Melih ALTINOK
CHP’li Yenimahalle Belediyesi’nin “İbadet ağaç altında da yapılır fakat tiyatro bina ister” düsturuyla açtığı Nazım Hikmet kültür Merkezi geçenlerde Müjdat Gezen’i ağırladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon sanığı Haberal, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, Sözcü Temsilcisi Saygı Öztürk, Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun, Gezen’i yalnız bırakmadılar. Müsamerenin mesajlarının körpe hafızalarına kazınması için, kaç okuldan kaç öğrencinin salonda hazır edildiği ise henüz açıklanmadı.
Ancak kuşkusuz gecenin en ağır topu, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’di. Elbette eşi Semra hanım da tüm çağdaşlığıyla yanındaydı.
Ne de güzeldi. Adeta bir daha “çalmıştı” Sam; tıpkı eski günlerdeki o “balolar” gibi.
Bugüne değin tek bir kez güldüğünü görmemiştik Sezer’in. Ancak yüzünün en en en asık olduğu zamanın, Orhan Pamuk’un sanat dünyamızın makûs talihini değiştirip Nobel’i aldığı güne denk geldiğini biliyorduk. Sezer bu kez, Gezen’in yüksek sanat eserine “katılışımından” duyduğu “erinci” gizleme gereği duymuyordu.
Nasıl gizlesindi ki, memleketin en komiğinin tak diye sahnelediği bu oyun, yargıdaki yeni bürokratik oligarşi ile siyasetin son düellosuna şak diye oturuyordu. Ve söz konusu “siyaset şeytanını taşlamaksa” bu kuşkusuz Sezer’in işiydi; kendisince, Başbakana Anayasa fırlatmalı MGK toplantısı, 2001.
Dolasıyla, “Zamanlaması manidar” bu ilkokul beşinci sınıf toplumsal gerçekçilik müsameresi fazlasıyla ilgiyi ve desteği hak ediyordu.
Gezen’in “Olmasaydın” isimli Kemalist kara ütopyası, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmadan İngilizler tarafından öldürülmesini ve yerine Vahdettin ile Damat Ferit’in geçmesini konu alıyordu.
Resmi ideolojinin “namazsız” gömdüğü “hain bir padişahın” karanlığı ile mavi gözleri, sarı saçları ve her şeyden çok o pırıl pırıl üniformasıyla yeniliğe yeni olduğu için âşık modernin “mücadelesi” sahnedeydi. Karanlık ile aydınlık, eski ile yeni... Ne var ki oyunun “mesajını” bugüne taşıyan “kişisi,” cumhuriyetin 90 yıl boyunca tepe tepe kullanacağı “satılmış siyasi” arketipinin en karakteristik örneği Hürriyet ve İtilâf Fırkası kurucularından Damat Ferit Paşa’ydı.
Zira kısa hükümeti döneminde, Ermeni Tehciri için mahkemeler kurup, savaş suçlusu Boğazlayan kaymakamını idam ettiren, darbeci ittihatçıları tutuklatan Damat Feritler yine iktidardaydı. Üstelik yine, 10 yıl önce geldikleri gibi sandıkla da gitmiyorlardı.
Olmuyordu işte... Açık darbelere, muhtıralara, oluşturulan ekonomik krizlere rağmen olmuyordu da olmuyordu “Tanrım!”. Üstelik Atatürk’ün, yokluğunda bir hayat damarının kaybolacağını söylediği, ülkenin tıkanmış siyaset damarlarını kesip atmaya memur edilmiş bilumum sanat faaliyetine rağmen...
Oysa “kadro” da kalabalıktı. “Halbüsü” yine "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz. Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız" diyen Atatürk’ün devriminin “zoru” da başarılmıştı. Atanma dönemi bitip sandık keşfedilince milletvekili bakan, hatta cumhurbaşkanı seçilemeyen bir sınıf, onca yazar, tiyatrocu, sinemacı ve mutlaka mizahçı ile kültür endüstrisini "emin"e almıştı.
İstisnalar hariç, bugüne değin bir film vizyona girmemişti ki, içinde avantasını düşünen, çok eşliğe meyilli, dini sinsice siyasete alet eden milletvekili, bakan, başbakan geçmesin. Ve yine o filmlerde doğruyu, adaleti, hakkı savunanın savcı, yargıç, kaymakam ya da en azından bir memur olmasın. Mevzu köy seyirlikse ve protokol daha düşük seviyedeyse de satılmış el mecbur seçilmiş muhtar olurdu. Ağayla birlik olan seçilmiş muhtar köylünün arazisine el koyduğunda ya da öküz yerine Davaro’yu sabana koştuğunda, at üstünde siyah çizmeleriyle bir cumhuriyet kaymakamının ışığıyla birlikte belirmesi işten bile değildi. Ki biz bilirdik, o kaymakam köy enstitülerinden gelirdi.
Sinemada, tiyatroda, romanda illa ki halkın karşısında beliren siyasetçinin mizah literatüründeki yeri de Zübük’ten öte değildi elbette. Seçilmiş başbakanların, bakanların asıldığı, işkencede gençlerin öldürüldüğü, fidanların asıldığı, koskoca bir halkın defalarca esir alındığı darbe dönemlerinde askeri sivil bürokrasiden esirgenen eleştirellik, siyasilere beleşti. Girin bakın bu komiklik literatürünün arşivlerine, görün atanmışlara dair karikatürlerdeki özeni ve seçilmişlerin gereksiz “taranmasını.”
Ondan sonra daha rahat anlarsınız, seçilmiş başbakanın ofisinin basılmaya çalışıldığı Beşiktaş yolunda sağlam tek bir pencere kalmamışken, duvarlardaki yüzlerce Atatürk resminden birinin bile camının çatlatılmamasına gösterilen ”özenden” mizah çıkartamayan komikliğin trajedisini... 5 yaşındaki çocuğu da 70 yaşındaki dedeyi de, iradesine yani seçilmişlerine küfrettirecek hale getiren akıl tutulmasının zavallılığını... Anketlerde, defalarca halkını esir almış askere güvenin zirvede, politika üretmemesi, çözüm bulmaması için eli silah zoruyla bağlanıp etkileştirildiği halde her türlü olumsuzluğun müsebbibi sayılan siyasetin ise yerlerde sürünmesinin hakkaniyetsizliğini...
Evet, biliyorum yurttan sesler korosunun o, yargının siyaset kanallarını tıkadığına bakmadan, “Hitlerin de parlamentosu vardı annem” ezgisini. Ama bir de Berlin’de sanatçılar vardı, değil mi? Faşizmin karanlığının yenilmesi için, eleştiri oklarını siyasete değil, askeri-sivil bürokrasiye yönelten sanatçılar... Sermayenin merkezdekini, kentlisini kayırıp, çevredekini, taşralısını yerin dibine sokmayan... “Bir banka açmanın yanında adam öldürmenin lafı mı” olur derken, yalnızca ülkedeki sosyal politikalara kaynak sağlayan devlet bankasını değil, City’lerdeki özel bankaları da kasteden Brechtler...Üç Kuruşluk Opera'larda yoksulluğu oluşturanların değil, yoksulların yanında yer alan...
Zor biliyorum, devletlünün eteğinin dibinde halkına, demokratik siyasete karşı muhalefetin cazibesine kapılmamak, mizahı siyasetçileri hayvana benzetmeye indirgemenin konforunu terk etmek. Ama hiç olmazsa deneyin, hem sizin için söylüyorum. Zira bu halk tıpkı sandıkta olduğu gibi, yanında duranları ihya eder, belki tirajlarınız da kıpırdar.
Atatürk’le başladık onunla bitirelim ve yine de kadirşinaslığı elden bırakmadan tekrar edelim:
“Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim.”
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019