Mehmet ALTAN
Basın mesleğinin kendine özgü çalışma şartlarını düzenleyen kapsamlı ilk yasanın 1961 yılında, darbe sonrası oluşan Millî Birlik Komitesi tarafından çıkarıldığını söylemiştim.
İşin ilginç yanı bütün gazeteciler bu yasayı el birliğiyle alkışlayıp, yasanın çıktığı günü "Basın Bayramı" ilan ederken, ağır ve belki de tek eleştiri gene Millî Birlik Komitesi eski üyesi Orhan Erkanlı'dan gelmişti.
***
Orhan Erkanlı 27 Mayıs Darbesi'ne Kurmay Binbaşı olarak fiilen katılmış ve ilk 38 kişilik Millî Birlik Komitesi’nin üyeliğini yapmıştı.
13 Kasım 1960 tarihinde ihtilal komitesinin parçalanması üzerine 14'lerden biri olarak Meksika'ya sürgüne gönderildi.
Millî Birlik Komitesi içinde iki farklı eğilimi barındırıyordu.
Birinci grup, ihtilali gerçekleştirip, Demokrat Parti’yi tasfiye ettikten sonra ülkeyi derhal sivil iradeye bırakma görüşündeydi.
Alpaslan Türkeş ve Orhan Erkanlı'nın da içinde bulunduğu diğer 14 subay ise yalnızca Demokrat Parti’yi tasfiye etmek için değil çöken ekonomiyi düzeltmek ve ‘gerici’ kadroları temizlemek için de en az bir seçim dönemi daha ülkeyi idare etmek istiyordu.
İkinci grup tasfiye oldu. Yassıada duruşmaları ertesi yeniden çok partili parlamenter sisteme geri dönüldü.
***
Daha sonraları Orhan Erkanlı CHP’den 13. Dönem İstanbul milletvekilliği yaptı.
Bir kez Basınköy'deki babaevine geldiğini anımsarım.
1995 yılında ölen Erkanlı, 1972 yılında yazdığı Anılar, Sorunlar, Sorumlular başlıklı kitapta 27 Mayıs sürecini tüm ayrıntılarıyla anlattı.
Kitabın 51 ve 52. sayfalarında 212 sayılı Basın Yasası'nı neden eleştirdiğini de açıkladı:
Bu kanun maddî bakımdan bazı imkânlar sağlamışsa da hiçbir meseleyi halletmemiştir. Esas sorunlar devam etmektedir. Basında iş ve meslek güvenliği, özgürlüğü sağlanamamıştır. Her şeye patronlar hakimdir. Kimse patronun arzusu hilâfına yazı yazamaz, haber değerlendiremez, olayları işleyemez, kısaca meslekî fonksiyonunu, gazetecilik ve yazarlık görevini yapamaz. Direnenlerin işine son verilir. Gerçi 212 sayılı kanunla bazı haklar sağlanmıştır; işten atılan gazeteci meslek kıdemine göre bir miktar tazminat alabilir veya alması gerekir. Ancak, birçok patronlar bu hakkı vermezler ve iş mahkemeye intikal eder. Gazeteler ellerindeki imkânlarla duruşmaları uzatırlar, gazetecinin maddî gücü bu beklemeye yetmez çünkü parası yoktur. Hakkı olan miktarın çok altında bir ödeme ile dava kapanır. Uygulama budur. Gazetecilik ve yazarlık mesleği gittikçe zorlaşmaktadır.
***
1961 ihtilalinin, basının iktidarın gadrine uğramasını engellemek için hazırladığı yasa Basın İlan Kurumu yasasıdır.
Demokrat Parti faşizminin basını nasıl ekonomik bir kıskaca aldığını daha önce yazmıştım.
26 Kasım 1957’de yayınlanan bir kararname ile «Gazete ve dergi kâğıtlarının tek elden ithali»ne gidilmişti.
1958 yılının ilk günü yayınlanan bir kararname ile de «ilân ve reklamların tek elden dağıtımı» kabul edilmişti.
5 Ocak 1958 tarihinde ise Nadir Nadi Cumhuriyet’te duruma tepki gösteriyordu:
... Bazı gazetelerden önemli kısıntılar yapılmış, bazılarına daha müsamahalı davranılmış, bir kısmının ilân gelirleri ise artırılmıştır, özel ilânların bu şekilde dağılışı, insana ister istemez, Hükümetçe basın hakkında yeni bir ceza ve mükâfat usulü denendiği hissini veriyor. Muhalif ve partisiz gazetelerin ilân gelirlerini kısmak suretiyle bunları ya hizaya getirmek, ya da adım adım kansızlığa sürükleyerek bir gün yaşayamaz hale gelmelerini sağlamak, övücü gazetelere de kucak açarak bol bol ilân dağıtmak gibi bir zihniyeti doğrusu biz bugünkü iktidara yakıştıramıyoruz. Bu kararname vatandaşın basma karşı güvenini sarsacak, onu ileride artık hiçbir takdir yazısına değer vermez edecektir. Her bakımdan yanlış olan bu kararnamenin bir gün yürürlükten kaldırılacağına biz eminiz. Bütün dileğimiz, bu kararname ile tehlikeye giren hürriyetlerin o güne kadar bütün bütün ortadan silindiğini görmek felâketine uğramamamızdır.
***
Demokrat Parti'nin freni kopmuştu.
3 Eylül 1958’de yayınlanan bir bildiri ile hükümetin özel ve resmî ilân tarifelerini düzenlemek ve gazete dağıtımını ayarlamak için hazırlıklar yaptığı açıklandı.
1959 Ağustosundan itibaren tiraj ve abone esasına göre yürürlüğe giren kararname işi iyice abartmıştı. Tiraj ve satış göz önünde tutulmaksızın DP organı gazeteler birinci kategoriye, DP’yi destekleyenler ikinci kategoriye, tarafsızlar üçüncü kategoriye alınmış, Ulus, Dünya ve Yeni Güngazetelerinin adları ilân listesinden çıkarılmıştı. Daha sonra Yeni Sabah’ın da ilânları kesildi.
***
Bütün bu zulüm süreci Millî Birlik Komitesi'nin yayınladığı 28 Ekim 1960’daki kararname ile gözler önüne serilmiş ve yaşanan partizanlığın boyutlarını belgelenerek kamuoyuna sunulmuştu.
Millî Birlik Komitesi bir adım daha atarak resmî ilân dağıtımının düzene sokulması için özel bir kanunla Basın İlan Kurumu’nu kurdu.
Basın İlan Kurumu yalnız resmî ilânların dağıtımıyla görevlendirildi.
Kurumun 32 kişilik bir genel kurulu, 13’ü gazeteci, 2’si ilân prodüktörü, 7’si hükümet temsilcisi, 5’i üniversite profesörü, 1’i baro, 1’i Ticaret ve Sanayi odaları temsilcisinden oluşuyordu, 1 üye de noterdi.
Kurum resmî ilânlardan yüzde 15, özel ilânlardan da yüzde 10 komisyon alıyordu.
Sağladığı gelirleri basının gelişmesinde yararlı alanlarda kullanmak zorundaydı.
***
Kurumun amacı, devlet ilânlarının dağıtımında adaletsizliği ve ilân yoluyla devletin bazı gazeteleri korumasını önlemek ve besleme gazeteciliğe son vermekti.
Daha önce de anımsattığım gibi Basın İlân Kurumu gazete sahiplerinin büyük tepkileriyle karşılanmıştı.
Patronlar 13 Ocak 1961’de yayınladıkları ortak bir bildiride şöyle demişlerdi o zamanlar:
İlân ve Reklâm Kurumu Kanunu ile, gelecek siyasî iktidarların niyet ve tutumuna göre, basını tam bir köle haline getirmek, bu hale razı olmayanı da tasfiye etmek pekâlâ mümkün olacaktır...
***
Basın İlân Kurumu çok uzun yıllar kör partizanlığın epeyce uzağında kaldı ve sağlıklı bir şekilde yürüdü.
Ancak kurulurken patronların muhalefeti dışında bazı eleştiriler de söz konusu oldu:
‘Basının bütün hayatî kaynaklarını ele geçiren bu kanun hükümetin bir âleti haline gelebilir, dolayısıyla basın özgürlüğü esaslı bir tehdit altına girer,’ türünden uyarılar yapıldı.
***
Basın İlân Kurumu, Millî Birlik Hükümeti’nin en başarılı işlerinden biri sayıldı.
Ama o zamanlar karşılık bulmayan eleştiriler şimdilerde gerçekleşir gibi...
Ne demek mi istiyorum?
Daha evvel de söylediğim gibi arama motorlarına girin, Basın İlân Kurumu yazın bakın neler göreceksiniz.
212 Sayılı yasayı anlatırken yazıyı nasıl bitirmiştik:
“Basın İlân Kurumu Yasası’nın ilk çıkışı ile bugün göreceğiniz o güncel haberlerin rezilliği tefesühün keskin kokusudur.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025