Mehmet ALTAN
Bankalar Birliği’nin son açıklaması Türkiye’de her üç kişiden birinin ‘borçlu’ olduğunu gösteriyor.
Borçlanarak ev alalım, borçlanarak araba alalım, borçlanarak borç ödeyelim…
Bir yandan ‘borçlanarak’ daha ‘iyi’ yaşama gayreti, bir yandan da gelirinin üzerinde refah elde etme girişiminin ağır faturası…
O ağır fatura ne?
Ödenemeyen borç taksitleri, davalık, icralık durumlar ve 2015 yılı sonu itibariyle 51 milyar liraya ulaşan batık krediler…
***
Halk şimdi bu borçları ödeyebilmek için kıvranıyor.
Borçlular cennetinde suni refah ‘yaratanların’ derdi ise başka…
“İçeride ve dışarıda şiddet uygulayarak, bu borçlanarak yaşamak isteyen yığınları bir kez daha korkutup oylarını alır mıyım?”
7 Haziran ertesinde olduğu gibi yeniden ürküterek, bu kaostan sorumlu olan siyasi iktidara ‘istikrar’ adı altında yeniden koşup oy vermesini sağlayabilir miyim?
***
7 Haziran’dan sonra giderek artan katliamlar ve ‘canlı bombacıların’ kimliği herkes gibi benim de daha fazla dikkatimi çekiyor… Belli ki “Suriye’ye dört adam gönderip bir kaç füze fırlatarak” savaş çıkarma yöntemlerinin ciddi ciddi konuşulduğu dönemlerden geçiyoruz…
Görüyoruz ki bu açgözlü siyasi grup ‘hiçbir surette iktidarı bırakmam’ çıldırmasına girdi.
Seçim yaklaşırken, seçim sürecinde ya da yeniden erken seçim senaryoları dolaştığında şahit olduğumuz ‘canlı bomba’ eylemleri ve yaşanan katliamlar fazlasıyla şüphe çekiyor.
Çünkü ‘iktidar manyaklarının’ amacı huzur ve istikrar, doğru dürüst bir devlet filan değil… Gerçek katillerin yakalanmasıyla, ölümlerin önlenmesiyle ilgili değiller…
Katliamlardan ‘politik menfaat’ çıkarma peşindeler…
***
Onca örnek var…
Başkentin ortasında, Ankara garında 100 insanımızı yok eden bomba sonrasında “burada DAEŞ de var, PKK da var, El Muhaberat da var” laflarını, ‘kokteyl eylem’
suçlamalarını duymadık mı?
Peki, savcılık ne dedi?
‘IŞİD eylemi’ dedi…
Ama IŞİD de hiçbir zaman bu eylemleri üstlenmedi…
Yoksa seçime giderken siyasal çıkar amacıyla ‘uyandırılmış milli ve yerli IŞİD hücresi’ mi denmek istendi?
***
Biliyorsunuz daha öncekilerinde de şahit olduğumuz üzere her büyük felaket ertesinde, onca can gitse de ‘politik amaca’ göre fail açıklama yarışması başlıyor…
Son bombacıyla ilgili akıl karıştıran ve çarşafa dolanan, kimsenin de inanmadığı açıklamalar böyle gerçekleşti.
Bir rezalet oldu.
***
Dün de evine dönmeğe çalışan onca günahsız insanı yok eden katliamla ilgili çok ilginç bir habere rastladım…
Ankara katliamı faili olduğu söylenen Abdülbaki Sömer, 16 yaşındayken ortalardan kaybolmuş.
Ailenin başvurusu üzerine kayıp çocuk kaydı oluşturulmuş.
Fotoğrafıyla birlikte bilgileri Emniyet Genel Müdürlüğü’nün internet sitesindeki kayıp çocuk-şahıs bölümüne eklenmiş. Bilgiler halen de sistemde duruyormuş.
Sömer, 2014’te Türkiye’ye, ‘Salih Muhammed Neccar’ ismiyle giriş yapmış, iki senedir de Türkiye’deymiş…
***
Bu hikâye bana biraz tuhaf geldi.
Hakkındaki bütün bilgiler böylesine net bir şekilde devletin elinde bulunan biri bu kadar rahat ‘intihar bombacısı’ olup, bu kadar rahat eylem yapabilir mi?
Çalıntı bir arabayla iki bin 900 kilometre hiç fark edilmeden dolaşabilir mi?
***
Acaba diyorum yoksul aile çocuklarından ‘milli ve yerli’ bombacılar mı imal ediliyor?
Bunlar çeşitli örgütlere mi dağıtılıyor?
Sıkıştıkça bomba patlatıp, katliam yaptırtıp, bundan siyasal amaç bekleyen vicdansız gözü dönmüşlük, ‘bir bebekten katil yaratan’ karanlık çıldırmışlık mı iş başında?
***
Bu soruları soruyorum çünkü ortada çok fazla tuhaflık var.
Düşünün hem Ankara, Suruç, Sultanahmet katliamlarının üzeri kapatıldı, hem de IŞİD adres gösterildi ama IŞİD bunları üstlenmedi…
Son Ankara bombacısının bütün kişisel bilgilerinin Emniyet arşivinde durduğu anlaşıldı… Daha kurbanların kimlikleri saptanamadan, katilin kimliği açıklandı.
Bunlar nedir? Ne oluyor?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025