Yıldıray OĞUR
Freedom House’a göre Türkiye’de medya özgürlüğü Kuveyt’ten bile geri durumda. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütüne göre ise Türkiye 180 ülke içinde 154’üncü sırada. Irak’ta, Etiyopya’da bile medyanın durumu Türkiye’den daha iyi. CPJ’nin listesinde ise Türkiye en kötü 10. ülke.
Erdoğan’a göre ise Türkiye dünyada gazetecilerin en özgür olduğu ülke.
Gerçek ne peki? Gelin biraz rakamlara bakalım.
Türkiye’de günlük 38 ulusal gazete çıkıyor. Bu sayı Almanya’da 15, İngiltere’de 20.
38 ulusal gazetenin 3’ü spor gazetesi. Gerisi politika ağırlıklı gazeteler.
Bu 38 günlük ulusal gazeteden 21’i AKP hükümetine ve Erdoğan’a muhalif gazeteler.
38 gazetenin toplam tirajı 4 milyon 700 bin. Bu tirajın 3 milyonu yine muhalif gazetelerde. En çok satan 5 gazeteden 4’i yine muhalif gazete (Zaman, Posta, Hürriyet, Sözcü)
Bu 38 ulusal gazetede 1000’e yakın profesyonel köşe yazarı var. Dünyada çok örneği olmayabilir. Her gün bu yazarlardan en az 400’ünün köşe yazıları gazetelerde yayınlanıyor. Bunlardan en az 200’ü siyasi yazılar. Ve bu köşe yazarlarının 3/2’si de hükümete muhalif köşe yazarları...
Biraz da televizyonlara bakalım.
Türkiye’de 27’si ulusal, 16’sı bölgesel, 215’i yerel olmak üzere toplam 258 televizyon kanalı bulunuyor. En çok izlenen 7 ulusal kanalın yine en çok izlenen akşam haberleri arasında en yüksek reytingi olan ilk beşinden dördü her akşam milyonlarca insana haberleri hükümetin hiç de hoşlanmadığı bir şekilde sunuyor.
27 ulusal kanaldan 18’i ise sadece haber kanalı. Herhâlde dünyanın çok az ülkesinde bu kadar çok haber kanalı vardır. Milliyetçi, solcu, Kürtçü, AK Parti’yi destekleyen, CHP’yi destekleyen, liberal haber kanalları bumlar. Bu 18 haber kanalından 9’u muhalif çizgide yayın yapıyor. Her akşam bu 18 kanala her eğiliminden 100’e yakın tartışmacı çıkıyor ve her konu gece yarılarına kadar özgürce tartışılıyor.
Esas haber kaynağı hâline gelen internetten hiç bahsetmedik bile…
Bırakın Irak’ı, Etiyopya’yı, Kuveyt’i böylesine çok sesli bir medya ortamı Avrupa’nın pek çok ülkesinde dahi mevcut değildir.
Tabii bütün bunlar Erdoğan’ın dediği gibi Türkiye’yi dünyada basının en özgür olduğu ülke yapmıyor.
Belki tartışma için önce şu soruya bir cevap vermeye çalışmak gerekir; Türkiye’de medya ne zaman özgür oldu ki?
Biraz daha rakamlara bakalım.
Dünya’da Türkiye’nin medya özgürlüğü puanlarını düşüren esas rakamlar ise tutuklu gazeteciler hakkında olanlar.
Uluslararası basın örgütlerine göre 1980 darbesinden yeniden çok partili hayata geçilen 1983’e kadar hapishanelerde 83 gazeteci bulunmaktaydı. Düşünce özgürlüğüne engel bazı yasaların kaldırılmasıyla bu sayı düştü. 1990’da Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı 28’di.
1991-96 yılları arası ise Türkiye’nin en karanlık yıllarıdır. PKK ile mücadele adı altında devletin gayrimeşru yöntemlere başvurması sonucunda çoğu Kürt medyasından 28 gazeteci öldürüldü. Bu cinayetlerin çoğu fail-i meçhul kaldı. Baş fail de devletti.
Türkiye bu yıllarda bile uluslararası izleme örgütlerinin listelerinde “yarı özgür” statüsünü korumuştu. (NATO müttefikliği aşkına herhalde)
1993’te tutuklu gazeteci sayısı 55’ti. Bu sayı 1997’de 78’e çıktı, 1998’de 58’e düştü. 1999’da çıkarılan ceza ertelemesi düzenlemesi sonucu 2002’de rakam 13’e geriledi. 2002’de AK Parti iktidara geldi. AB uyum yasaları çerçevesinde ceza kanununda yine değişikliklere gidildi. O yüzden CPJ rakamlarında göre 2005’te Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı sadece 1’di. 2006’da da bu rakam değişmedi. Yine CPJ rakamlarına göre 2007’de Türkiye’de cezaevinde tutuklu gazeteci artık kalmamıştı. Bu parlak tablo 2008’de de devam etti.
CPJ’ye göre 2009’da ise 4 tutuklu gazeteci görünüyor. Silahlı sol örgütlerin medyalarında çalışan isimler bunlar. (CPJ gazetecilikten tutuklandıklarını düşünmediği için Ergenekon davasından tutuklanan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ı bu listeye dahil etmemiş) 2010’da da Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı kayıtlara 4 olarak geçmiş.
2011’de bu rakam 8’e çıkıyor. Çünkü Oda Tv davasında aralarında Nedim Şener ve Soner Yalçın’ın da olduğu gazeteciler tutuklanıyor.
Ve 2012. Tutuklu gazeteci sayısı 49’a çıkıyor birden. Peki neden? Çünkü 2011’in sonunda PKK’ya yakın medya organları ve onlarla iş birliği yaptıkları iddia edilen gazetecilere yönelik bir KCK operasyonu yapıldı. 2013 yılında bu rakam hükümetin attığı bazı adımlar sonrası gelen tahliyelerle 40’a düştü.
Ve 2014. CPJ’nin açıkladığı rakamlara göre Türkiye’de tutuklu gazetecilerin sayısı 7. Peki ne oldu da bir yılda tutuklu gazeteci sayısı 40’dan 7’ye düştü? Bu yıl olan en önemli şey yüzünden. Hükümetle Gülen cemaati arasındaki ipler koptu. Peki bunun ne alakası var tutuklu gazetecilerle? Çünkü hem 2011’deki Oda Tv hem de 2011’in sonundaki KCK operasyonlarını şimdi artık kimsenin cemaat bağlantılı olduklarından şüphe etmediği Gülenci polis ve savcılar yapmıştı. 2013’ün ortasından itibaren ama özellikle 2014’le birlikte Gülenci polis ve savcıların tasfiye süreci başladı. Buna paralel olarak ilerleyen Kürt sorunuyla ilgili çözüm süreci kapsamında KCK davalarındaki tutuklanan gazeteciler tahliye edildi.
Yani Gülenci polislerin 2011-2013 arasındaki operasyonlarıyla artan tutuklu gazeteci sayısı, AKP ile Gülen grubu arasındaki çatışmanın başlamasıyla düştü.
Tesadüf olmasa gerek. Ama 14 Aralık 2014 günkü operasyonla ilgili Avrupa Birliği’nden yapılan acil açıklamayı okuyunca kötü bir tesadüfü fark ediyorsunuz:
“…Bugün Türkiye’de çok sayıda gazeteci ve medya temsilcisine yönelik polis baskını ve tutuklamaları demokrasinin en temel prensibi olan basın özgürlüğüne aykırıdır.”
AB’nin Dışişleri Komiseri Federica Mogherini, Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn imzalı açıklama gerçekten Avrupa için insanı kaygılandırıyor.
AB’nin hepsini gazeteci sandığı gözaltına alınan 26 kişiden 10’u polisti çünkü. (Geri kalanlarının 6’sı gazete ve TV çalışanı, köşe yazarı, diğerleri ise senarist, dizi yönetmeni)
Operasyon sonucunda 22 kişi tahliye edildi, tutuklanan dört kişiden de üçü polisti. O üç polisten birinin adı Tufan Ergüder’di. Ergüder, 2011’de toplam 40’a yakın gazetecinin tutuklandığı ve Türkiye’yi dünyada en çok tutuklu gazeteci olan ülkeler arasına sokan Ergenekon ve KCK soruşturmalarını yürüten İstanbul Emniyeti’nin en üst düzey yöneticilerinden, operasyonel akıllarından biriydi.
Yani AB bu cehaletiyle sadece basın özgürlüğüne darbe vurmuş bir polis şefini basın özgürlüğüne darbe diyerek savunmuş olmadı, aynı zamanda az kalsın Türkiye’nin 50 yıllık adaylığını da kulaktan dolma bilgilerle askıya alacaktı…
Yani siz “Türkiye’de gazetecilik Kuveyt’ten, Irak’tan, Etiyopya’dan daha az özgür” derseniz, biri de çıkar size “dünyada gazetecilerin en özgür olduğu yer Türkiye” der.
Bu arada Kuveyt’teki gazetecilere durumlarının Türkiye’den daha iyi olduğu müjdesini kim verecek? 2014’te iki büyük gazeteyi kapatan Kuveyt Emiri seve seve anlatıyordur herhalde…
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBüyük Buhran… 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEİslâmcıların iki yüzü, Türkçülerin devleti ve Kürt sorununun çözümü 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBeslenmenin farklı yollarından kaçış yok 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025