Hakan AKSAY
Ceza yasalarında hayal kırıklığıyla ilgili tek bir madde bile yok mu sahiden?
Yani hayal kırıklığına yol açma suçuyla ilgili?
Yani taammüden (Türkçesi, bilinçli bir şekilde düşünüp tasarlayarak, isteyerek)?
İnsanların hayallerini yaralamak ve öldürmek suç değil mi?
Cezası yok mu?
Hiç fark ettiniz mi birinin hayallerini yıktığınızı?
Nasıl değişiverir davranışları, duruşu, mimikleri...
Sesi ve tonlaması nasıl farklılaşır...
Hele bakışları...
İstemeden kırdıysanız bir insanı, o tavırların, gözlerin, sesin ya da sessizliğin altında nasıl un ufak olursunuz...
(Ama tabii “her zaman haklı” olan ezici çoğunluktansanız, vız gelir başkalarının hayalleri de hayal kırıklıkları da...)
Size hiçbir kötülük yapmamış insanları, kuruyan umutları ve ölü hayalleriyle birlikte terk etmeniz cezasız kalabilir mi?
Ya hayallere onlar daha doğmadan müdahale etmek?
“Senin hayalin en fazla bu kadar olabilir” diye sınır getirmek, düşlere zincir vurmaya kalkmak?
Hayal kurma hakkına ve yeteneğine tepeden bakmak, bu potansiyeli küçümsemek?
* * *
Niye mi böyle girdim yazıya? Bir Bakan’ın sözlerine takıldım.
"Düşük gelirli asgari ücretle çalışanlar için bayram havası yaratacağız." buyurdu kendileri.
Ve bunu o kadar özgüvenli söyledi ki, bundan sonra o asgari ücret olarak hangi rakamı telaffuz ederse, muhtemelen “bayramımız” orada başlayacak (ve bitecek).
Ondan fazlasını istemek "arsızlık" olacak.
Hayallerimizi Sayın Bakan’ın bayram kriterlerine göre düzenlememiz gerekiyor sanırım acilen.
Güle oynaya bir asgari ücret açıklaması yaklaşıyor; davulcularla zurnacılar hazır olsun.
Küçükken azami ve asgari kelimelerini karıştırırdım. Azami kelimesinin ilk iki harfi, benim gözümde kelimeyi de küçültüverir, onu minimum’un karşılığı haline getirirdi. Asgari’nin ilk iki harfi ise bana usta çağrışımı yaptırdığından, onu maksimum olarak anlardım.
Zamanla asgari kelimesinin en az anlamına geldiğini öğrendim. En az… Hem de bazen o kadar en az ki…
Konu ücrete gelince, mesela...
Bugünlerde yine emeğin karşılığında verilecek en az aylık ücretle ilgili pazarlıklar devam ediyor.
Yine işçi sendikaları taleplerini sıralıyor (Türk-İş 4 binden bahsediyor, DİSK 5 bin 200 TL’den). TİSK “3 bin 500 yeter, fazlasını isterseniz, biz de devletten vergi indirimi ve teşvik isteriz” diye karşı çıkıyor. Sayın Bakan neşeyle açıklamalar yapıyor:
"Toplumun, işçilerin beklentilerini karşılan ciddi bir asgari ücret artışı yapacağız. Asgari ücretle çalışanlar için bir bayram havası yaratacaktır.”
Çünkü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e giden bilgi, işçilerin beklentisinin "3 bin 700 ile 4 bin TL arası beklentisi olduğu" yolundaymış.
Eh, bayram da ona göre hazırlanmış tabii.
Mesela, İstanbul’da 3 liradan satılan ekmeğin bazı fırınlarda yavaş yavaş 3,5 liraya çıkarılmaya başladığı şartlarda, İBB’nin Halk Ekmek büfeleri önündeki upuzun kuyrukları oluşturanların önemli bölümü, en fazla 4 bin TL’lik asgari ücret beklentileriyle düğün bayrama hazırlanıyor herhalde.
Oysa bu günlerde izlediğim sokak röportajlarında sıradan insanlar, 6-7, hatta 10 bin liralık asgari ücret hayali kuruyorlardı. Açıklamaları da netti: Pazardaki fiyatları, son birkaç ayda gelen zamları sıralıyorlardı. Mesela, yazın bin TL olan bir evin kirasının şimdi nasıl 4 bin TL’ye yükseldiğini soruyorlardı.
Galiba hayalleri, umutları boşa gidecek; Bakan’ın “gönlünden kopan bayram”la yetinmek zorunda kalacaklar.
* * *
Sahi, insanların hayali, umudu ne? Ücret zammı beklentisiyle mutlu olma şansı arayan var mı?
İnsanlara Bakara Suresi ile “korku ve açlıkla sabretmelerini” tavsiye edip öteki dünyada bahtiyarlık vaatleri dağıtması kolay. Ama ya bu dünyada? Nasıl yaşayacaklar, neyle mutlu olacaklar?
Evren’in milyarlarca yıllık tarihi içinde insan hayatının kapladığı yer zaten bit kadar: Hepi topu 75-80 yıla sığıveriyor. Onu da sürün(dür)erek geçir(t)mek reva mı?
Dünya Mutluluk Raporu’nda niye Finlandiya, Danimarka, İsviçre gibi ülkeler zirvedeyken bizim memleketimiz 149 ülke arasında ancak 104. sırada gelebiliyor? Bakara Suresi niye hep bizi sınıyor?
Voltaire, "İnsan hayatının anlamını görebilmek için hayal kurmak zorundadır" demiş.
Bizim ülkemizde açlık sınırındaki milyonlara mutluluğu nasıl tarif ettireceğiz? Hayatlarının anlamını ve hayallerini sorsak ne cevap alacağız?
Onların hayalleri kimin umurunda? Bırakın hayallerini, hayatları kimin umurunda?
Ölseler/ölsek ne olacak? Ölüleri kılı kıpırdamadan "cennete uğurlamaya" hazır birçok siyasi yok mu?
Nasılsa sayımız çok, pek çok, on milyonlarca… Hamam böcekleri kadar çokuz. Ve iktidar açısından sadece birkaç yılda bir gün (seçimler sırasında) önem taşırız. Onun için sıradan günlerde “gerekirse” ölmemiz, hamam böcekleri gibi ezilip gitmemiz doğaldır.
Siyasetin ötesinde “insan” diye bir amaç var mı bu ülkede?
“Hayat” diye bir değer var mı?
Ama ölmek!.. Ölmek bir başka şeref bizde…
Kutsal yaşam kuramadık yüz yıldır; ama kutsal ölüm “noktasında” hiçbir sıkıntımız yok.
Bu topraklarda yaşamanın, aşkın, sanatın, bilimin pek bir önemi yoktur. Kutsal hayat olmaz bizde. Ama kutsal ölüm çeşitlerimiz çoktur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025