Elif ÇAKIR
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün grup toplantısı sonrasında bir gazetecinin ‘muhalif adaylar hakkında disiplin sürecini başlatacak mısınız?’ sorusuna verdiği cevap entresandı:
“Tabi medyanın yüksek desteği kongrelerin karambolde yapıldığı şeyde, bir ihraç kararıyla birisini gönderirsek ertesi gün onu kahraman yaparsınız. Milletin başına bela edersiniz. Onun için o aklımda duruyor. Gereği ne zaman gerekiyorsa o zaman yapılacaktır.”
Dikkatinizi celbetmek isterim! Devlet Bey, ‘karambolde şey olan kongre’ye medyanın ‘yüksek ilgi’ göstermesine bozulmuş belli.
Yüzünün her zamanki en mimiksiz haliyle, hafif yollu bir laf sokuşturması bu yüzden! Ama çocukça ve oldukça sempatik. Kaç yaşına gelirsek gelelim, içimizde hep bir çocuk vardırın en güzel örneğini sergiliyor Bahçeli! O zaten hep böyleydi.
Ve fakat ciddi bir şey de söyledi elbette. Asıl önemli olan da bu sözüydü zaten.
“Muhalif adaylarla ilgili disiplin süreci başlatacak mısınız?” sorusuna “ihraç kararı verirsek kahraman olurlar” cevabı verdi Bahçeli. Evet, aynen böyle söyledi. Boşverin devamında duygusal öfkeyle sarfettiği “milletin başına bela mı edelim” sözünü.
Şunun daha iki ay öncesinde Devlet Bey’in, Meral Akşener’i, Sinan Oğan’ı, Ümit Özdağ’ı MHP’den ihraç edeceği bilgileri havada uçuşmuyor muydu? Peşpeşe açıklamalar gelmiyor muydu? Devlet Bey’in ne düşündüğü, izleyeceği stratejiler sızdırılmıyor muydu MHP’den?
Bu, Devlet Bahçeli’nin nihayetinde bir şeyleri eksik ama doğru okuduğunu gösterir. Bahçeli’nin hala farkında olmadığı gerçek, MHP’de köklü bir değişim isteyen, dip bir dalga var.
O dip dalga, iktidara talip olmak istiyor. Genel Başkanları başbakan olsun istiyor. MHP, Türkiye’nin sorunlarına çözüm politikaları üretsin istiyor. Müzmin muhalefetten sıkılmış durumda.
Kısaca, “Seni seviyoruz, saygımız sonsuz, çok iyi birisin Devlet Bey, ama bu bize yetmiyor. Keşke tadında bırakıp nezaketle kendin ayrılsaydın, bunu bize bırakmasaydın” diyorlar.
Devlet Bey’in ‘olmaz’ dediği her şeyi oldurmalarının, ‘yapamazlar’ dediği her şeyi yapabilmelerinin arkasında yatan motivasyon bu.
Öyle olmadı mı?
Ne dediyse dinletemedi, ne söylediyse kar etmedi.
Bu dönemin en geçerli akçesi, en geçerli ithamı olan “paralel bunlar” yaftalaması bile havada kaldı. “Pensilvanya’nın oyununa kanmayın” sözünün alıcısı çıkmadı. “Paraleller partimi ele geçirmeye çalışıyor” sesine ses veren olmadı.
Neden? Paralel yapının dört bir yandan “devlete, kurumlarına, hükümete” saldırdığı o günlerde, 17:25’e ayarladığı saatiyle bunun dalgasını geçiyordu da ondan!
Hatırlayın.
Merkez, kongre talebinde bulunamazlar dedi, muhalifler kongre talebinde bulundular.
MHP Merkez, kongre isteği için yeterli imza toplayamazlar dedi, muhalifler yeterin üstünde imza topladı.
Merkez, mahkemeye gidemezler dedi, mahkemeye gittiler.
İtiraz edemezler dedi, itiraz ettiler.
Ne Gemerek engel olabildi, ne tomalar, ne barikatlar engel olabildi “MHP’de değişim isteyen muhaliflerin” önünde.
Partilerinde değişim isteyen, yenilenmesini isteyen, partilerinin silkinip kendisine gelmesini isteyen, iktidara talip olmasını arzu eden muhalifler; MHP Genel Merkez’in, Ankara’ya 394 km uzaklıktaki Gemerek mahkemesinden aldığı kararlara nazire yaparcasına, Ankara’ya 31 km uzaklıkta gerçekleştirdiler kongrelerini. Ve partilerinin antidemokratik tüzüklerini Ankara’ya 31 km uzaklıkta değiştirdiler.
Şimdi burada Devlet Bey’in şahane matematik hesaplarıyla toplamasını, çıkartmasını, eklemesini, çarpmasını yapıp ortaya çıkan rakamın bizlere verdiği mesajın analizini yapmak vardı ya!
Pazar günü gerçekleşen MHP’nin tüzük kongresi kim ne derse desin takdire şayandı. Partilerin lider partisi değil, kitle partisi olduğunu göstermesi açısından önemliydi. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde partiler kurumsaldır, milletindir. Liderlerin partisi olmaz. Partisine katkı sağlayacak liderler vardır. ABD’ye bakın, her fırsatta örnek gösterilen Avrupa ülkelerine bakın. Böyledir.
Makarayı geriye sarma imkanı olsaydı, zamana yolculuk yapması mümkün olsaydı, filmi geriye sarmak ister miydi Devlet Bey?
Hamiş: Bahçeli’nin “sürprizlerim olabilir” sözünün peşine düştüm. Aslında son kozu, son hesabı diyebiliriz. MHP Merkez’in yani Bahçeli’nin delegeleri, pazar günü tüzük kongresinde değiştirilen 13 maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarmış. Bekleyelim...
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025