Mehmet ALTAN

Mehmet ALTAN
Mehmet ALTAN
Tüm Yazıları
YENİ TEORİ
2.02.2016
1917

 Epeydir Recep Tayyip Erdoğan, ‘faiz sebep, enflasyon neticedir’ diye ifade ettiği muhteşem teorisini seslendirmiyor. 


Acaba neden bu teoriyi epeydir dillendirmiyor, sadece merak etmiyorum, buna üzülüyorum da… 

Böylesine emin olduğuna göre keşke ‘faizleri’ zorla indirtse, hatta kaymakamlara yaptığı gibi Merkez Bankası yönetimini çağırıp ‘iktisat teorisini bir yana koyun’ tavsiyesinde bulunsa… 

Ne güzel olur. 

Daha önce hiç duyulmamış iktisat teorilerinin pratikteki etkilerini görme imkânına kavuşuruz. 

*** 

Acaba bu etkileyici teorisinden, fazla ısrar sonunda doların fiyatı patladığı için mi vazgeçti, yoksa bu teorisine muadil ‘yeni’ buluşları ‘siyaset bilimin’de de yapmakla meşgul olduğu için mi eskisini dillendirmeyi savsaklıyor? 

Doğrusu, siyaset bilimindeki ‘güçlerin uyumu’na dayalı ‘Türk tipi anayasa’ teorisini de ben en az ‘faiz-enflasyon teorisi’ kadar değerli hatta biraz daha kıymetli buluyorum. 

*** 

Bakın, Erdoğan bu ‘yeni teorisini’ nasıl ifade ediyor: 

“Yargı organlarıyla yasama ve yürütme arasında eskiden beri süre gelen sıkıntıların temelinde mevcut anayasanın, güçlerin uyumunu değil, çatışmasını esas alan anlayışı vardır. Yeni anayasanın ruhu çatışma yerine uyum ve denge, birbirilerini yıpratma yerine birbirlerini destekleme mantığıyla oluşturulduğunda bu sıkıntı kendiliğinden ortadan kalkacaktır.” 

Montesquieu’den bu yana anayasa hukukunda görülmemiş, duyulmamış, işitilmemiş hatta Ekvator Ginesi’nde bile akıl edilememiş bir yenilik olabilir bu yaklaşım. 

*** 

Ama sanırım bu çok etkileyici teori girişimlerinden önce sıradan genel bilgilere bakmak da bilinç açısından faydalı olabilir. 

Öyle koca koca kitaplar okumaya gerek yok, şu herkesin rahatlıkla ulaşıp bakabileceği Vikipedi’deki ‘kuvvetler ayrılığı’ maddesine de bir göz atılabilir mesela… Neticede iki tık tık yaptın mı madde karşına çıkıyor. 

Ben bir iyilik yapıp, bir bölümünü hatırlatabilirim: 

“Kuvvetler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. Devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik Yunan ve Roma’da geliştirildi. Kuvvetler ayrılığı sistemi; yasama, yürütme ve yargı olarak tanımlanan kuvvetlerin değişik yollardan göreve gelen ve aralarında denetleme ve denge mekanizması bulunan farklı organlara verilmesi olarak tanımlanmıştır. Devletin yasama ve yargı dışındaki faaliyetleri yürütme işlevidir. Yasama kural koymak; genel, sürekli, objektif, kişisel olmayan işlemler yapabilmektir. Yargı; yasama ve yürütme organından ‘bağımsız’ mahkemelerce görevlerin yerine getirilmesini ifade etmektedir. Yargıçların bağımsızlığı ise yasama ve yürütme organlarına bağlı olmadan Anayasaya ve hukuka uygun olarak vicdani kanılarına göre hüküm vermelerini amaçlar.” 

Erdoğan teorisi tüm bu insanlık birikiminin geldiği noktanın tam tersini ifade ediyor… Üniversitelerin ilgili bölümleri açsından yeni bir maden sayılabilir adeta… 

Türk tipi başkanlığın uyum teorisi… 

*** 

Tek endişem var, keşke bu orijinal yaklaşım 17-25 Aralık öncesi daha vurgulu bir şekilde ifade edilseydi… 

Şimdi kalkıp, denetim istemeyen ve yargıyı kendine bağlamayı amaçlayan bir ‘teori’ diye karalayabilirler, ne de olsa münafık bunlar… 

Hatta bakarsınız, ‘kuvvetler ayrılığını ayak bağı’ olarak gördüğünü söyleyebilir, bu yeni model teoriye yanlış manalar verebilirler. 

Hâlbuki Türk modeli başkanlıkta her şeyi ‘tekleştirirken’ güçleri de ‘tekleştirmekten’ daha doğal ne olabilir? 

‘Yasama, yürütme, yargı’ uyum içinde tek adama bağlanır… Güçler birliği olur. 

Güçleri ayırmaya kalkanların da bacağını ayırır, gücü bir iyice gösteririz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar