Mehmet ALTAN
Cumhuriyet Gazetesi’nin 19 Ocak 2014 tarihinde durdurulan TIR’ların ağzına kadar silah ve cephane dolu olduğunu açığa çıkaran mükemmel gazeteciliği, siyasal iktidarın sadece uluslararası suç işlemekle kalmadığını, devlet içinde de çeteleştiğini ortaya koymakta.
Siyasal iktidar, Ortadoğu’da kafa kesen IŞİD’çilere ya da türevlerine cephane göndermeyi bir ‘devlet operasyonuymuş’ gibi sunma gayretindeydi.
Bu bir ‘devlet operasyonu’ olsa da suç ama rezaletin ayrıntıları ortaya çıktıkça gerçeğin öyle olmadığı da anlaşılıyor.
Kanıtlar gösteriyor ki bu ‘operasyon’, devlet içinde örgütlenen ve kendini çok muktedir sanan, suç işleme eğilimli birkaç kişinin işi.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Cumhuriyet’in haberinde benim en çok dikkatimi çeken ayrıntılardan biri, TIR’lardan ‘MİT Bölge Başkanı’nın’ da haberi olmadığını vurgulayan bölüm oldu.
Yabancı bir güce silah gönderme operasyonundan ‘MİT TIR’ları’ diye söz ediliyor ama anlaşılan bu, çeteleşme eğilimi içinde olan birkaç kişilik bir grubun işi…
Parlamentonun, hükümetin, ordunun, bölge mülki amirlerinin haberinin olmadığı, hatta MİT Bölge Başkanı’nın da devre dışı bırakıldığı, yasal zemini ve meşruiyeti bulunmayan bir operasyondan söz ediyoruz.
Ayrıca savcının TIR’ları denetlemesi sırasında hiçbir elemanın MİT kimliğini de gösteremediği belirtilmekte…
Üstelik MİT Yasası’nda gizli silah ve cephane yardımları gibi bir eyleme geçit yok, bu açıdan da suç işlenmekte.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Devlet içinde çeteleşerek IŞİD gibi Türkiye düşmanı bir güce silah taşımak nedir?
Şayet bir ‘vatana ihanet’ suçundan konuşulacak ise bu, gizlice düşmana silah taşımaktan başka bir şey olabilir mi?
Eğer siyasi iktidardan birkaç kişiyle devlet örgütlerinden birkaç kişi, halktan, parlamentodan, hükümetten habersiz olarak bir yabancı devletle anlaşıp, düşman güçlere gizlice silah gönderiyorsa, bu eylemin Ceza Yasası’ndaki karşılığı nedir?
Böyle bir suçu işleyenlerin ‘resmi’ sıfatları olması, bu suçun niteliğini değiştirmez.
Bu, bağırış çağırışla, tehditle, hukuksuz soruşturmalarla üzeri kapatılmayacak kadar vahim bir gelişmedir.
Ayrıca da benim sezinlediğim kadarıyla ‘devlet’, devlet içinde çeteleşen bir küçük gruba karşı bu kez kararlı olarak harekete geçmiş gözüküyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Cumhuriyet’in tartışmasız büyük bir gazetecilik başarısı sayılması gereken haberini okuyunca aklıma garip bir şekilde Almanya’da 17 Aralık’ta tutuklanan ve AKP hükümeti için casusluk faaliyeti yürüttüğü ileri sürülen Erdoğan’ın eski danışmanı Muhammed Taha G. ve iki kişi hakkında açılan dava geldi.
Türkiye’de de büyük yankı uyandıran bu casusluk soruşturmasında iddianame tamamlandı. Aralık ayında tutuklanan 58 yaşındaki Muhammed Taha G. ve istihbarat çalışmalarında kendisine yardımcı olduğu iddia edilen iki kişi, Ahmet Y. ve Göksel G., ‘yabancı bir ülke için istihbarat faaliyetinde bulunmak’la suçlanıyor.
Karlsruhe Başsavcılığı üç kişiyle ilgili hazırladığı iddianameyi Koblenz Yüksek Eyalet Mahkemesi’ne gönderdi.
Savcılıktan yapılan açıklamada, söz konusu kişilerin Almanya’da yaşayan Kürt aktivistler ve diğer hükümet karşıtları ile ilgili bilgi toplayarak ‘bir Türk istihbarat birimine’ iletmekle suçlandığı kaydedildi.
İddianamede TC vatandaşı Ahmet Y. ile Alman vatandaşı Göksel G.’nin yaklaşık bir buçuk yıl boyunca Muhammed Taha G.’nin talimatları doğrultusunda çalıştıkları belirtildi. Bu iki kişinin, Kürt aktivistlerin düzenlediği etkinlik ve gösteriler, ayrıca Erdoğan’a eleştirel bakan Türk kişi ve kuruluşlar hakkında Taha G.’ye bilgi verdikleri iddia ediliyor. Muhammed Taha G., Aralık ayında tutuklanmış, diğer iki kişi serbest bırakılmıştı.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Belki gözünüzden kaçmıştır, Spiegel Dergisi ise elebaşı olduğu ileri sürülen Erdoğan’ın eski danışmanı Muhammed Taha G.’nin davasına ait soruşturma notlarından detaylar aktardı.
Daha önce Muhammed Taha G.’nin, Erdoğan’ın eski danışmanı, AKP’li Muhammed Taha Gergerlioğlu olduğunu ortaya çıkaran Spiegel Dergisi’nin internet sayfasında yer alan bilgiye göre Gergerlioğlu ve ekibi, Türkiye’nin ‘resmi istihbarat yapısı’ içinde yer almıyor.
Aslında sadece bu bilgi bile yakalanan ve ‘MİT TIR’ları’ diye sunulan suç operasyonunun ardındakiler hakkında bir soru işareti daha yaratıyor.
Alman makamlara göre Ankara, Gergerlioğlu ve onun için çalıştığı ileri sürülen iki zanlı hakkındaki iddialar karşısında bu nedenle devamlı ‘MİT için çalışmadılar’ savunmasını yapıyor.
Bu adamlar ‘resmi istihbarat yapısı’ içinde yer almıyorlarsa hangi ‘gayrı resmi istihbarat yapısı’ içinde yer alıyorlar?
O ‘gayrı resmi’ örgüt kim tarafından, ne amaçla kuruldu?
Böyle bir örgütü parlamento biliyor mu?
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Yine Spiegel’de yer alan habere göre Gergerlioğlu bir telefon görüşmesinde Türkiye’de istihbaratın üçlü bir sistem üzerine kurulu olduğundan bahsediyor.
Görünür ve görünmeyen bir istihbaratın ötesinde bir başka istihbaratın daha olduğu, ancak teşkilat için çalışanların dahi kendi aralarında birbirini tanımadığı belirtiliyor.
Erdoğan’ın bu üç istihbaratı da kullandığı ifade ediliyor.
Bu nedenle Alman savcılar, Gergerlioğlu ve diğer zanlıların Almanya’da da Erdoğan için özel bir sistem kurma çabası yürüttüğünden yola çıkıyor.
Soruşturma notları arasında da bu şüpheye dikkat çekiliyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Galiba devlet içinde çeteleşen ipini koparmış bir grup sonun başlangıcına geliyor…
Devlet, hukuk, sosyoloji, dünya sistemi konularında cahil olunca insan rahatlıkla hırsızlık, yolsuzluk yapıp, sorgusuzca cinayet de işleyebileceğini sanıyor demek.
Bilmiyorlar ki meşruiyetten ve hukuktan ayrılmak kendi belanı aramakla aynı şeydir.
Üstelik şu soruyu da ısrarla sormak gerekir:
Siyasi iktidardan ve istihbarat örgütlerinden birkaç kişi, yasaların dışına çıkarak yabancı güçlerle anlaşıp düşmana silah gönderiyorsa, Ceza Yasası’nda bu hangi maddeye girer?
Bu suçu ortaya çıkaran gazetecileri susturabilmek için sürekli tehdit yazıları yazıp suçu gizlemeye çalışarak, bu suçun ‘yardım ve yataklığını’ yapanlar için de şöyle bir soru sorulabilir tabii:
Bu suçun ‘yardım ve yataklığının’ Ceza Yasası’ndaki karşılığı nedir?
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/mit-bolge-baskani-nin-neden-haberi-yoktu/2443
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025