Ahmet ALTAN
Geldiğimiz nokta şu, büyük gazetelerden biri “yayınlayacağım, ortalığı sarsacağım” diye bir gün öncesinden duyurduğu haberi hükümetten baskı gelince yayınlamaktan vazgeçiyor.
Yeryüzündeki hiçbir gazete kolay kolay kendini bu duruma düşürmez, böyle bir şeyin olabilmesi için çok büyük bir baskının yapılması gerekir.
Ya da artık oraları bile geçtik, öyle büyük baskıya falan gerek kalmıyor, “yayınlamayın” diyorlar, gazete de yayınlamıyor.
Yazarların yazılarını da sansür ediyorlar.
Sadece iktidarın ve Başbakan’ın övülmesini istiyorlar, en küçük bir eleştiriye bile tahammülleri yok.
Ama Türkiye’de olaylar çığırından çıkıyor.
Köşe yazarlarının Başbakan’ı övmesi işleri düzeltmeye yetmiyor.
Zaten, bugün Başbakan’ın kendisine “gerçek” soru soracak ve sorusunun cevabını ısrarla isteyecek sahici hiçbir gazetecinin karşısına çıkamaması da durumun vahametini gösteriyor.
İktidarın açıklayamayacağı o kadar çok fiyaskosu birikti ki Başbakan’ın sahici gazetecilerden ödü patlıyor.
Hem televizyona çıkmak istiyor, hem de hiç bir ciddi soru sorulmasın, çarpıtılan gerçekler yüzüne vurulmasın istiyor.
Şu Suriye’de düşürülen uçak konusunu alın mesela.
Birbiriyle çelişen birçok açıklama yaptılar, ilk yaptıkları açıklamalardan döndüler, lafları evirip çevirdiler ama o uçağa gerçekten ne olduğunu, bu kadar kritik bir dönemde niye Suriye hava sahasında uçtuğunu, o uçağın orada uçması için kimin emir verdiğini, hükümetin bir savaş uçağının Suriye hava sahasında dolaşmasından haberi olup olmadığını asla açıklamadılar.
Ciddi yabancı kaynaklar o uçağın Suriye hava sahasında düşürüldüğünü söylüyor.
Ellerinde belgeler ve kayıtlar olduğu da anlaşılıyor.
Neden hükümet, müttefiklerinden, NATO’dan, Amerika’dan, İngiltere’den, “bizde kayıtlar var” diyen Rusya’dan bu belgeleri istemiyor?
Başbakan ve Dışişleri Bakanı, neye ve kime güvenerek televizyonlara çıkıp “uçağımızı Suriye uluslararası sularda vurdu” açıklamalarını yaptı?
Askerler, hükümeti kandırdı mı?
Hükümet, askerî konularda denetimi tümden kayıp mı etti?
Peki, ya Şemdinli?
Şemdinli’de ne oluyor?
Hiç kimse bilmiyor, Başbakan “115 PKK’lı öldürdük” diyor.
Orada toplam kaç PKK’lı var?
Başbakan 115 PKK’lıyı öldürmekle “övünürken” saldırılar nasıl hâlâ devam ediyor?
O PKK’lılar, o ağır silahlar nasıl kimsenin haberi olmadan bölgeye sızdı?
Yüz binlerce askeri ve korucusu, uçakları, Heronları olan bir orduya karşı PKK yirmi gündür bir“cephe savaşını” nasıl sürdürüyor?
Tabii, asıl temel soru şu:
Hükümet, “115 vatandaşını” öldürmek zorunda kalacağı bir savaşın “sosyal zeminini” ortadan kaldırmak için ne yapıyor?
Irak’ta, Suriye’de Kürtler kendilerine “özerk bölgeler” elde ederken Türkiye’de Kürtlerin “anadilde eğitime bile sahip olmadan” yaşamaya devam edeceğine gerçekten inanıyor mu hükümet?
Tamam, PKK yönetimi barışa yanaşmıyor.
PKK’nın savaşı sürdürebileceği “sosyal şartları” ortadan kaldırdı mı hükümet, Kürtler çocuklarını istedikleri gibi eğitebiliyorlar mı, “kendi devletlerinin” resmî dairelerinde anadillerinde konuşma hakkına sahipler mi, “ne mutlu Türk’üm diyene” anlayışı değişti mi, Türk olmayanın“mutsuzluğu” bitti mi, Kürtler kendilerini bu ülkede güvende hissediyor mu?
Hükümet, kendi vatandaşlarının huzuru ve güvenliği için gerekenleri yapmazsa, “savaşa” da “barışa”da PKK karar verir.
PKK, bir anda bütün ülkede bir savaş havası yaratmayı başarabiliyor.
Ünlü Fransız devrimcisi Saint-Just’ün bir lafını çok sık hatırlıyorum bugünlerde, “devrim silahların değil yasaların patlamasıdır”.
Sen yasalarını genişlet, bütün herkesi kapsayacak hâle getir, koşullar o yasaları “patlatamasın”, o zaman bak bakalım böyle günlerce süren “cephe savaşları” oluyor mu?
Açılım dönemlerinde PKK gene gidip karakollara, askerlere saldırıyordu, o zamanlarda PKK’lıların bir bölümü bile eleştiriyordu o saldırıları, toplumdaki “ümit” PKK’nın yaratmak istediği “ümitsizlik”havasını boğuyordu.
“Barış” isteyen bir hükümet karşısında PKK “savaşa” destek bulmakta çok zorlanıyordu.
Bugün “savaş” diye bağıran bir iktidar karşısında, PKK “daha da fazla savaş” diyerek olayların belirleyicisi hâline gelebiliyor.
“Silahla yazıyı” eşdeğer gören bir İçişleri bakanının olduğu ülkede silahlar susmaz.
Uludere’de devletin öldürdüğü insanlar için “dolap beygirleri” dersen, Uludere’de ne olduğunu açıklamazsan, Uludere için özür dilemezsen, Kürtler PKK istedi diye gidip “halk savaşına” katılmaz ama PKK’nın saldırılarını da “açılım” günlerinde olduğu gibi eleştirmez.
Türkiye’nin kaderine, Türkiye’deki Kürt ve Türk vatandaşların oy verip seçtiği Türkiye hükümeti karar verir, kaderi belirleme gücünü ve rolünü PKK’ya kaptırıyorsa, kolaya sapıp PKK’ya sövmek yerine,“ben bu gücümü nasıl kaptırdım” diye sorup, aklı başında bir cevap bulması gerekir bence.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018