Mehmet ALTAN

Mehmet ALTAN
Mehmet ALTAN
Tüm Yazıları
Kaliforniya’da Santa-Monica plajlarında
16.10.2011
3536

 İstanbul’da hava soğuk ve yağışlı...

Hâlbuki geçen Pazar sabahın erken saatlerinden kendimizi sokaklara saldığımız Kaliforniya eyaletinin sükse şehirlerinden, değerli bir mücevheri anımsatan doksan bin nüfuslu Santa-Monica’da güneşli, rutubetsiz ve güneşin etkisini tatlandıran keyifli bir esintinin gönüllü esirleriydik...

Günü, kentin en popüler yeri olan Santa-Monica Meydanı ve civarında, kâh plajlarda, kâh lokantalarda, kâh otellerde gezinerek harcadık...

Şehrin güney kısmının sonlarında yer alan Üçüncü Cadde üzerindeki sıkı bir alışveriş merkezi olan Santa-Monica Meydanı sadece limana ve kumsala iki adım uzaklıkta olduğu için değil, ABD’li efsane mimar Frank Gehry’nin 1980’li yılların hemen başlarında inşa edilmeye başlanan bir projesi olduğu için de dünyada çok bilindik bir yer... Meydan, Amerika’nın ortalama zenginliğini de katlayan bir refah toplumunun eğlenceli ve cazibeli, hijyenik bir serası gibi...

***

Santa-Monica’da dolandıkça çiçek dürbünü ile oynar gibi oluyorsun, mekânlar, insan manzaraları, atmosfer adım başı değişiveriyor.

Örneğin, Santa-Monica Meydanı’nın Pasifik sahilindeki iskelesi tam bir panayır yeri...

Amatör şarkıcılar, farklı materyallerle karikatürünüzü yapmak isteyen sokak karikatüristleri, çakma dövme esnafı, hünerleriyle insanı şaşırtan sevimli hokkabazlar...

İskeleye mevzilenmiş, iskelenin yerleşik lokanta ve kahveleriyle usulca rekabet ederek oburluğa davetiye çıkaran seyyar satıcılar... 

Balık adam elbiselerini giymiş, havanın sörfe imkân vermesini denizin içinde bekleyenler, okyanusa kulaç atanlar...

İskelenin tırabzanlarında kendilerine tahsis edilmiş minik platformlarda günü izleyen Pasifik kuşları...

***

Okyanus plajlarında sörfçülerin, kumda güneşlenenlerin, sahilde çıplak ayak dolaşanların, martıların ve yüzenlerin ortasında çok çarpıcı ve insanı sarsan anti-militarist bir protesto gösterisine de şahit olduk...

Bir kısım aktivist plajın kocaman bir bölümünü adeta gerçek bir mezarlığa dönüştürmüşlerdi...

Mezar başlarında ölenlerin dinini simgeleyen haçlar, ay yıldızlar, farklı simgeler, bunların arasına özenle yerleştirilmiş Amerikan bayraklarına sarılı tabutlar...

Göstericiler, Afganistan’da ölen asker sayısı kadar mezarlık yapmış, bunlara Irak’ta ölenleri de eklemeleri halinde devasa plajın yetmeyeceğini de bir yazıyla vurgulamışlardı...

Günü beraber geçirdiğimiz buraların eski aşinası Ergun Babahan, birazda gazetecilik içgüdüsüyle; o ılıman Pazar günü bile savaşın vahşetini herkesin gözüne iğne batırarak hatırlatan bu protesto eyleminin günün farklı saatlerindeki görüntüsünün defalarca resimlerini çekti...

***

Öğleden sonra Santa-Monica Meydanı’ndaki zarif İtalyan lokantası ile öğleden sonraki çay saatlerine denk getirdiğimiz şatafatlı otel lobisi parantezi arasında bir ara kumsala indik...

Güneş altındaki sahilde uzun uzun yürüdük...

Yorulunca geçici bir süre arabalarla, bisikletlerle gelip üzerlerindeki yaz giysilerinden anında sıyrılarak kendilerini mayolarıyla güneşin altına atanlara karıştık... 

Yılın üç yüz on günü güneşle yıkanan Santa-Monica’nın nimetlerinden, Kaliforniya eyaletinin olağanüstü özelliklerinden nasiplenmeye çalıştık...

***

İstanbul’da hava soğuk ve yağışlı...

Hâlbuki geçen Pazar sabahın erken saatlerinden kendimizi sokaklara saldığımız Kaliforniya eyaletinin, sükse şehirlerinden doksan bin nüfuslu değerli bir mücevheri anımsatan Santa-Monica’da güneşli, rutubetsiz ve güneşin etkisini tatlandıran keyifli bir esintinin gönüllü esirleriydik...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar