Eser KARAKAŞ
“Tam bağımsız Türkiye” kavramının ne anlama geldiğini aramızda bilen var mı acaba?
Bu kavramı ya da sloganı bir hedef olarak kullananların da önemli bir bölümünün bu ifadenin ne anlama geldiğini bildiğini zannetmiyorum.
Ancak, aralarında mutlaka küçük bir grup var, bu ifadenin, “Tam bağımsız Türkiye”, ne anlama geldiğini biliyorlar ama bu kavramsal Türkiye tasavvurunun nerelere gidebileceğini de açık açık tartışmaktan çekiniyorlar.
“Tam bağımsız Türkiye” ifadesi tartışmasının bir biçimde egemenlik kavramına kadar da gideceği kesin, bu alan da çok tartışılmıyor.
Gelelim, konunun Türkiye özelinde detaylarına.
Yazının sonunda söylemem gerekeni söyleyerek gireyim detaylara; “Tam bağımsız Türkiye” demek günümüzde artık parasal ve pozisyonel rant demek, bu iyi biline.
Lütfen kimse meseleyi Cumhuriyetin kurucularının “tam bağımsızlık” kavramına ilişkin ifadelerine getirmesin, 1920’lerin dünyası ve bugünün dünyası çok farklılar, üstelik konumuz tarihsel deklarasyonlar da değil.
“Tam bağımsız Türkiye” ifadesinin en azından üç boyutu var:
1-Ekonomik boyut: Ekonomik boyut dışa açık piyasa ekonomisi ile hem mal ve hizmet üretiminde hem sermaye hareketlerinde hem de işgücünün dolaşımında dışa kapalı ekonomik model mukayesesine dayalıdır.
Konuyu kurumsal boyutlar üzerinden tartışmak daha verimlidir; tam bağımsızlıkçılar mal ve hizmet üretiminde gümrük birliği modellerine karşılar, çok ağırlıklı olarak hâlâ ve hâlâ ithal ikameci modeller üzerinde ısrarlılar, dış rekabeti sevmiyorlar, banyoda yürüyen çamaşır makinelerinden, mutfakta çıkardığı gürültüden evde durulmayan buzdolabı markalarından yanalar (hoş, bunların üreticileri bile bu modelden vazgeçti ama modelin savunucuları hâlâ ısrarlı).
Tıp dünyasına yabancı doktorların girmesine, üniversitelere de yine çok nitelikli yabancı öğretim üyelerinin gelmesine de karşılar.
Sermaye hareketlerinin serbestliğine de karşılar çünkü sermaye hareketlerinin serbestliği milli iktisat politikası yapıcılarının yanlışlarının bir gün zarfında ortaya çıkışını sağlıyor, bunu istemiyorlar, “milli ve yerel olsun da etkinlik, refah maliyetleri ne olursa olsun” görüşünde ısrarlılar.
Dışa açık piyasa modellerine karşı olanlara içimden senelerdir “Babanın ya da senin yürümeyi seven çamaşır makinesi, kapıları kapanmayan araba fabrikaları mı var?” sorusunu sormak gelir.
2-Hukuki boyut: Tam bağımsız Türkiye sevdalıları Anayasa'nın 90. Maddesinin son paragrafına yani uluslararası temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin yasalarımızın üzerinde olmasına da karşıdırlar, Avrupa Konseyi çerçevesinde saptanan ilkelere, AİHM kararlarının bağlayıcılığına da özünde karşıdırlar.
İçeride üretilen berbat hukuk kararlarına da siyaseten karşıdırlar ama bu kararların uluslararası denetimine de hiç sıcak bakmazlar.
Milli iradeyi temsil eden TBMM’nin ürettiği hukukun her şeyin üzerinde olması temel tercihleridir.
Bu arada, Gümrük Birliği kararının da, sermaye hareketlerinin serbestliğinin de, Avrupa Konseyi üyeliğimizin de, AİHM’e bireysel başvuru hakkının da milli egemenliği temsil eden kurumlar ve kişiler tarafından kabulünü de görmek istemezler.
AİHM başvurularına “Türkiye’yi Avrupa’ya, dünyaya şikâyet” olarak bakma alışkanlığından da vazgeçmezler.
Hem ekonomik hem hukuki otarşi merakları nedeniyle Türkiye’nin AB üyeliğine kökten karşıdırlar.
AB’ye gireceksek de “Onurumuz ile girelim” gibi tamamen anlamsız ifadelere bayılırlar, AB üyeliğinin çok önceden herkes, her aday ülke için saptanmış ilkelere bağlı olduğu gerçeğini reddederler, Türkiye’ye özel koşullar dayatıldığı yalanını tekrarlarlar.
Tüm bunların altında da parasal ve pozisyonel rant arayışları yatar; en özünde de bunlar işini AB standartlarında yapamayacaklarını bilenlerdir, rekabet fikrinden nefret ederler, seneler önce İngiltere’den İstanbul’da sekiz gol yediğimizde de milli takımın Edirne’den uzağa gitmemesini önermişler idi.
3-Askerî boyut: Hem militarizme yakındırlar hem de NATO üyeliğine karşıdırlar, S-400 projelerine milli ve askerî bağımsızlık gözüyle bakarlar çünkü temel dertleri batı ve batı değerleri karşıtlığıdır.
Başka bir ifadeyle de hem çağdaşlık kavramını tekellerinde görürler hem de çağdaş olan her şeye karşıdırlar, gerçek bir özgürlük, güvenlik, zenginlik üçlemesine karşıdırlar, zenginliğin ancak batı standartlarında bir özgürlük ve hukuk çerçevesinde üretilebileceğini görmek istemezler.
Klasik yanlışları tekrar etmekten sıkılmazlar, “özgürlük-güvenlik dengesi” gibi saçma ifadelerden vazgeçmezler, böyle bir dengenin, değiş-tokuşun artık olamayacağını, özgürlük ve güvenliğin daima ve her iki yönde de beraber, aynı istikamette geliştiğini reddederler yani daha özgür oldukça daha güvenli, daha az özgür olunduğunda da güvenlikten taviz verildiğini kabul etmezler.
Dışa açık piyasa ekonomisine, dış denetimli hukuka karşı çıkmak akçeli ya da pozisyonlu rant kollamak demektir ve işin özü de budur.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları

























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025