Figen Çalıkuşu
21 yıl boyunca altı kez genel seçime katılan, beşinde tek başına iktidar olan AK Parti, yedinci genel seçime giderken sandığa “darbe” diyor.
14 Mayıs’ın diğerlerinden tek farkı bu kez kaybedecek olmaları.
Bu gerçeği onlar da biliyor.
Devlet dediğimiz bir mekanizma var. Bu mekanizma yasama, yürütme ve yargı işlemlerini yerine getirir toplum düzenini sağlar.
Bir ülkenin anayasası, o ülke vatandaşlarının nasıl bir devlet kurduğunu bize anlatır.
Bizim kurduğumuz devlet nasıl bir devlet?
Anayasaya göre Türkiye Devleti bir cumhuriyettir, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Yasama, yürütme ve yargıya tanınan yetki, iş birliği ile kullanılan, gücünü ve sınırlarını anayasanın belirlediği bir yetkidir.
Hiçbir organ diğerine üstün değildir.
Üstünlük sadece anayasa ve yasalara aittir, siyasi iktidarlara değil.
Anayasa’nın 5.maddesinde ise çok önemli bir düzenleme var, “devletin temel amacı ve görevini” belirliyor.
Anayasaya göre “devletin temel amacı ve görevleri”, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak olduğu kadar, kişilerin temel hak ve hürriyetlerini sınırlayan siyasi, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaktır.
Evet, yineliyorum… Anayasa’nın 5. maddesi “devletin temel amacı ve görevini” vurguluyor…
Bunun altını çize çize hatırlatıyorum çünkü tarihsel seçime günler kala, yönetim erkini kullanan siyasi iktidar, sandıkta yenileceğini bildiği için bu ülke insanlarının iradesini “darbe” sayacağını bir “koro” halinde duyurmaya başladı.
İktidarı kaybetme korkusu yükseldikçe, “seçimi darbe sayma korosu”nun sesi de yükseliyor.
İktidarı kaybetme korkusunu, seçmeni “darbeci” ilan ederek, “korkutarak” bastırmaya çalışıyorlar anlaşılan…
“Seçimi darbe sayma korosu” bilmem farkında mı; anayasal düzene karşı darbeye teşebbüs suçunu işliyorsunuz.
Anayasada yazılı olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin “temel amaç ve görevini” yerine getirmesini engellemeye kalkışıyorsunuz.
14 Mayıs’ta kurulacak sandıktan “darbe” çıkacağını iddia etmek, “devletin demokrasiyi koruma görevini” etkisizleştirmeye çalışmakla aynı anlama gelir.
Görevi demokrasiyi korumak olan devlet darbeye ortam hazırlamaz, hazırlanmasına da seyirci kalmaz, kalamaz.
Bu nedenle de devletin yönetim kademesinde yer alan iktidar partisi, Türkiye Cumhuriyeti devletini ve anayasada belirlenen devletin amacı ve görevini yok sayarak sandıktan darbe çıkacağını söyleyemez.
Sandıkta iradesini ortaya koyacak millete “darbeci” diyemez…
Darbecilik, o “sandığın” söylediğini kabul etmemektir.
Cezası çok ağırdır.
Yönetimler sandıkla değişir, silahla değil.
Onları halk, bugün bulundukları yere sandıkla getirdi ve oradan da sandıkla götürecek.
Seçimlerde halk, “ömür boyu padişah” seçmedi, beş yıllığına ülkeyi yönetecek bir cumhurbaşkanı seçti.
Beş yıl bittiğinde yönetim biçiminden hoşlanmadığı, yoksullaştığı, güvencesiz kaldığı için o cumhurbaşkanını değiştirecek.
Kurduğumuz ve yönetim erkini devrettiğimiz devlet, bu değişimin hukuk içinde gerçekleşmesi için vardır.
Seçme ve seçilme hakkı da anayasa ile teminat altına alınmış haklardandır.
Sandıktan çıkacak millet iradesini “darbe” kabul etmek “kişilerin anayasal haklarının kullanmasının sınırlanması” dır. Devletin temel amacı bu sınırlamayı engellemektir. Anayasamızın 5. maddesi bu açıdan da çok önemlidir.
İşte burada da siyasi iktidarın “seçimi darbe sayma korosu” devletin kişilerin haklarını koruma görevini etkisiz kılmak istemektedir.
Siyasi iktidar meşru seçimleri “darbe” saymaya kalkışmakla artık kendisini devlet sanma gibi bir aldanma içinde…
Oysa devletin, sağlığını, meşruiyetini, varlığını koruyacak hayati refleksleri vardır. O refleks, temelinde hukuk olan devleti yaşatmak ister.
“Ben sandığı tanımam” demek, “ben anayasayı, hukuku, devleti tanımam” demektir.
AK Parti yönetimi gerçekten bunu söylemek, buna kalkışmak istiyor mu? Devleti, milleti ve hukuku tanımayacaklar mı?
Bir hukukçu olarak dostça söylüyorum, hiç tavsiye etmem… Aklınızdan bile geçirmeyin.
8 gün sonra seçim var…
Türkiye değişim istiyor, ikinci yüzyıla yeni bir lider ile ikinci yüzyılın Kemal’i ile başlamak istiyor…
Yenileceğini anlayınca halk iradesine ihanet edebileceğini gösteren utanç verici zihniyeti sırtından atmak istiyor…
Atacak da…
Herkes de milletin sözüne uyacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025