verilere göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2 bin 58 TL 46 kuruş; gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6 bin 705 TL, 8 kuruş.
Bu da Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı işsizlik verileri: Ülke genelinde 15 yaş ve üstü işsiz sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin artarak 4 milyon 650 bin kişi oldu. Yüzde 14 işsizlik oranı Ağustos dönemleri arasında son 15 yılın en yüksek rakamı oldu. 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusta işsizlik oranı 6,6 puanlık artış ile yüzde 27,4 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2,9 puanlık artış ile yüzde 14,3 olarak gerçekleşti. Yüksek öğretim mezunu işsizlerin sayısı ise yüzde 14’ten yüzde 15,2’ye çıktı. Öte yandan istihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 789 bin azalarak 28 milyon 529 bin kişi, istihdam oranı ise iki puanlık azalış ile yüzde 46,3 oldu. (Merak eden ilgili haber ve verilere internette kısa bir araştırma ile daha detaylı şekilde hemen ulaşabilir.)
Bu iç karartıcı tabloya "beka" denilerek gerekçelendirilen "terörle mücadelenin" total maliyetini bilmediğimiz ağır yükünü de eklemek gerek tabii ki. "Bir merminin, bombanın, sortinin kaç para olduğunu biliyor musunuz?" diye soruyorlar ya bazen, bilmiyoruz sahiden de. Ama sonuçlarını yaşıyoruz...
İşsizlik ve geçim sorunları ciddi ve beraberinde başka sorunları da tetikleyen sorunlar. Mesela insanın psikolojisini bozan ve giderek özgüvenini yıkıma uğratan sorunlar...
Madalyonun öbür yüzü de var elbette. Neticede sınıflı bir toplumda yaşıyoruz. Malum; AKP iktidarları döneminde yeni zenginler oluştu. Olabilir. Ama bunların diğer "burjuva" kesimlerle bir "farkı" vardı ve bu farkı her vesileyle vurgulayarak zengin oldular. "Farkları", dindar, muhafazakâr olmaları idi ve bu, kul hakkı yemeyen, adil, vicdanlı olmaları anlamına geliyor, öyle varsayılıyordu. Gelgelelim, gün olmuyor ki bir sonradan "olmuş" muhafazakâr zengin ("burjuva" değil!) şatafatlı yaşamını, toplumun geri kalanı ne der diye düşünmeye dahi gerek görmeden insanların gözüne sokmasın. En son, ismini anmayacağım, örtülü ve bir o kadar da süslü, kolları altın bileziklerle bezeli bir hanımefendi, eşiyle birlikte çocukları için hiçbir masraftan kaçınmadıkları lüks bir "mevlit" yapmış. Yetmemiş, bebeklerine pahalı bir tek taş yüzük takmışlar. Kullandıkları otomobil milyon dolarlık bir marka. Bunları sosyal medyada yayınlıyorlar da oradan biliyoruz. Herhalde "Kimseler görmese ne kıymeti var ki?" diye düşünmüşlerdir... Bu görgüsüzlüğe, iktidar yanlısı bazı çevreler bile tepkili.
(Arada hatırlatmış olayım: Dinen "farz" olmamakla birlikte yeni doğan bebeğin 40'ında düzenlenen mevlitte Kuran okutuluyor, Allah'a şükrediliyor, ailenin imkânları ölçüsünde fakir fukaraya yardım ediliyor.)
Ben "görgüsüzlük" dedim ama bu tablonun insanlarda uyandırdığı hissiyat başlı başına bir araştırma, değerlendirme konusu. Geçim derdindeki insanlarda derinleşen olumsuz, karamsar, umutsuz psikoloji ile bu görgüsüz, edepsiz, terbiyesiz, sonradan görme zenginliğini ifşa etme gayretkeşliğini, farklı boyutlarında ama aynı ülkede ve aynı hayatı paylaşarak yaşıyoruz...
Peş peşe intihar vakaları üzerine düşünürken, evet, öncelikle sorunu doğru teşhis etmek, olası kaynaklarını doğru tespit etmek zorundayız. Doğru teşhis tedavinin yarısıdır denir, doğrudur. Peki tedavi, ekonomiyi düzeltmek, yeni istihdam alanları yaratmak mıdır? İlk akla gelen bu. Ama bence bu cevap kendi başına yeterli değil ve aslında bir cevap da değil.
Bir ülke, faşizm ile yönetilebilir, baskı ve diktatörlük şartlarında yaşamaya zorlanabilir; tarihte örnekleri bolca var. Ancak bir toplum, zorbalar tarafından yönetildiği için değil, ona karşı sesini yükseltecek mecali kalmadığında çürümeye, çözülmeye başlar...
Devam edeceğim...
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025