Gülay GÖKTÜRK
Şemdin Sakık'tan tanık olur mu?
9.11.2012
3442
Gizli tanıklık denen uygulamanın birçok sakatlık içerdiği zaten biliniyor ama buna rağmen bütün dünyada kullanılıyor.
Çünkü gizli örgütleri çökertmenin en etkili yollarından biri, o örgütlerin içinden çıkmış insanlara can güvenliği garantisi vererek konuşmalarını sağlamak. Ama bu arada, tanığın kimliği bilinmediği için savunmanın bazı hakları da kısıtlanmış oluyor. Mesela sanık, tanıkla arasında bir husumet olup olmadığını bilmediği için itiraz edemiyor.
Bu usulün, sanıkların savunma haklarının mümkün olduğu kadar ihlal edilmeden nasıl kullanılabileceği bir başka tartışma konusu.
Şemdin Sakık artık açık tanık haline geldiğine göre, "Sakık'tan tanık olur mu olmaz mı" tartışmasını gizli tanıklık kurumunun sorunlarından ayırarak yürütmek gerekir.
Bilgi kirli adamlarda
Sakık'ın iki gün boyunca mahkemede verdiği ifadelere baktığınızda Taraf Gazetesi, Altan Kardeşler, Yasemin Çongar, Cengiz Çandar hakkında söylediği ipe sapa gelmez şeyleri okuduğunuzda, meşhur Andıç olayında Ergenekoncular'ın emrinde oynadığı rolü düşündüğünüzde bu adamın nasıl olup da tanık yapıldığına isyan etmemek mümkün değil. Geçmişi bu kadar karanlık, böylesine kirli, böylesine tehlikeli, her türlü gücün emrine girebilecek bir adamın ifadesine nasıl inanırsınız; siz ondan yararlanmaya çalışırken onun yargıyı manipüle etmeyeceğini nasıl garanti edersiniz?..
Bütün bunlar makul sorular ve makul endişeler... Ama olaya bir de başka bir tarafından bakalım:
Ergenekon gibi belalı ve gizli bir örgütü çözmeye çalışan, Ergenekon'la PKK arasındaki derin ilişkileri öğrenmek isteyen savcılar Şemdin Sakık gibi biriyle konuşmayacaklardı da kiminle konuşacaklardı? Benimle mi? Sizinle mi? Sokaktan geçen sıradan vatandaşla mı?
Ya da yarın öbür gün yakalansa ve itirafçı olsa Murat Karayılan'ı, Behruz Erdal'ı konuşturup örgütün iç yüzünü, eylemlerini, Ergenekon'la bağlantılarını sormayacaklar mıydı?
Mesele mahkeme heyetine güvenmek ya da güvenmemek
Gerçek şu ki, Ergenekon gibi, mafya gibi derin örgütlerde çözülme çoğu zaman örgütün kendi içindeki çatlaklar ve menfaat çatışmaları yüzünden başlar. Emniyet ve yargı da bütün dünyada her zaman bu çatlaklardan, iktidar mücadelelerinden yararlanır; bu çatışmaların bir tarafında yer almış "kirli adamlar"ı kullanmaya çalışır, onlardan bilgi alır.
Ama o kirli adamlar da polisi ve yargıyı kullanmaya çalışır. Ya kendi paçalarını kurtarmak gibi basit bir hesapla yaparlar bunu ya da başka güç odakları tarafından kurulmuş çok daha kapsamlı komploları hayata geçirmek için...
Burada mesele, tanığın karakterinin sağlamlığı değil o kirli adamlardan alınan bilgileri süzgeçten geçirecek olanların pozisyonu, niyeti ve ehliyetidir.
O kişiler o tanıktan daha akıllı olmalıdır ki, tanığın söyledikleri içinde gerçek olanlarla manipülasyon amacıyla söylenenleri ayırt edebilsin, oyuna gelmesin.
O kişilerin gerçeği bulup çıkarmaktan, adaleti sağlamaktan başka bir amacı olmamalıdır ki, tanığın söylediklerini doğru dürüst bir süzgeçten geçirebilsin.
Demek ki temel mesele, kamuoyunun o tanığı dinleyen mahkeme heyetine güven duyup duymamasıdır. O zamana kadarki icraatıyla adil ve tarafsız olduğu konusunda kamuoyunun güvenini kazanmış bir mahkeme, kimi tanık kürsüsüne çıkarırsa çıkarsın sorun olmaz. Kamuoyu o heyetin gerçekle iftirayı ayırt edebileceğine; tanığın manipülasyon çabalarına geçit vermeyeceğine güvenir.
Böyle baktığımızda, Sakık'ın tanıklığının Ergenekon Davası'na zarar verip vermeyeceğini de mahkemenin şimdiye kadar kamuoyunda oluşturduğu imajın ve Sakık'ın ifadesi karşısındaki tavrının belirleyeceğini söyleyebiliriz.
Ergenekon sanıklarının, mahkemeyi adil ve tarafsız bulmamaları yetmez. Önemli olan genel kamuoyunun ne düşündüğüdür
. Kaynak:http://gundem.bugun.com.tr/semdin-sakik-tan-tanik-olur-mu-yazisi-211339
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015