Fehmi KORU
Karı-koca olmak eşlerin her konuda aynı şekilde düşündükleri sonucunu doğuruyor mu?
Aynı veya benzer okullardan mezun olmak, aynı ülkede veya ilde oturmak, belli bir etnik kökenden olmak her konuya tek-tip bakmayı getiriyor mu?
Kardeşler, hatta babalar ve çocukları bile farklı farklı oluyor.
İnsanoğlu böyle yaratılmış, ne yapalım?
Gerçek bu olduğu halde.. neden referandumda eli kalem tutan herkesin.. herkes olmasa bile.. belli gazetelerde yazan veya televizyonlarda yorum yapanların.. illâ ‘Evet’ veya ‘Hayır’ çizgisinde görüşler açıklaması bekleniyor?
Bekleniyor, ama iyi ki beklendiği gibi olmuyor.
Kendilerine özel sebeplerle, ‘yandaş’ tabir edilen cephede de, onların karşısında yer alanlarda da, yakın oldukları varsayılan cephenin genel havasından farklı tavır alanlar çıkıyor.
Çıkmamasına şaşırmak gerekirdi.
‘Parti disiplini’ dedikleri…
Böyle diyorum, ama Türkiye’nin durumu da ortada.
İktidar partisi anayasa değişikliği paketini tek fire vermeden Meclis’ten geçirdi.
Oysa başkanlık sistemine sahip ABD’de, her senatör ve Temsilciler Meclisi üyesinin önlerine getirilen konularda oyunu nasıl kullandığının kaydı tutulur. Herkesin sürü psikolojisiyle hareket etmeyeceği bilindiği için…
Etmezler de…
Bizde ‘parti disiplini’ parti liderinin gösterdiği istikamette tavır alınması olarak anlaşıldığı ve milletvekilleri de hayli zamandır liderler tarafından tek tek belirlendiği için, oy kullanmada sağa bakılıp hizaya geçiliyor…
Ancak bizde bile hayati konularda farklı davranışlar sergilendiği de olabiliyor.
Zaten anayasa da ‘hayati’ diye adlandırılabilecek konularda ‘gizli oy’ kullanılmasını emrediyor; herkes vicdanına göre oy kullanabilsin diye…
AK Parti iktidarda henüz yeniyken ve Tayyip Erdoğan ‘siyasi yasaklı’ olduğu için henüz başbakanlığı üstlenememişken Meclis’in gündemine gelen ‘1 Mart tezkeresi’, anayasanın ‘gizli oy’ zorunluluğu sayesinde, milletvekilleri tarafından reddedilebilmişti.
İyi de olmuştu.
Son sözü halka bırakmak
Türkiye’nin 150 yıldır tanıdığı parlamenter sistemin yerini farklı bir sisteme bırakmasını öngören anayasa değişikliğini içine sindiremeyen tek bir iktidar partisi milletvekili çıkmamasının sebebini anlamak mümkün: Konuyu halkın hakemliğine bırakmak niyeti…
Halkın sağduyusunun bu sorunu çözecek güçte olduğunu düşünmüşlerdir…
‘Evet’ denilecekse de bunu halk söylesin, ‘Hayır’ denilecekse de…
Bu da önümüzdeki kampanya sürecinin önemini artıran bir unsur. Halkın kendisinden oy vermesi beklenen ‘anayasa değişikliği paketi’ ile ilgili bilgilendirilmesini sağlamak gerekiyor.
Kim yapacak bunu?
Partiler tuttukları çizgiyi kampanyalarda anlatacaklar, anlatmaya başladılar da… Ancak, partilerin aydınlatma konusunda her zaman gerçekleri söylemesini kimse beklememeli.
Dünyanın her yerinde, kampanyalar, bir çok yanlış bilginin, yalanın, çarpıtmanın, gerçekleri yamultmanın da meşheri haline gelebiliyor. Politikacı için tek ölçü seçimden veya referandumdan ‘muzaffer’ çıkmak olduğu için, o amaca hizmet edileceği düşünülen her yola başvurmaktan geri durulmuyor.
Bunu da doğal karşılamamız gerekiyor.
İyi de, halk nasıl aydınlanacak, doğru bilgiye, gerçeğe nasıl ulaşabilecek?
Sorunun cevabı tek: Açık tartışma yoluyla ve medya aracılığıyla…
Medyanın sayfaları veya ekranlarında yer verdiği değişik görüşten insanlar halkı aydınlatacak…
Şimdilerde ‘medya’ denilen ‘basın’ın birincil görevi bu değil midir zaten? Basına yürütme, yasama ve yargıdan sonraki ‘4. Kuvvet’ denilmesinin ve böyle olduğu için geniş özgürlükler tanınmasının sebebi, halkın haber alma hakkını sağlaması değil midir?
Görüş sahipleri yazacak, konuşacak.. halk da hangi tezi haklı bulduysa.. oyunu o yönde kullanacak…
İdeal ortamda olması beklenen budur.
Bunun tam anlamıyla gerçekleşmediği ortamlara ‘demokrasi’ denemiyor.
Tek-ses ters sonuç da verebilir
O halde, Türkiye’de sistem değişikliğini gerçekleştirmeyi amaçlayan bir konuda halkın hakemliğine başvurulmuş ve referandum sandığı ortaya konulmuşsa.. halkı doğru bildikleri ve ülke için hayırlı olacağına inandıkları görüşlerini açıklamak için kendilerine sütun ve ekran ikram edilmiş kişilerin.. tek taraflı bir yönlendirme ajanı gibi tavır almalarını mı beklemeliyiz?
Elbette hayır.
Nitekim çizgileri belli değişik yazarlar ile kanaat önderlerinin, özellikle bunun sorumluluğunu hissettiği geçmiş deneyimlerden bilinenlerin, bu defa da sürüye katılmadıkları görülüyor.
Görüş açıklayanlar arasında açık ifadelerle karşı saflarda yer alanlar da var.
Önemli bir örneğini ‘1 Mart tezkeresi’ tartışmaları sırasında görmüştük bu tür bir farklılaşmanın ve oylamada isteği yerine gelmeyen AK Parti sonuçtan yararlanan parti haline dönüşmüştü.
Aynı durum başka olaylarda, mesela bu referrandumda, neden bir kez daha yaşanmasın?
Zaten ‘tek-sesli’ görüntü halktan tepki de çekebilir.
Takım tutar gibi ‘Evet’ veya ‘Hayır’ cephelerinde yerlerini alanlar yok mu? Var elbette.
Onları da anlayışla karşılamamız gerekiyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025