Fehmi KORU
Önce bir dostumdan “Ne oluyoruz?” mesajı geldi; ardından hep tedirgin edici ortamlar sırasında arayan tanıdığımın telefonu yetişti. Sonra da bir yakınımın ısrarla bana ulaşmaya çalıştığını fark ettim.
Evet haberim vardı, ABD büyükelçiliğinin vize başvurularını ertelediği birkaç gün önce kulağıma gelmişti çünkü.
Büyükelçilik vize vermeyi ‘yeni bir duyuruya kadar’ askıya aldığını bir açıklamayla herkese duyurmuş oldu.
Ardından, Türkiye’nin Washington büyükelçiliği de karşı hamleye başvurdu. Hem de, tape hatasına kadar Amerikalıların ifadelerini aynen kullanarak…


İş, vizelilere seyahat kısıtlaması getirmeye kadar varır mı, bekleyip göreceğiz.
Avrupa’yı vizesiz çok dolaştım
“İlk yurtdışı Avrupa gezimde yanıma sadece pasaport almam yetmişti” dediğimde çoğu kişi aval aval yüzüme bakıyor.
Oysa Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye vize uygulaması 12 Eylül (1980) askeri darbesinden sonra başlamıştır; o zamana kadar vizeyi yalnızca ‘dost olmadığımız’ (Yunanistan gibi) ülkeler uygulardı.
Yurtdışına ilk çıkışımda, otostopla, Bulgaristan, Yugoslavya, Almanya, İsveç, Danimarka, İngiltere, Fransa ve İtalya’ya gidebilmiştim; hiçbirinden vize almam gerekmeden…
Darbe sonrası, peşlerine düştükleri kişiler bir yolunu bulup oraya kaçıyorlar diye, Türklere vize uygulanmasını, Avrupa ülkelerinden, Kenan Evren ve arkadaşları talep etmişti. Bir grup ülke (Almanya, Fransa, Belçika, İsviçre) o zaman Türkiye’ye vize koydu. İspanya, Avusturya, İtalya, Portekiz’e 1989’a kadar vizesiz gidilebiliyordu.
Mümtaz Soysal’ın kısa dışişleri bakanlığı sırasında (1994) Türkiye de, kendisine vize uygulayanlara ayniyle mukabele kararı verdi; o gün bugündür hangi ülke bizden vize istiyorsa, o ülkelerin vatandaşları da ülkemize vizesiz gelemiyor…
AK Parti hükümeti, turizmin önünü açabilmek için, işlemi kolaylaştıran ‘e-vize’ uygulaması başlatmıştı.
En son, Suriyeli göçmenler konusunda ‘vizesiz Avrupa’ projesi gündeme geldi; ancak ne oldu ise, Avrupalılar buna geçit vermeye hazır oldukları halde, girişim yarıda kaldı.
Sebep İdlib mi, papaz mı?
ABD’nin ilân ettiği ‘vize vermeyi durdurma’ kararı şimdiye kadarki yaşananlardan çok farklı bir döneme kapı aralıyor.
Bunun anlamı şu: Yakın dostumuz, müttefikimiz ABD ile ‘diplomatik savaş’ halindeyiz.
Kimi Rusya ve İran ile yan yana İdlib’e askeri müdahaleye katkı sunmamıza bağlıyor bunu; kimi de ABD’nin İstanbul başkonslosluğunda uzun yıllardır çalışan bir Türk’ün FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanmasına…
İdlib’e müdahale, tam tersine, ABD’nin Türkiye’yi sürekli teşvik ettiği IŞİD’e karşı mücadelenin bir parçası; onun vize olayında bir rolü olduğunu sanmıyorum.
Konsolosluk çalışanı tutukluluğunun FETÖ ile ABD arasında ilişki bulunduğunun kanıtı olarak yansıtılması önemli.
Tabii, İzmir’de ‘FETÖ’cü papaz’ diye tutuklanmış ve Trump-Erdoğan arasındaki son New York buluşmasında “Verin bizim papazı, sizin papazı da biz verelim” pazarlığıyla yeniden gündeme gelmiş olan Andrew Brunson da var.
New York Times gazetesi, dün, tutuklu ABD vatandaşı sayısının 12 olduğunu yazdı.
ABD’nin görev yeri değişikliğiyle Afganistan’a gidecek Ankara büyükelçisi John Bass’ın da, bazı gazetecilere, nezaket sınırlarını zorlayan ifadelerle rahatsızlıklarını ifade ettiğini biliyoruz.
Gözden kaçtığı için hatırlatmakta yarar olabilir: ABD ve bazı Avrupa ülkeleri Türkiye’ye ilân edilmemiş bir silâh ambargosu da uyguluyor.
Şunu bilelim: ABD’nin Türklere, Türkiye’nin Amerikalılara uygulamaya başladığı vize kısıtlaması iki tarafa da zarar verecektir.
Birbiriyle diplomatik temsilciliği bulunmayan (sözgelimi 1979 devrimi sonrasında ABD ile İran gibi) ülkeler bile, bir başka ülke aracılığıyla (İsviçre) vize verme işlemini sürdürmüşlerdir.
Galiba şimdiki gibi kapsamlı bir vize ertelemesi ilk kez yaşanıyor.
Serinkanlı değerlendirmelere ve diplomatik girişimlere ihtiyaç var.
Kimin oy getireceği belli olmaz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti’nin Afyon toplantısındaki konuşmasında kullandığı “Mahalli idareler seçiminden ne kadar güçlü çıkarsak Cumhurbaşkanlığı seçimine o kadar güçlü ve moralli gideriz” ve “Kiminle kazanacaksak seçime onunla gideriz” cümleleri dikkatimden kaçmış; bu iki cümle bugün Abdülkadir Selvi’nin sütununda karşıma çıktı.
Nedense zihnim hemen 1970’li yıllara gidiverdi.
Türk siyasi hayatına 1973 seçimleri öncesinde girmiş Necmettin Erbakan’ın Milli Selamet Partisi (MSP) o seçimde oyların yüzde 11’ini alarak 48 milletvekili çıkarmıştı.
Bir sonraki seçime doğru yol alınırken, MTTB kökenli bir grup genç, MSP genel merkezine giderek, MSP’li hükümetlerde Erbakan’a danışmanlık yapan Burhanettin Kayhan’ın aday gösterilmesini rica etmişlerdi.
Onları dinleyen partinin ikinci adamının Burhanettin Kayhan’ı övdükten sonra söylediği şu cümle o heyette bulunanların hâlâ kulaklarındadır: “Bu seçimde oy getirecek adayları listelere yerleştireceğiz…”
Ricanın yerine getirilmeyeceği o cümleden anlaşılmıştı.
Yapılan ilk (1977) seçimde MSP’nin oyları yüzde 8’e, milletvekili sayısı da 24’e düştü. Çok partili dönemde CHP’nin en yüksek oyu aldığı (yüzde 41, 213 milletvekili) seçim de odur.
Diyeceğim şu: Kimin daha fazla oy getireceğini seçimden önce bilmenin bir yolu yoktur.
Kamuoyu yoklamalarıyla mı?
Güldürmeyin beni.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025