Hasan CEMAL
Kendi Kürtlerine barış ve demokrasi getiremeyen, kendi Kürtlerini kendine yabancılaştıran bir Türkiye’de, yineliyorum, gerçek barış ve demokrasi, gerçek istikrar hayal olarak kalmaya devam eder. Güçlü iktidar rehaveti, Ak Parti’ye bu temel gerçeği, inşallah daha fazla unutturmaz.
Kürtler yine manşetlerde! Bu kez Suriyedolayısıyla... Türkler, Irak’tan sonra şimdi de Suriye Kürtlerini keşfediyor.
Yarın İran karışırsa o zaman da İran Kürtlerini keşfeder, tartışmaya başlarız.
Unutmayın.
Kürtler, bu coğrafyada Türkler olmadan vardı. Biz sonradan geldik Orta Asya’lardan...
Kürtlerin İran, Irak, Suriye ve Türkiye topraklarına dağılmış halde yaşadıkları bu coğrafya Osmanlı’dan beri Kürdistan diye çağrılır.
Ama Türkiye Cumhuriyeti kurulunca, Kürdistan sözcüğü yasaklandı. Kürdistan demek, Kürt demek, Kürtçe konuşmak hapislik suç oldu.
İnsanlığa aykırı bu yasakçı zihniyetle yıllar aktı gitti. Bu yüzden büyük acılar yaşandı, hâlâ yaşanıyor.
Ama Kürtler var.
Yok saydık ama yok olmadılar.
Bugün de manşetlerde Kürtler!
N’apacaksınız?..
Siz, örneğin Türkiye Kürtleri ile Irak Kürtleri birbirleriyle ne kadar yakından ilgilidirler, biliyor musunuz?
Bu ilginin Türkiye’nin geleceği açısından anlamı nedir, farkında mısınız?
Bunlar öyle konular ki, cılkı çıkmış milliyetçi sloganlarla, içi çoktan boşalmış devlet ezberleriyle anlaşılmaz.
Hatta Müslüm Baba’nın deyişiyle, anlamak da yetmez çözmek için...
Yüreğinde hissetmen gerekir.
Bu ülkenin okullarında halâ Kürtçe öğretmiyorsun. Hâlâ seçimlik ders tartışıyorsun. Kürtçe park isimlerini bile yasaklıyorsun. En temel insan haklarından biri olan anadilde eğitimi, yani Kürtçe eğitimi ‘bölücülük’ olarak görüyorsun.
Görüyorsun da ne oluyor?
Bir adım ötede, yanıbaşımızda Kürtlerin çoğunlukla Güney dedikleri Kuzey Irak’ta Kürtçe eğitim var. Üstelik anaokulundan başlıyor, ilköğretim, lise derken üniversiteye kadar uzanıyor.
Biliyor musun?..
Dohuk’ta, Erbil’de, Süleymaniye’deki Kürt üniversitelerinde Diyarbakır’dan, Şırnak’tan ya da başka illerden gidip okuyan Türkiyeli Kürt gençleri var. Ben onları oralarda tanıdım, konuştum, onların iç dünyasını hissetmeye çalıştım.
Namık Durukan, anımsıyorum, Irak Kürdistanı’nda bir kahvede, yanımızda Kürtçe sohbet eden gençlere kulak verip şöyle dertlenmişti:
“Biz Kürtler Türkiye’de böyle sohbeti Kürtçe yapamayız, zira Kürtçeyi bu kadar bilmiyoruz ki...”
Bugün yalnız Türkiye Kürtleri değil, Suriye ve İran Kürtleri de Irak’ın kuzeyindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin üstüne titriyorlar. Çünkü, orası Kürtlerin her bakımdan kendi kendilerini yönettikleri çekirdeği atılmış bir devlet...
Şöyle söylenebilir:
Dünyanın her yerindeki Yahudiler için İsrail nasıl kutsalsa, Irak Kürdistanı da Türkiye dahil bütün dünyadaki Kürtler için ‘kutsal’dır, değerlidir.
Yarın aynı durum, aynı hassasiyetler, hiç kuşkunuz olmasın, Suriye’nin kuzeyi için de gündeme gelebilir.
Halen Irak Dışişleri Bakanlığı’nda üst düzeyde bir görevi olan, eski peşmerge yeni diplomat bir Kürt arkadaşım, 2003 yılı Mayıs ayında Saddam’ın devrildiği günlerde bana Bağdat’ta şöyle demişti:
“Bütün soğuk savaş döneminde kendi aramızda tartışırdık. Ortadoğu’da önce Filistinliler mi, yoksa Kürtler mi devlet sahibi olacak diye... Uluslararası toplum önce Filistinlilerin hakkını teslim etti ama o da tam olmadı. Şimdi biz Kürtler Irak’ta yaklaşıyoruz bu hedefe...”
Bütün bunlar hayatın gerçekleri!
Burun deliklerini açıp öfkeli milliyetçi sloganlar atarak, resmi klişeleri tekrarlayarak, sürekli sopa göstererek hayatın gerçekleri engellenemedi, engellenemez.
Kürt yok dedin.
Yok olmadı.
Kürtçe yok dedin.
Yok olmadı.
Kürdistan yok dedin.
Yok olmadı.
Kürtçe eğitim yok dedin.
Yok olmuyor.
Yanı başımızda, Kuzey Irak’ta anaokulundan üniversiteye kadar Kürtçe eğitim var.
N’olacak şimdi?
Elde sopa çözülmüyor bu meseleler!
‘Milliyetçi kafa’yla hiç çözülmüyor.
Bu gerçeği yazın bir kenara.
Oy alabilirsiniz, yüzde 50’yi bile geçebilirsiniz. Ama demokratik istikrara sahip, gerçek barış içindeki demokratik Türkiye bir hayal olarak kalmaya devam eder.
Ne yazık ki öyle.
Kendi Kürtlerine barış ve demokrasi getiremeyen, kendi Kürtlerini kendine yabancılaştıran bir Türkiye’de, yineliyorum, gerçek barış ve demokrasi, gerçek istikrar hayal olarak kalmaya devam eder.
Türkiye elbette çok daha büyük, güçlü ve refah içinde bir ülke olabilir, ama kendi sınırları içindeki barış ve demokrasi sorununu çözmek şartıyla...
Güçlü iktidar rehaveti, Ak Parti’ye bu temel gerçeği inşallah daha fazla unutturmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024