İbrahim Kahveci
Genel anlamı ile bir yönetim sorunu yaşadığımız açık. Yönetim sorunumuz sadece bugüne ait bir vaka da değil.
Sonuç ortada.
Şöyle düşünün. Bir ara İrlanda mucizesi konuşuldu. Şimdilerde Çin mucizesi konuşuluyor. Ama yıllardır bir türlü Türkiye mucizesi oluşmadı.
80’lerde Özal ülkeye büyük bir yapısal dönüşüm getirdi ama devamı gelmedi. Yakın tarihin tek değişim dönemi 80’ler oldu.
Hatta devamında ülkeyi kendi haline bıraksanız daha iyi yerde olurduk bile diyebilirim. Yani yöneticiler olmasaydı bugünkü halimizden çok daha güçlü durumdaydık.
***
Şimdi olanlara baktığımızda bu konuda kısmen itiraf süreci yaşadığımız anlaşılıyor.
Mesela Mehmet Şimşek “İrrasyonel politikalardan dönüleceğini” açıkladığında aslında Türkiye’de akıl dışı bir yönetim uygulandığı itiraf edilmiş oldu.
İhale yasası yeniden düzenlenecek denildiğinde de “eski ihale yasaları ile kimlerin neler götürdüğü” akıllara geliyor. Ülke düne kadar soyulmuş ama şimdi sıkıştığımız için soyguna dur diyoruz.
Adına ister ‘yumuşama’ isterse ‘normalleşme’ deyin, aslında ülkeyi ne kadar kutuplaştırıp gerdiğimizin de bir itirafıdır bu.
Formül çok basitmiş: Kutuplaştır-gerginleştir ve malı götür…
***
Bugün ülkemizde kısa vadeli dengeler yeniden kuruluyor. Mesela cari açığı dengeleriz, enflasyonu dizginleriz ama uzun vadeli dengeleri bu kafa ile asla kuramayız.
Bunun anlamı şudur: Benim ülkem neden hala (80’ler hariç) cari açık sorunu yaşıyor? Benim ülkem neden yapısal değişimi bir türlü gerçekleştiremedi? (Bu konularda Prof. Dr. Ümit Özlale adeta tek başına çırpınıyor)
Mesela eğitim sistemi çöktü ve ülkemin teknolojik ilerlemesi durdu. Ana meselelerden biri budur. Teknoloji ilerlemeyince kalıcı refah gelmiyor. Zaten kimse de kalıcı refah artışı beklemesin.
Bu ana sorunun alt kırılımları da var: Her yer kamu personeli dolmuş ve özelde çalışanlar bir çağdaş köle durumuna düşmüş. Sanki dersin devlet için çalışan birer köle olduk. Ki, o devletin de şefkat elinden ziyade tokatını hissediyoruz sürekli.
***
Daha da kötüsü ülkede zihniyet çöküşü yaşıyoruz
Aklın yerine cehalet gelmiş
Dürüstlüğün yerini kurnazlık almış
İlkenin yerine çıkarcılık gelmiş
Liyakatin yerine itaat öne çıkmış
Hırsızlık ve çalmak faydacılık olmuş. “Ülkem” yerine ben ve benimkiler hakim olmuş. Bilim yerine inanç, helal yerine haram daha tatlı olmuş.
Baksanız dünya yolsuzluk endeksinde Türkiye’yi 40-50 sıralarından en yolsuz 115. Ülke sırasına dindarlar taşımış. (Ek: dindar görünümlüler)
Ahlak bacak arasına sıkıştırılıp ahlaksız tüm kazançlar, ahlaksız tüm koltuklar, ahlaksız tüm davalar ana amaç haline dönüşmüş.
Evine bisikletle giden siyasetçiyi bırakın, evine uçakla giden siyasetçiler bizde. 14 uçaklı liderler de bizde ve itibardan tasarruf olmaz diyorlar.
***
Bir de yakın tarihe bakıyoruz. Temel tüm ilke ve kuralları yabancılar bize dayatmış. Belki de şu anda bile bizi hala kısmen ayakta tutan tüm ilkeleri onlar dayatmış.
İhale yasasını ilkesel olarak en üst seviyede onlar kurdurmuş ama biz bozmuşuz. Kamuya yakınını-3-5 maaşı onlar yasaklamış ama biz yıkmışız. Kendi paran ile iş yap diyen de yabancılar ama biz bunu da yerli-milli diye darmadağın etmişiz.
Kısacası bizde hem yönetim hem de temel zihniyet çok bozuk. Ne ahlak kalmış ne de Ülke sevdası…
Milliyetçisi dolarla ölçülüyor, dindarı ihale ile geçiniyor.
Bu işte bir terslik var ama çok feci… Çünkü Türkiye yıkılıyor ama kimseden ses çıkmıyor.
Hatta son alkışladığımız kararları yerli-milli diyen Berat Albayrak değil, Londra temsilcisi dediğimiz Mehmet Şimşek atıyor.
Bu sizce bir işaret değil mi? Türkiye’de temel ideolojik taban bozukluğu hala görülemiyor mu?
Acaba ithal yönetici mi baksak. Evine bisikletle giden, kamu malını çaldırmayan, ahlaklı ve ilkeli yöneticileri nereden bulacağız?
Ülkenin en iyi eğitimlileri başka ülkelere göçüp gideceğine ülkemize dürüst, ahlaklı ve ilkeli yönetici neden bulamıyoruz?
Sorunu temel ideolojik bozukluk yanında toplumsal çıkarcılığı da irdeleyerek çözmemiz gerekiyor.
İlk taşı günahsız atsın… (Ek: Yabancı yönetici elbette milli egemenlik sorunudur. Yazıdaki amaç yerli yönetici bozukluğunun bizi getirdiği düzeye dikkat çekmek içindir)
Yazarlar
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
26.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
17.09.2025
16.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
11.09.2025
9.09.2025