Hilâl KAPLAN
Yakın bir gelecekte "Türkiye Barış Modeli" olarak anlatılacak, örnek gösterilecek, üzerine çalışmalar yapılacak, tezler kitaplar yazılacak bir gurur abidemiz olabilir. Bugün, söz konusu külliyatta yerini alacak tarihî bir gün olacak. Çözüm sürecinin üçüncü Nevruz'unda, Öcalan, kendi kurduğu ve yarısını hapishanede olmak üzere başından beri yönettiği örgütüne silahsız mücadeleye geçiş hazırlığı yapması için çağrıda bulunacak.
Daha beş yıl önce Sri Lanka modelinin ciddi ciddi tartışıldığı, barış diyenin hain ilan edildiği, Öcalan'ın muhatap alınmasını dile getirenin hedefe konduğu bir ülkeydik. Uzun ve çetin yollardan, yakıcı imtihanlardan geçtik. Bu süreçte, her ne kadar sol-liberal vesayetçi çevrelerin hegemonisinde kalsa da sivil toplum da kendini yeniledi, genişledi ve barış heyecanını pekiştirdi. Âkil İnsanlar Heyeti'nden sonra topluma barışı anlatmak için kendiliğinden oluşturulan bir barış inisiyatifi olan Barışa Bak, altı ayını doldurmadan, az zamanda çok işler yaptı. Barış Treni projesi, İstanbul'dan başlayan yolculuğunu, İzmit, Eskişehir, Ankara, Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Malatya ve Elazığ güzergâhını takip ederek, Nevruz günü Diyarbekir'de noktalayacak. Bu illerin hepsinde büyük bir coşkuyla karşılanan heyet, yaptığı paneller ve eylemlerle barış tarihimizdeki yerini aldı bile. Başta Cengiz Algan olmak üzere tüm ekibe teşekkür borçluyuz. (www.barisabak.net)
Bir diğer önemli barış projesi ise, geçtiğimiz günlerde lansmanını gerçekleştiren Barış Akademisi. Diyarbekirli bir Kürt, uluslararası ilişkiler ve siyaset alanında yetkin bir isim olan İdris Kardaş'ın kurduğu akademi, çatışma çözümü ve barışın tesisi noktasındaki akademik bilgi ihtiyacını karşılamaya aday bir oluşum. Sıraladıkları amaçlardan bazıları şöyle:
"Çatışma çözümü çalışmaları amacıyla sivil toplum, akademi ve siyaset kurumları arasında işbirlikleri geliştirecek yeni mekanizmalar üretmek,
Dünyada oldukça yaygın olan 'Çatışma Çözümü ve Barış Çalışmaları' disiplinlerinin Türkiye'de yaygınlaşmasını sağlamak, barış ve demokrasi çalışmaları yapan uluslararası kuruluşlar ile işbirlikleri geliştirmek,
Kamu yöneticilerinin barış süreci ve demokratikleşme alanlarında çalışmalar yapmalarını teşvik etmek,
Türkiye'de yaşanan barışın ve demokratikleşme sürecinin dünyadaki diğer örnekleri ile birlikte ele alınmasını sağlamak,
Ve toplumun barış sürecine ve demokratikleşme konularına olan desteğini ve katılımını arttırmak için tüm toplumsal dinamikleri ve farklı kesimleri de içine alarak sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlamak amacıyla kurulmuştur." (www.barisakademisi.org)
Bu anlamlı günde barışa katkı sunan bu iki inisiyatiften haberdar olmanızı istedim. Enseyi karartmamak için neden çok yani. Allah barış için çalışanların ayağına taş değdirmesin.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Hrac Madooglu
Bu konudaki fikriniz, talebiniz nedir, Sayin yazar? Bu yazinizdan anlasilamiyor ne istediginiz. Ayasofianin cami olarak ibadete acilmasini istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Bu sorunun cevabi "evet" ya da "hayir"dir. Siz bin dereden bin su getirmissiniz. Ayasofia muhtesem bir tarihi eserdir. Kilise olarak yapilmistir. Fatih istanbulu isgal edince, camiye cevirmistir bu Hristiyanlarin kutsal mekanini. Duvarlardaki sanat saheseri mozaiklerin de ustunu kerpicle ortmus ve hasara ugratmistir. Cunku islamda resim yasaktir. Ama kendisi italyadan ressam getirerek kendi resmini cizdirmekte bir mahsur gormemistir. Fetih ve isgal farkli eylemlerdir demissiniz. Oysa fetihle isgal ayni seydir. Ordusu guclu olan bir ulkenin, kendisinden daha zayif komsu ulkeye saldirmasi, yakip-yikip katlederek ve kadinlarin irzina gecerek topraklari zaptetmesidir fetih veya isgal. Eli silahli birkac eskiyanin evinizin kapisini kirip, ailenizin fertlerini katlederek, herseyinizi gasp etmesi ile "fetih" arasinda bir fark yoktur. Siz yaparsaniz bunun adi "fetih" olur, "zafer, kahramanlik" olur, baskasi size aynisini yaparsa "isgal, alcaklik" olur. Osmanli ordusu, istanbulu teslim alip kente girdiginde, 3 gun 3 gece yagma, irza tecavuz, yakip yikma ve cinayet devam etmistir. Sizin okudugunuz tarih kitaplari bu ayrintiyi es gecmislerdir ama bugun artik iletisim cagindayiz. Herhangi bir tarihi olayi cesitli kaynaklardan okuyup, ayrintilari ile gercegi ogrenme olanaginiz var. Bilgisayarda her konu hakkinda, resmi tarihin anlatmadigi bilgileri bulabilirsiniz.