Ceren KENAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya gezisi sonrasında yaptığı bir açıklama Türkiye'nin Suriye politikasında önemli bir değişim yaşandığına dair yorumları beraberinde getirdi. "Geçiş sürecinde belki Esad ile gidilme gibi bir şey olabilir" cümlesi Türkiye medyasında epey yer buldu.
Erdoğan bu ifadesine daha sonra bir açıklık getirdi: "Benim Suriye politikası ile ilgili Türkiye’nin yaklaşımı Başbakanlığım döneminden itibaren neyse, bugün de aynıdır. Bizim Suriye'nin içiyle herhangi bir derdimiz yok ama 911 kilometre sınırımızın olduğunu da; ne Esad ne de dünya unutmasın. Her an biz oradaki terör örgütlerinin tehdidi altındayız. Biz buna bir yere kadar sabrederiz..." Suriye politikasında değişiklik olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Esad ile asla Suriye'nin kurtuluşu söz konusu olamaz. Zerre kadar Suriye'ye sevgisi varsa, bırakıp gitmelidir" dedi.
Türkiye'nin Suriye politikasında bir değişiklik olup olmadığı, New York'ta, Birleşmiş Milletler 70. Dönem Genel Kurul Toplantıları için bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu'na da soruldu.
Davutoğlu'nun da bu konuda açıklaması netti ve bir değişim olmadığını vurguluyordu.
"Türkiye, Suriye meselesinde mevcut konumuna kolay gelmedi" diyen Davutoğlu, Suriye'deki krizin başından beri Türkiye'nin 3 safhadan geçtiğinin altını çizdi.
Gösterilerin başladığı tarih olan 2011 Şubat'tan 2011 Eylül'e kadar Türkiye Esad'ı ikna ederek bir reform sürecini destekledi. Hatta 2011 yılının Ağustos ayında dönemin ABD dışişleri bakanı Hillary Clinton, net bir şekilde Türkiye ve Ürdün gibi bölge ülkelerinin Esad'ı gayrimeşru ilan etmesi gerektiği üzerine bir açıklama yapmıştı. O dönem Türkiye, Esad'ı göstericilerin talepleri konusunda ikna etmeye çalışırken, ABD rejim değişikliğinin zamanının geldiğine inanıyordu. Türkiye ile ABD arasında yine bir görüş farklılığı yaşanıyor; ABD, Türkiye'nin Esad'ı ikna çabalarını beyhude görüyordu.
2011 Eylül'ü itibari ile Esad, hiçbir şekilde reforma açık olmadığını eylemleri ile gösterdi. Türkiye bir kapıdan reform programları ile girerken, İran diğer kapıdan göstericilere sıfır taviz önerisi ile çıkıyordu. Bu sırada Suriye silahlı kuvvetleri adım adım İran'ın kontrolüne geçiyordu. İran, Suriye'nin müttefiki olmaktan çıkıyor, Suriye'deki işgalci güç hâline geliyordu.
2011 Eylül'ünden, 2012'nin ilerleyen aylarına kadar ise Türkiye'nin Suriye politikası ikinci safhaya dönüşecekti. Suriye'de Esad'ın da içinde olabileceği bir geçiş hükümetine Türkiye yeşil ışık yakacaktı.
Ancak Esad'ın hava saldırıları ile sivilleri hedef almaya devam etmesi, hiçbir şekilde uzlaşmaya açık bir tutum izlememesi, kimyasal silah kullanımı gibi faktörler ise Türkiye'nin Suriye politikasında üçüncü evreyi getirdi. O evre bugünkü politika oldu. Esad gitmeden, Suriye'de kalıcı bir çözüm olmaz.
Bu pozisyona gelinmesinde elbette muhalefetin ve Suriye'yi terk eden milyonlarca Suriyeli mültecinin, Esad'ın kaldığı bir Suriye'de çözüm olmayacağına dair net tavırları da etkili oldu.
Erdoğan'ın sonradan getirdiği açıklamaya paralel olarak Davutoğlu da Türkiye'nin pozisyonunda bir değişim olmadığı ve hâlâ 3. evrede olduğunu ifade ediyor.
New York'ta yaptığı görüşmelerinde mülteci meselesinin en önemli gündem maddesi olduğunun, özellikle Batılı muhatapların bu konuda Türkiye'ye hem maddi hem de siyasi destek verilmesi konusunda mutabık olduğunun altını çiziyor.
Bu siyasi destek, Türkiye'nin önerdiği "güvenli bölge" girişimine de destek anlamına geliyor mu?
Sanıyorum ki bu ilerleyen zamanlarda netleşecek bir müzakere süreci...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017