Figen Çalıkuşu
Bu kapanma haftasını da dinin ruhunun ve hukukun kurallarının nasıl hırpalandığını izleyerek geçirdik.
Bakmak ve korumakla yükümlü olduğumuz doğayı göz ardı ettiğimiz için kendi ellerimizle yarattığımız katil virüs korona, hayatımızda sahip olduğu saltanatı sürdürmekte inatçı.
Bakmak ve korumakla yükümlü olduğumuz sadece doğa mı?
Bir de en kutsal varlık olan insan var, değil mi?
Ama insanı göz ardı eden politikacılar ve din adamları da var maalesef.
İzlemişsinizdir, Üsküdar’da iki kadın camiye alınmadı. Almayanlar camide ibadet eden ‘dindar’ erkeklerdi. İlahiyat fakültesi mezunu kadına ‘ne okursan oku, sen havasın’ dediler.
Antep’te camiye kasklarla, silahlarla giren polisler içerdekilere biber gazı sıktı, elliden fazla insanı gözaltına aldı.
Dinin sevecenliği kaybolurken, adalet de görünmez oldu.
Dayanağı bile gösterilemeyen, ‘biz söylüyoruz ya’ anlayışıyla hayata geçirilen alkol satışı yasağımız oldu.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ‘şiddet uygularken haklarınızı yok sayarız ama özel hayatlarınızı da koruruz, görüntü alınmaz’ genelgemiz oldu.
Son olarak da apar topar çıkarılan ‘çeklerin ibrazını durduran’ yasamız oldu.
Bu saydıklarım hukuk devletinde olmaz hatta kanun devletinde bile olmaz.
Unutuldu ama anımsatmakta fayda var hukuk devletinde kanun yapma sanatı vardır.
Kanunları bu ilmin sanatkarları işler. Artık işlemez oldu.
Çünkü…
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiş sürecinde, kanunları kanun yapma sanatına uygun işleyen, Türkiye’de çok köklü geçmişi olan ve başarılarını kanıtlamış bulunan ‘Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’ kapatıldı.
Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü, kanun ve tüzük tasarılarını, keza Bakanlar Kurulu ve Başbakan tarafından alınması gereken kararların hukuksal alt yapısını hazırlıyordu.
Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünde, konularında iyi yetişmiş, kanun yapma sanatında ehil “Başbakanlık uzmanları” çalışıyordu.
Kanun yapma sanatı, yürürlükteki mevzuatı iyi bilerek, toplumdaki siyasi, iktisadi ve sosyal dengeleri makul şekilde değerlendirerek, kural koymanın usullerine riayet ederek, basit, açık ve sistematik kural düşünebilme ve bunu yazabilme becerisidir.
Bu beceri, esaslı bir hukuk öğretimi sonunda ulaşılan hukuk bilgisi ve bunu takiben de edinilen tecrübe ile kazanılır.
Kanun yapma sanatı ilkelerine göre, iyi bir kanundan söz edebilmek için, bu kanunun Anayasaya, memleket gerçeklerine, genellik ve soyutluk ilkelerine ve hukuk mantığına uygun olması gerekir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilirken ne Başbakanlık uzmanları, ne de Kanunlar Dairesi Genel Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığına aktarıldı.
Başbakanlık uzmanları tasfiye edilerek kadim bir gelenek, tecrübe ve hafıza heba edildi.
Artık kanunların, şayet var ise mutfağı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde.
Kanunları kimler hazırlıyor, bilmiyoruz ama kanun yapma sanatına ehil olmadıklarını görebiliyoruz. Hatta çok yabancılar.
Alkol satış yasağı, görüntü alma yasağı, çeklerin ibrazının yasaklanması Anayasa’ya uygun mu?
Ülke gerçeklerine ya da hukuk mantığına uygun mu?
Hiç değil.
Bu, hukukun paspas edildiği gelişmeler arasında, çeklerin ibrazını yasaklayan kanun üzerinde yeterince durulmadı.
Güya kanun…
İnsanların çeklerini tahsil etmesine engel olan,
Bir anda ticari hayatı ve piyasaları kilitleyen,
Kaosa neden olan bir ‘kanun’.
Kanunlar, kanun yapma tekniğine uygun ehil kişiler tarafından hazırlansa böyle bir rezalet yaşanır mıydı?
Öyle bir rezalet ki kanunu, alelacele çıkarılan genelgeyle düzeltmeye kalktılar…
‘Kanun kanunla düzenlenir’ prensibini de katlettiler.
Hukuk insan içindir, hukuk toplum içindir.
Hukuk en kutsal varlık olan insanı, toplumu nasıl yok sayar, nasıl dışlar?
Ancak ağır bir cehalet, yoğun bir liyakatsizlikle…
Görevini iyi yapan, yetenekleriyle verimlilik üreten, dünyayı güzelleştiren insanlara ve yüreklere ihtiyaç var.
Yoksa ne hukuk istikrarı kalıyor, ne toplum düzeni ne de güven.
Hukuk zulmün düşmanıdır…
Hukuk yok ise zulüm, saltanatın sahibi oluyor.
Beceriksizlik, zulüm cehenneminin şeytanlığını üstleniyor.
Ülke de bu cehennemde acılarla kıvranarak yanıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025