Aydın ENGİN
Dünkü gazetelere bakan ve Türkiye’yi iyi tanımayan biri ana muhalefet partisi çatladı çatlayacak, bölündü bölünecek sanırdı. Kimi meslektaşlar işi iyice çığırından çıkarıp “CHP Meclis grubunda ve CHP Parti Meclisinde kaç ulusalcı, kaç yeni CHPli var” gibisinden sayısal veriler(?) bile yayınladılar.
CHP’de bir hesaplaşma yaşanması kaçınılmaz ama herhalde bugünden yarına değil.Henüz erken. Kılıçdaroğlu okkalı bir seçim kaybetmeden koltuğunu kaybetmez; okkalı olmasa bile bir seçim kazanırsa da onu kimse koltuğundan indiremez.
Soru şu: Kılıçdaroğlu önümüzdeki bir yerel, bir genel, bir de cumhurbaşkanlığı seçimi gibi çok zorlu günlere kimlerle birlikte girecek ?
Son günlerde yaygın kullanılan bir tanımlama ile 1930’ların CHP’sini özleyen ve o CHP’yi var kılmaya çabalayanlarla mı, sosyal demokrasiyi benimsemiş, en azından benimsemeye çabalayanlarla mı ?
Son kurultay’da Kılıçdaroğlu bu soruya “Hem onlarla, hem ötekilerle” cevabını verdi. Partinin yönetim organlarında bu dengeye sıkı sıkı uydu.Sonuçta kendi içinde kilitlenmiş, temel konularda ortak ses çıkaramayan, siyasetin düğümlendiği alanlarda çözüm üretemeyen, kritik yasalar görüşülürken (Mesele Anadilde savunma hakkı gibi) söz alan milletvekilleri ile genel başkanın ayrı tellerden çaldığı bir CHP çıktı ortaya.
Partinin bilim kadını gibi bir ünvan da taşıyan milletvekili Birgül Güler Ayman’ın “Türk ulusu, Kürt milliyeti” gibi kavramlarla cambazlık yapıp Türk milliyetçiliğini şaha kaldırdığı konuşmasının ardından dünkü grup toplantısında CHP liderinin sözleri önem taşıyordu.
Tamam kimi meslektaşların umduğu gibi kanatlardan birine dönüp “Çekin gidin bupartiden. Bu görüşlerinizin bupartide yeri yok” demesini beklemiyorduk. Ama en azından parti içinde çok sert bir tartışmaya ebelik edeceği besbelli bir krizdeKılıçdaroğlu’ndan partinin siyasal hattına açıklık getirecek bir “netlik ayarı” bekleniyordu.
Yanlış bir beklentiymiş. Kılıçdaroğlu netlik ayarı yapmak yerine “Bırak bulanık kalsın” demeyi yeğledi.
Milletvekillerine “Aman dikkatli konuşun. Görüşlerinizi olur olmaz yerde açıklamayın” dedi. Ardından da medyayı işaret edip ekledi: “Kullandığımız sözlerin, cümlelerin nerelere çekiştirileceğine dikkat etmemiz gerekiyor…A dersiniz, B yazarlar, bundan endişeniz olmasın”.
Buyrun buradan yakın!..
Şu hem profesör hem siyasetçi hanım milletvekili A dedi, biz de A yazdık ve o “A”yı değerlendirip yorumlamaya çabaladık.
Sadece Birgül Ayman konuştuğunda değil, Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup konuşmasında da o A dedi, biz de A yazıyoruz.
Örnek veriyorum:
Kılıçdaroğlu dünkü o uzun grup konuşmasında şöyle bir cümle kurdu:
“…Türkiye, hiçbir zaman ırk, kan, kafatası esasına göre yönetilen bir devlet olmamıştır ve olmayacaktır.”
Bu cümle A’dır.
Şimdi bu sözlere karşı “Peki 1930’larda binlerce yurttaşın kafatasını ölçüp ‘Türkler brakisefal ve Alp ırkındandır’ gibi ırkçı teşhislerini devlet görevi olarak ve bilimsellik iddiası ile ortaya koyanlara ne diyeceksiniz” sorusunu yöneltsem, Kılıçdaroğlu’nun A dediğine B mi demiş olacağım ?
Bir örnek daha. Kılıçdaroğlu şöyle buyurdu:
“…Milliyetçilik, ırk, köken, din, mezhep, bölgecilik, kavimcilik anlayışlarının ulusal düzeyde aşılmasıdır.”
Bu A’ya bakıp “Milliyetçiliğin kırk türlü tanımı vardır ama bu kadarı kimsenin aklına gelmemiştir” desek bu B mi demektir ?
Kılıçdaroğlu ve milletvekilleri rahat etsin A derlerse biz de A dediklerini yazarız.
Ama dedikleri A’nın içeriğinin ne anlama geldiğine dikkat etmeliler. Yoksa “A(kım) derken B(atum) dedi” filan gibi bir halk deyişi var ya, onu hatırlatmak zorunda kalırız…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































arif kahraman
ufuk açıcı bir yazı okudum. markar aseyan her zaman bana bir şeyler vermiştir. teşekkürler markar
arif kahraman
ufuk açıcı bir yazı okudum. marker aseyan her zaman bana bir şeyler vermiştir. teşekkürler marker