Elif ÇAKIR
Türkiye’nin ekonomisini uçuracağını vaat ettikleri “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nde ülkenin ekonomisi evet uçuyor ama uçuruma doğru, hem de tepe taklak.
AK Parti iktidarı bunu hiç ama hiç mesele etmiyor, bu başarısızlığı hiç ama hiç üzerlerine almıyor.
Herhangi bir mahcubiyet falan da göstermiyorlar.
Mesela CB hükümet sisteminde istihdamın artacağını, hem de herkesin işler arasından işler beğeneceğini vaat etmişlerdi. Bu hükümet sisteminde bırakın istihdamın artmasını iyi kötü bir iş sahibi olanlar bile işlerini kaybetmeye başladı, işsiz sayısı 10 milyonu aştı…
Bugün ülkemizde her üç kişiden birisi işsiz durumda. Yüzde 22,8 genç işsizlik oranı ile dünyada beşinci sıraya yerleşmiş durumda.
***
AK Parti iktidarları döneminde doğan, büyüyen, yetişen genç kuşak Türkiye’de kendilerine bir gelecek göremiyorlar, yarınlara dair hayal kuramıyorlar, geleceklerini başka ülkelerde arıyorlar.
Ama AK Parti iktidarı ve milletvekilleri, AK Parti’nin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan bunları hiç mesele etmiyor, bu kötü tablodan dolayı herhangi bir teessüre kapılmıyorl, mahcubiyet falan hissetmiyor.
Enflasyonun alıp başını gitmesinden, Türk lirasının değer kaybetmesinden, Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doların erimesinden, cezaevlerinin dolup taşmasından, cezaevlerinde, karakollarda bu ülkenin vatandaşlarının insanlık onurunu zedeleyecek muamelelere maruz kalmalarından, yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnameler ile on binlerce insanın işsiz kalmasından, mesleklerinden ihraç edilerek haksızlığa maruz kalmalarından, insanların evine ekmek götüremeyecek duruma gelmelerinden…
Devam edelim…
Ülkenin ekonomisini uçuracağını söyledikleri bu hükümet sisteminde “ekmeğin askıya” çıkmış olmasından…
Hiç ama hiç rahatsızlık duymuyorlar… Hiç ama hiç mahcubiyet falan hissetmiyorlar…
***
AK Parti iktidarının 2011 yılında davulla zurnayla açıkladığı bir “2023 Hedefleri” vardı! Dönemin başbakanı Erdoğan 2023 belgesini “2023’te uluslararası alanda, daha etkili, daha güçlü bir Türkiye, AB üyesi olmuş, komşu ve çevre ülkelerle maksimum düzeyde ilişkilerini geliştirmiş, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmiş bir Türkiye olacağız. Uluslararası yatırımcıların tercih ettiği bir Türkiye vizyonudur bu” sözleriyle açıklamıştı.
Sahi, Türkiye 2023 Hedeflerinin neresinde? Ne oldu AK Parti’nin 2023 Hedeflerine?
AK Parti iktidarı ve siyasetçileri, kendi vaatlerini sümenaltı etmelerinden dolayı herhangi bir rahatsızlık hissetmiyorlar, vaatlerinin altında kalmış olmaktan dolayı mahcubiyet duymuyorlar
Mesela Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde “hızlı kararlar” alacaklardı, hızlıca aldıkları kararlar hızlıca icraata dönüşecekti, hükümet sendelemeyecekti, çuvallamayacaktı, dünya ile yarışacaktı hizmetlerde…
***
İktidar “maske” melesinde de “aşı” meselesinde de çuvalladı.
Bütün dünya liderleri ülkesine Faz 3 çalışması tamamlanmış aşıları alternatifli bir şekilde temin için anlaşmaları yaptı. Aralık ayından bu yana da aşılama süreci başladı o ülkelerde.
Türkiye haftalardır hala Çin’den aşı bekliyor.
11 Aralık denildi, 25 Aralık denildi, “Bu Pazar gecesi yola çıkıyor” denildi, “Aralık ayının son haftasında vatandaşlarımıza aşıları uygulamaya başlıyoruz” denildi, olmadı. “Ocak ayının ilk haftasında aşı uygulaması başlıyor” denildi…
“Günde 2 milyon aşı yapacağız” müjdesi verildi…
Ocak ayı bitiyor neredeyse ama ortalıkta hiçbir şey yok.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkeye hiçbir iyilik getirmediği, ülkeyi daha da aşağılara çektiği ortada.
Ama bunlardan bir rahatsızlık falan duymuyorlar. Bunları mesele de edinmiyorlar.
***
Ama CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiği “sözde cumhurbaşkanı” ifadesini mesele ediniyorlar!
Elbette ki AK Partili siyasetçiler liderlerine sahip çıksınlar, “sözde cumhurbaşkanı” sözüne en sert tepkileri göstersinler. Siyasetçilerin birbirileriyle atışmaları, sert polemiğe girmeleri, siyasetçilerin alaycı bir üslup kullanmaları siyasetin doğasında vardır.
Nihayetinde iktidar ve muhalefet arasında sert polemikler yaşanır. Muhalefet partileri elbette ki iktidar partilerinin başarısız politikalarını kamuoyunun gözleri sereceklerdir, iktidar partilerini yerlerinden edecek politikalar ortaya koymaya çalışacaklardır. Adı üstünde siyasi rekabet.
Ama burada bir sorun yok mu?
Hatta iki sorun yok mu?
Birinci sorun şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan mesela muhalefet partilerinin liderlerine, siyasetçilerine söz söylerken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kendisine verdiği iki şapkadan “parti lideri” şapkasıyla konuşuyor.
Mesela Sayın Kılıçdaroğlu hakkında çok daha ağır, küçümseyici, aşağılayıcı sözler sarf ettiğinde bu siyasi polemik oluyor, sert tepki kategorisine giriyor!
Ama işte son örnekte olduğu gibi Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Sözde Cumhurbaşkanı” ifadesini kullanması “milli iradeye, cumhurbaşkanlığı makamına” saygısızlık sayılıyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu konuşurken Sayın Erdoğan’ın başında genelde Cumhurbaşkanı şapkası oluyor ama Sayın Erdoğan konuşurken başında bu kez “AK Parti lideri” şapkası oluyor!
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayın Kılıçdaroğlu’nun “sözde cumhurbaşkanı” ifadesini mahkemeye taşıyor.
***
Bir parantez açmak isterim:
MHP lideri Devlet Bahçeli 2014-16 yılları arasında Sayın Erdoğan için “namusu zelil olmuş kişi”, “sicili lekelenmiş kişi”, “işbirlikçi”, “küresel senaryonun baş aktörü”, “iki yüzlü” gibi ve hatta bunlardan çok daha ağır laflar sarf etmişti. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “sözde cumhurbaşkanı” sözünü fersah fersah aşan hakaretlerdi.
Parantezi kapatalım.
Benim dikkatimi çeken asıl ikinci sorun ise şudur: Bu ülkede üç vatandaştan birinin işsiz olması, enflasyonun yükselmesi, Merkez Bankası’ndaki eriyen 128 milyar dolar , büyüyen bütçe açıkları AK Parti’de neden kıyameti kopartmıyor…
Acaba diyorum: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sözde cumhurbaşkanı” ifadesine sert tepki gösteren iktidar yetkilileri farkında mı değiller?!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025