Mehmet TIRAŞ
Piyasa değer 400 milyon Avro olan 4 TON Kokain taşıyan , “RAS” adlı 70 metre uzunluğunda 7’si Türk,2’si Azeri,1’i Hollandalı olmak üzere toplam 10 mürettebatı olan,Tanzanya bandıralı kargo gemisi 25 Eylül 2024 Tarihinde Kanarya Adaları açıklarında İspanya ve Fransa gümrük gemileri tarafından şüphe üzerine durduruldu.
Hala hangi Türk limanından demir aldığı, sahibi veya sahiplerinin kim olduğu bilinmediği gibi, geminin nereye gittiği de bilinmiyor.
Biz bu önemli haberin tüm detaylarını dostumuz Prof.Dr Eser Karakaş’ın kaleme aldığı; “4 Ton Kokain Kaç Para Ediyor, Biliyor Musunuz?” başlıklı 8 Ekim 2024 tarihli yazısından öğrendik.
Kokainin yetiştirildiği ve dağıtıldığı ülke Kolombiya ve 2023 yılında Kolombiya’da “2.600 ton kokain yetiştirilmiş.”
Hatırlanacağı gibi 2020 yılının Eylül ayında Kolombiya’dan Türkiye’ye gönderilmek üzere gemiye yüklenen İzmir limanında yakalanan, 4.9 ton kokainin kime gönderildiğini de öğrenemedik.
İzmir limanında yakalanan bu kokainin üzerine ne hükümet ne de muhalefet gitmedi.
Unutturulmaya bırakıldı ve akıbetini hala öğrenemedik.
İspanya’nın Kanarya açıklarında yakalanan 4 ton kokainin piyasa değeri ve yakalanma hikâyesini anlatmaya başlayalım;
“Kokainin gram fiyatı ülkeden ülkeye değişiyor ama en mütevazı ortalama fiyatı “Bir gram kokain yüz (100) Avro ediyor.
Gramı yüz avrodan bir kilo gram Kokain yüz bin(100.000) Avro ederken…
Kilosu yüz bin avrodan da dört (4) ton (4.000) kg Kokain dört yüz (400.000 000) milyon Avro ediyor.
RAS gemisi mürettebatı Cebelitarık’ı geçip bu malı yani 4 Ton kokaini eğer İngiltere’ye sokmuş olsaydılar, bu malın piyasa değeri bir Milyar Avro edecekti.”
RAS Kargo gemisi Türkiye’den Batı Afrika’ya mal yüklemeden veya boşaltmadan yolculuk yaptığı ve anlamsız manevraları dikkat çektiği için şüphe üzerine durduruldu.
Polis ve İspanya vergi dairesi tarafından yapılan ortak açıklamada; 70 Metre uzunluğundaki “RAS” adlı geminin, Tanzanya bayrağı altında seyrettiği ve kuzeybatı Afrika’da ki, Atlantik takımadalarının en doğusundaki ada olan Lanzorete’den 130 deniz mili açıkta durdurulduğu belirtildi.
Fransa’da L “Atlas des drogues” (Uyuşturucu Atlası) isimli bir dosya yayınlandı, Türkiye’den bu atlasta “Mersin Limanı işaretlenmiş”, Avrupa’ya uyuşturucunun Giriş-Çıkış kapısı olarak Mersin Limanı gösteriliyor.
Bu kadar tesadüf olabilir mi anımsatayım;
Susurluk komisyon raporunda da uyuşturucunun güzergâhını ;Afganistan,İran,Van,Hakkari ve Mersin limanından Kuzey Kıbrıs’a, oradan da Avrupa’ya dağıtıldığı belirtilmişti.
Doksanlı yıllarda Türkiye’de uyuşturucu sermayesinin 100 milyar dolar olduğunu Susurluk komisyon üyeleri tarafından açıklanmıştı.
Bugün uyuşturucu ticaretinin cirosu 250 milyar dolar gibi bir devasa bir noktaya erişmiştir.
Cironun büyümesi paralelinde Türkiye’de Uyuşturucu suçlarından tutuklu ve hükümlü sayısı, son 7 yılda 36 binden, 126 bine yükseldi
Ceza evlerinde 1 Temmuz 2024 Tarihi itibarı ile 342 bin 462 kişi tutuklu ve hükümlünün üçte biri uyuşturucudan içeride.
Uyuşturucu sermayesi büyüdükçe insanları suça daha fazla teşvik ediyor, suç ekonomisi de azmanlaşıyor.
Uyuşturucu sermayesi arttıkça Türkiye uyuşturucunun pazarı olmanın yanında;“uluslararası bir giriş ve çıkış kapısı olmuş durumda.”
Uluslararası mafyanın liderleri Ülkeyi hem bir Pazar hem de hesaplaşma yeri olarak seçtikleri,İstanbul’un lüks semtlerinde yaşadıkları, silahlı çatışmaları artık medyada sıradan bir haberler olarak verilmekte.
Siyasal iktidar alkole karşı verdiği mücadeleyi nedense uyuşturucuya,kara paraya ve kayıt dışı ekonomiye karşı vermiyor.
Hatta, kadın cinayetlerini Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan Alkole bağlıyor.
Türkiye uyuşturucuya, kara ve kirli paraya, kayıt dışı ekonomiye karşı ciddi önlem alamaz ve “hukuka” da dönemezse; uyuşturucu baronlarından “silahlı ve sivil bürokrasiyi” ablukadan kurtaramaz.
Durum bu kadar vahim.
Ortaya çıkan tabloya bakınca “ülkede huzur ve barışı nasıl sağlayacaksınız, adaleti nasıl dağıtacaksınız?” diye insan mırıldanmadan edemiyor.
RAS kargo gemisinin karanlık serüvenini bilemiyor gibi duruyorsunuz…
Aynı küçük kız çocuğu NARİN cinayetini gölgede bıraktığınız gibi…
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025