Hasan Bülent KAHRAMAN
Meşhur lafımı tekrarlayarak başlayayım: elbette dünyada tesadüf diye bir şey yok. Bin Ladin'in ölümü bu gerçeği bir daha kanıtladığı gibi işin neden bu kadar spekülasyonla algılandığını ayan beyan ortaya koyuyor. Öldürülmüştür öldürülmesine ama tam da OD'da olaylar birbiri ardınca gelişirken, ortaya yepyeni bir düzen çıkarken, Obama ve Amerikan rejimi bu tablo karşısında ne yapacağını bilemezken Ladin'in "gösterişli" bir biçimde ortadan kaldırılması akıllara getirebildiği kadar çok kuşku getirmiştir ki, bu sağlıklı bir durumdur. Şimdi buradan başlayarak yeniden çözmeye çalışalım söz konusu katliamın manasını ve OD'daki değişimin ne anlama geldiğini...
Mısır'da patlayan olaylar ve Mübarek'in "gidişi" bölgede yer alan otokratik, diktatoryal rejimlerin sonu olduğu kadar Arap Baharı'nın bir demokrasi arayışı için(de) olduğunun da göstergesidir. Buna bildiğimiz manasında devrim demenin hiçbir sakıncası yok. 1979 İran devriminden bile farklıdır olayların meydana geliş biçimi. Orada hiç değilse Humeyni diye bir önder vardı; bu defa kimsesiz, sahipsiz kitleler yeri yerinden oynattı. Müslüman Kardeşler gibi örgütlerin mevcudiyeti tamam, ama onlar demokratik taleplerin belirleyicisi olmaktan çok, haydi sonucu demeyeyim, uzantısıdır.
Böylesi bir bilinç dünyasında Soğuk Savaş döneminden kalma bir stratejiyle İslami radikalizm, ekstremizm, terörizm üstünden bir sistem kurucu unsur haline getirmeye çalışan Bin Ladin'e, varsın bundan sonra mitolojik bir boyut kazansın, artık ihtiyaç yok. Bu, artık cihatçı bir anlayışa yer verilmeyecek demektir. O kadar böyle ki, Mübarek ve diğer liderler El Kaide'nin ölüm listesinde baş sırada yer alıyordu. Büyük devletin her türden aracı kendisi için ve eşzamanda ve birbirine karşı kullanmak için elinde tutan devlet olduğunu söyleyeyim de bu bilginin ne anlama geldiği ortaya çıksın. Ladin sonrası dünya OD'nun hakikaten baharı yani demokrasisi demektir. Araplar açısından durum bu.
Değindiğim mantığı pekiştiren ikinci bir unsur El Fetih-Hamas arasında ortaya çıkan barış anlaşması. Aralarında 2007'de baş göstermiş bir iktidar mücadelesinin bulunduğu bu iki örgüt şimdi bir araya geliyor. Bu başlı başına bir olaydır. Hamas mı Fetih'i radikalleştirecektir yoksa Fetih mi Hamas'ı daha ılımlı hale getirecektir sorusunun cevabını bilmiyoruz ama şurası muhakkak ki, bu "yenilik" OD'da Arap-İsrail ilişkilerine yepyeni bir çehre verecektir. Netanyahu istediği kadar bunu "demokrasiye indirilmiş bir darbe" olarak nitelendirsin atı alan Üsküdar'a geçmiştir. Ne olacaktı yani bu iki örgüt birbiriyle didişecek, İsrail bildiğini okumaya devam mı edecekti?
Buraya kadar Araplar açısından ele aldığımız durumu bir de ABD yönünden izleyelim.
Ortaya çok daha karmaşık bir denklemin çıktığı muhakkak, öyle bakınca. Öncelikle, Amerika-İsrail hattında 1948 sonrası biçimlendirilen politika yerle yeksan oluyor. 1970'lerde dünyanın başka bölgelerinde de uyguladığı darbe-diktatör politikasıyla kendisine dikensiz gül bahçesi yaratıp iktidarını sürdüren ABD şimdi Arap Baharı içinde ve sonrasında bakalım ne türden manevralar geliştirecek.
Onu bilmesek bile şunu düşünebiliyoruz: böyle bir dönemde Ladin kontrolündeki Kaideci radikalizme ve şiddete daha fazla gerek yok. Amerika'nın ihtiyacı kalmamış olabilir, ona. Çünkü Ladin-ABD ilişkisinin içyüzünü hâlâ ve hâlâ bilmiyoruz. Nasıl Hizbullah-devlet ilişkisi bir yerlerden sızdıysa Ladin-Kaide-ABD ilişkisi ondan beş beter bir hızla yıllardır saçılıyor ortaya ve işte, böyle bir dönemde de Ladin, "gitti". Böylece neredeyse çökme noktasına gelen ABD politikasını canlandırmak için Obama kişisel prestiji üstünden yeni bir rüzgâr estirme gayretine girecek, dünyaya Ladin'i yok ederek, "biz henüz ölmedik" mesajı verecektir. Maksat budur, mana budur.
Şu hiç sevmediğim tabirle söyleyeyim, "ABD Arap Baharı'nı satın aldı." Umarız ucuza satmaz.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024