Mehmet TIRAŞ
Aşırı sıcaklar ve kuraklık kâbusumuz oldu.
Çöl sıcakları beklenen orman yangınlarını da beraberinde getirdi.
Bu yıl irili ufaklı 3 bine yakın orman yangını çıkarken 90 bin hektar orman alanı da yanmış ve bu sayı gittikçe de artacak gibi gözüküyor.
Orman yangınları artarak devam ediyor, iktidarın yeterli önlemleri almaması ise hepimizi sarsıyor.
Geceleri görev yapacak helikopter ve yangın uçaklarının sayısının yetersiz olduğu ortada.
Gece olunca yangınlara müdahale edemeyen bir devlet var
Orman bakanlığına ayrılan bütçenin giderleri ve talepleri muhtemelen karşılamıyor ama yetersizlik sırf bunla, açıklanmayacak kadar kan dondurucu.
Ve insanlarımız ölüyor.
Bugüne kadar Orman yangınlarında itfaiye eri, AKUT görevlisi ve orman gönüllüleri olmak üzere toplam,16 kişi hayatını kaybetti.
Orman yangınları nedenleri konusunda ciddi iddialar var:
“Son bir ayda ülke genelinde 90 bin hektar orman alanının yandığı.
Yanan orman yerlerinin maden aramak için yakıldığı.
Kontrollü orman yangınları çıkarıldığı ve yerlerine oteller yapılacağı.
Yangınların enerji hatlarından kaynaklandığı ve enerji hatlarından sorumlu şirketin yıllık rutin bakımlarını yapmadığı, vs.
Orman yangınlarının felakete dönüşmesini engelleyen birçok gelişmiş devlet var…
Buradan üreyen birçok çözüm önerisi var ama uygulayan hatta dinleyen kim?
“Enerji hatlarının önce yer altına alınması.
Acilen bir Orman hava filosu kurulması.
Mutlaka gece görüşü olan yangın uçağı ve helikopterlerin sayısının artırılması.
Orman personelinin eğitimine ağırlık verilmesi.
Orman yangınlarında Orduya görev verilmesi.”
Böyle rasyonel çözüm öneriler karşısında yetkililer sağır ve dilsiz kalıyor.
Birde;
“Siyasal iktidar kendi sorumluluğunda olan Orman yangınlarından Belediyeleri sorumlu tutmuyor mu?”
İnanılır gibi değil…
Orman yangınları için muhalefetin verdiği araştırma önerileri her sorunda olduğu gibi,iktidar partisi ve MHP’nin oyları ile reddediliyor.
Siyasal iktidar hukuktan uzaklaştıkça, muhalefeti hedef gösterdikçe sorunlar kartopu gibi büyüyor.
Orman yangınları önlenemiyor da diğer toplumsal sorunlar çözülüyor mu?
Toplumsal sorunlarımızdan hangisini ele alsanız elinizde kalıyor.
Siyasal iktidar hukuktan uzaklaştıkça, muhalefeti hedef gösterdikçe sorunların altında kalıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli denilen Ucube sisteme 2018 Haziran ayında geçtikten sonra, ekonomi krizden çıkamıyor…
“Türkiye’de toplumun en varlıklı kesimi bir milyon kişiden oluşuyor. Bu da bir milyon aile demek. Bir milyon aile de 4 milyon nüfusa tekabül ediyor.4 milyon insan da milli gelirin yüzde 40’nı alıyor.”
Böyle bir gelir dağılımı bölüşümünün sonucunda, 70 milyon insan açlık ve yoksullukla boğuşuyor.
Çalışan nüfusun yarısı asgari ücret düzeyinde maaş alıyor. Asgari ücret ise
açlık sınırının altında kalmış 21 bin 2002 TL,açlık sınırı ise 26 bin 414 TL’ye çıkmış durumda.
İşsizlik çift rakamlarda seyrediyor; DİSK-AR geniş tanımlı işsizliği 13 milyon 583 bin kişi olarak açıkladı.
Açlık,yoksulluk,hayat pahalılığı ve yolsuzluk kol geziyor.
Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırarken…
TL yalnızca Euro ve Dolar karşısında değil, tüm para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ediyor.
TL’nin kan kaybı durdurulamıyor…En büyük para birimimiz 200 TL ama an itibarı ile 5 dolar bile etmiyor.
Ekonomik göstergeler böyle de…
Ya diğer temel sorunlar…
Ucube sisteme geçtikten sonra “kuvvetler ayrılığı” askıya alındı.
Yargı bağımsız ve tarafsız olan asli görevini bıraktı ve iktidara muhalif olanlara karşı sürek avı başlattı.
Yargıyı siyasal iktidar muhalefete karşı sopa olarak kullanıyor.
Mahkemeler artık adalet dağıtmıyor iktidara muhalif olanları tutukluyor.
Milli iradeyi yok sayıyor.
Meclis(yasama) ise işlevsiz ve milletvekillerinin ortak kullanma ofisi durumuna geldi.
Yürütme(hükümet)ise muhalefeti rejim karşıtı ilan etti.
“Gün geçmiyor ki; talimatla RTÜK muhalif bir medya kanalını karartmasın.Para cezası vermesin.Program yasağı getirmesin. Lisansınızı iptal ederim tehdidinde bulunmasın.”
İktidara muhalif olan gazeteci ve akademisyen tutuklanmasın.
Cezaevleri çok ciddi bir sorun 2025 Temmuz ayı itibarı ile cezaevlerinde toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 410 bin aşmış durumda,125 bin kişi yerlerde yatıyor. AKP, iktidara geldiğinde cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 58 bin kişiydi.
Hukuk yok ise toplumsal denetim de yok.
Denetimsizlik facialara yol açıyor.
Örneğin iş cinayetlerinde AB ülkeleri arasında birinci, dünyada Çin’den sonra ikinci sıradayız.
Her gün 5 işçi ölürkenr,7 işçi sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor.
Maden ocaklarında ölen toplu işçi ölümlerini hatırlatalım;Soma,Ermenek ve Amasra da maden ocaklarında ölen maden işlilerini hatırlayan var mı?
Çorlu da Tren kazasında ölen 25 yolcunun davası ne oldu?
Ya 2025 yılında Bolu Kartalkaya da yarısı çocuk olmak üzere toplam 78 kişinin yanarak öldü ama bakan görevinin başında duruyor.
Kadın katliamları durdurulamıyor… İstanbul sözleşmesinden çıktıktan sonra kadın cinayetlerinin artması ve son on yılda 4 bin 800 kadın, erkekler tarafından katledilmesi, tesadüf olabilir mi?
Çalışanın,tatil yapanın,seyahat edenin ve ormanlarda yangın görevlisi olanın ve vatan görevini yapan askerlerin,can güvenliği kaderine terk edilmiş durumda.
Ülke sorunlar yumağı karşısında…
Bu umutsuz tabloyu CHP nasıl umuda çevirecek?
Eksiklerine rağmen CHP’nin seriye bağladığı ve kamuoyundan çok büyük destek gördüğü ”hak,hukuk,adalet” mitingleri bir umut veriyor.
CHP yakaladığı bu siyasal havayı ülke geneline yaymalı, Doğu ve Güney doğu illerine taşımalı, özellikle de, Kürt illerinde mitinglere hız vermeli.
Kürt sorununa yönelik çözüm önerilerini, demokratikleşme konusunu daha sık gündeme getirmeli ve tartıştırmalı.
“İktidarında ülkeyi AB üyesi yapmak için önerilerini ivedi olarak açıklamalı. Emperyalizm, bağımsızlık ve dış güçler gibi, toplumsal karşılığı olmayan gazel okumayı da bırakmalı…
”Terörsüz Türkiye Komisyonuna” önerileri ne?
Seçilmişlerin terörle iltisaklı sayılıp tutuklandığı ,irade gaspının yaşandığı ve seçilmişlerin açığa alındığı; PKK ile barış görüşmesinin yapıldığı bir süreçte; Demokratikleşme olmadan bu süreç nasıl yürüyecek?
Kuvvetler ayılığı bize ayak bağı diyen asrın Reisi kuvvetler ayrılığına dönmeden sorunlar nasıl çözülecek?
CHP bu soruların yanıtını ve planlarını kamuoyuna biran önce açıklamalı ve tartışmaya açıp, toplumu da ikna edecek somut önerilerini yaygınlaştırmalı…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025