Fehmi KORU
Hayret: İngiltere’de dün genel seçim vardı ve iktidardaki Muhafazakâr Parti parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti; buna karşılık bizim medyada üç satırını buna ayıran yorumcu yok gibi…
Oysa bir yıl önce Avrupa Birliği’nden çıkma (Brexit) konusu halkoyuna sunulduğunda, uzak komşumuzdaki gelişmeyi çok yakından izlemişti bizim medya…
İlgisizliğimiz gündemimizin çok daha önemli başka konularla yüklü olduğu içindir; ancak yine de üç satırlık değinmeler arasında İngiltere’de yaşanan siyasi depreme de yer bulunabilirdi.
May ‘Devam’ diyor, ama devam bile edemeyebilir
Evet, deprem. Başbakan Theresa May hiçbir şey olmamış gibi davranıyor olsa ve kendisine koalisyon ortağı olarak küçük bir parti bulsa da, İngiltere’de hiçbir şey seçimden önceki gibi olmayacak.
Seçimin erkene alınmasını isteyen, bunu Kraliçe Elizabeth ile görüşerek sağlayan bizzat Başbakan May’di. Partisinin sandıktan daha da güçlenerek çıkacağından emin olmasa.. hiç gereği yokken.. böyle bir riski göze alır mıydı?
Tabii ki hayır…
Manchester ve Londra’da patlak veren terör eylemlerinin de partisine yarayacağını hesap ediyordu May; özellikle eylemler sonrası yaptığı sert konuşmalarla partisinin yarıştaki rakibi İşçi Partisi’nin tabanını da yanına çekebileceği umudundaydı.
Ne de olsa, rakibinin başında medyanın alay ettiği biri (Jeremy Corbin) vardı ve Corbin fâillerinin dini kimliklerine bakarak faturanın İslâm’a çıkartılmasına, kanlı terör eylemlerine rağmen, direnmekte ısrar ediyordu.
Beklentisi büyüktü Başbakan May’in, ancak sandık kendisini hüsrana uğrattı.
Neden?
“Özgürlüklerinizi kısıtlayacağım” vaadine tepki verdi İngilizler
Siyasal ve sosyal olaylar tek sebebe bağlanamaz elbette, her olayın üzerinde durulmayı hak eden birden fazla sebebi vardır. Nitekim, İngiltere’de eli kalem tutanlar, sandığın verdiği mesajları irdeleyip duruyorlar.
Onlara ben de bir katkı sunmak istiyorum: Terör eylemleri üzerine verdiği mesajlarla kendi seçmenini bile korkuttu Theresa May ve İşçi Partisi’nin “Bu kadın durdurulmalı” kampanyasına seçmen kulak verdi.
Londra’da yedi kişinin can verdiği, 50’ye yakın kişinin yaralandığı terör eylemleri sonrasında, Başbakan May, halkın karşısına, “Artık yeter” sloganıyla çıktı.
Terör eylemlerinin önüne geçmek için çok daha kapsamlı önlemler alınacağını, bunun öncesinde “Zor, belki de mahçup edici” tartışmalar yapılacağını, radikalizmin kökünü kazımak için internete sınırlama getirileceğini, ‘nefret hatipleri’ dediği tiplerin seslerinin kısıtlanacağını bildirdi.
İngiliz seçmenini blok halinde May’in partisine oy vermekte tereddüde düşüren de, sanıyorum, bu konuşma oldu.
Burası İngiltere çünkü; 1984 romanının ve bir zamanların (2005) kült filmi ‘V For Vendetta’nın gelecek öngörüsünde ‘faşizan bir yönetim’ beklentisinin zihinlerde taze olduğu ülke…
Ütopyayı biliyorsunuz, insanlığı bekleyen en güzel senaryolara deniliyor; onun tersi için de kullanılan bir ad var: Distopya… Distopya ise, işlerin bozulacağına, insanlığın en kötüyle karşılaşacağına dair senaryolar oluyor.
Bir roman: 1984…
George Orwell’in İkinci Dünya Savaşı sonrasında yazdığı ‘1984’ romanı bir distopya örneğidir. Gazeteci Orwell, o romanda, dünyanın kötüye gideceğine dair bir kara senaryo belirlemiş ve bunun İngiltere’de gerçekleşeceğini öngörmüştür. Faşizmin en ağır örneğinin hüküm sürdüğü bir ülkeye dönüşmüştür ‘1984’ romanında İngiltere…
Dünyanın her tarafında okunmuş ve etkilenilmiş bir romandır ‘1984’, ancak esas etkisini İngiliz halkı üzerinde sürdürmektedir.
İngilizler demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri üzerinde başkalarından biraz daha hassas iseler.. bunda George Orwell’in 1984 romanının da etkisi vardır.
Ve bir de film: V For Vendetta…
Bilmem ‘V For Vendetta’ filmini izlediniz mi? Başrolünde Natalie Portman’ın oynadığı film de bir ‘distopya’ örneğidir. Bu defa 2020’ler ve 2030’lar dünyası, faşizanlaşmış bir devlet yapısı olarak bu filmde karşımıza çıkar.
Virüs salgını.. 100 bin kişinin bu yüzden hayatını kaybetmesi.. ardından başgösteren kaos hali.. terörle mücadele zorunluluğu ortaya çıkartmış.. o mücadelenin liderliğine yükselen siyasetçi de.. ipleri bütünüyle eline geçirerek.. ülkede diktatörlüğünü ilân etmiştir.
Kendisine ‘Chancellor’ unvanını uygun gören diktatörün astığı astık kestiği kestiktir artık. O da sakladığı gerçeğin ortaya çıkacağından korkmakta, korktuğu için de elindeki ipleri daha sıkı tutmaktadır.
Uygulamaların bütünü tipik faşizan uygulamalardır. Ülkede demokrasi rafa kaldırılmış, insan hakları ayaklar altına alınmış, hukuk devleti denilecek en ufak bir özellik kalmamıştır.
Evinde Kur’an bulundurduğu için bir gazeteci öldürülebilmektedir o ülkede.
İtiraz edenin ertesi güne çıkamadığı bir ülke…
Hangi ülkedir bu?
Evet bildiniz: ‘V For Vendetta’ filmi de İngiltere’de geçmektedir. Filmin ülkede gelmiş geçmiş en çok izlenen filmlerden biri olması tesadüf değildir.
“Terörle mücadelede yeni bir dönem başlatacağım.. zor, belki mahçup edici tartışmalar başlayacak.. bazı hak ve özgürlüklerden vazgeçmek gerekebilecek..” türü açıklamalarla ekstra oy kazanacağını ummuş olabilir Theresa May.. ancak bu tavrı, kritik seçim bölgelerindeki sandalyeleri İşçi Partisi’ne kaybettirmişe benziyor.
Acaba 1984 romanını okumamış, ‘V For Vendetta’ filmini izlememiş miydi Başbakan May?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025