Hasan Bülent KAHRAMAN
Demiş Hobbes, homo homini lupus. İlk defa Latincesiyle babamdan duyup ezberlemiştim. Daha o zamanlar Hobbes'u okumamıştım. Sonradan okudum bu düşünce adamından ziyade 'oyun yazarı' olarak gördüğüm kişiyi. (Vardır bende böyle bir alışkanlık. Birçok düşünce adamına 'meslek' değiştirtirim kafamda. Mesela Machiavelli olsa olsa romancıdır; Platon, dedikodu köşesi yazarı; Derrida musahhih, Foucault, Marquis deSade'ın gardiyanı falan...) Hobbes da bu deyimi Plautus'un bir oyunundan almış.
Düşüncesi düşünceme taban tabana ters düşse de onun devletle birlikte bazı toplumları, toplumlardan ziyade insanları anlamak bakımından tek yazar olduğunu düşünürüm. Ama bu kavramı sanıldığı gibi Leviathan'da değil, De Civis'te kullanır, girişinde. (Size bir şey söyleyeyim mi, biraz mahcubum ama o kadar etkilendiğim Freud'un dünyada Hobbes'a en yakın kişi olduğunu zaman zaman aklımdan geçiririm.)
Her neyse, geçenlerde bayram tatili münasebetiyle güneye inerken, yolda karşılaştığım manzaralar bana bunları düşündürdü. Bir yandan arabayı sürüyor (çok severim) daha doğrusu süremiyor, bir yandan da böyle şeyleri zihnimde tartıyordum. Osmangazi köprüsünden sonra trafik durmuştu, bir karış yol alamıyor, bekliyorduk. İzmir'de geceleme hayalini terk etmiş, Balıkesir'e varmaya çalışıyorduk.
Ama o durmuş trafikte bile insanlar öne geçmeye çalışıyor, emniyet şeridine dalıyor, olmadık işler yapıyordu. Kimsenin umrunda değildi etraftaki dinginlik, eflatun, mor ve mavi devedikenleri... Yapacak bir şey yok, 'esmerleşen akşam'la birlikte Toscana vadilerini anımsatan hafif tepelere bakıyor ve düşünüyordum, cep telefonunda caz vardı.
Tam bir 'road trip' yapıyorduk. İznik'e uğramıştık. Güzel, nefis surların, Bizans yapılarının, çok sevdiğim Hacı Özbek Camii'nin etrafında dolaşmış çıkmıştık.
Derken bir yol üstü lokantasına girdik. Vakit hayli geçmişti. Orada insanları tezgâhtaki yemekleri değil adeta birbirlerini yemeğe çalışırken gördüm. Uzun yoldan, sıcaktan sıkılmış insanlar sanki tatile değil kavgaya çıkmışlardı. Birbirlerine saldırıyorlardı. Gel deHobbes'u düşünme...
Ondan sonra Balıkesir'e kadar yol iyi kötü aktı, gece yarısına yakın bir otele girdik, beni uyku tutmadı, bu meseleleri kafamda evirip çevirdim.
Sonunda bir neticeye vardım. Daha doğrusu epeydir eriştiğim bir neticeyi kendimce, bin dereden su getirerek kendime doğruladım.
Bütün bu yaşadıklarımızın özünde, bana göre, trajik bir kültür anlayışıyla yoğrulmamız yatıyor. Kabul ediyorum, belki Barok istisna, hiçbir büyük kültür 'komik' veya 'carniavalesque' değildir. Antik Yunan'dan beri, trajiktir. Bütün dinler bu trajik olanla iç içedir. Hepsinden beteri diyeceğim, modern kültür de kendisini trajikle bütünleştirmiştir. Buna 'kıyamet' senaryolarını, 'geri kalmışlık' korkularını, büyük savaşların yıkımlarını ekleyin.
Bugünkü dünyaya bakın, dün fazla uzak ve yorucu geliyorsa. Dünyanın herhangi bir köşesinde en küçük bir mutluluk haberi var mı? 'Kan, ter ve gözyaşı' ile yoğrulmuş günlerin içinden geçiyoruz, terör, ölüm ve diğer kıyımlarla beraber.
Oysa hiç de öyle değil. Mesela büyük dünya üniversitelerinin internet sayfalarını okuyun. Ne buluşlar göreceksiniz, ne yeni düşünceler, ne çarpıcı girişimler. Hayal kurmanın heyecana dönüştüğünü ve taş gibi somutlaştığını fark edeceksiniz.
O zaman geriye bir tek şey kalıyor: neşesini, sevincini, heyecanını yitirmiş toplumlar,insanlar ve insanlık. Oysa insanlık daima bunlarla yükseldi: neşe, iyimserlik, ironi, mizah. Sanat budur! Yaratıcılık budur! Ölüm oradaysa, dirim de buradadır.
Böylelikle kurtulur 'insan insanın kurdu' olmaktan. Herkese iyi bayramlar...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024