Mehmet TIRAŞ

KUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE…
4.08.2025
212

Aşırı sıcaklar ve kuraklık kâbusumuz oldu.

Çöl sıcakları beklenen orman yangınlarını da beraberinde getirdi.

Bu yıl irili ufaklı 3 bine yakın orman yangını çıkarken 90 bin hektar orman alanı da yanmış ve bu sayı gittikçe de artacak gibi gözüküyor.

Orman yangınları artarak devam ediyor, iktidarın yeterli önlemleri almaması ise hepimizi sarsıyor.

Geceleri görev yapacak helikopter ve yangın uçaklarının sayısının yetersiz olduğu ortada.

Gece olunca yangınlara müdahale edemeyen bir devlet var

Orman bakanlığına ayrılan bütçenin giderleri ve talepleri muhtemelen karşılamıyor ama yetersizlik sırf bunla, açıklanmayacak kadar kan dondurucu.

Ve insanlarımız ölüyor.

Bugüne kadar Orman yangınlarında  itfaiye eri, AKUT görevlisi ve orman gönüllüleri olmak üzere toplam,16 kişi hayatını kaybetti.

Orman yangınları nedenleri konusunda ciddi iddialar var:

“Son bir ayda ülke genelinde 90 bin hektar orman alanının yandığı.

Yanan orman yerlerinin maden aramak için yakıldığı.

Kontrollü orman yangınları çıkarıldığı ve yerlerine oteller yapılacağı.

Yangınların enerji hatlarından kaynaklandığı ve enerji hatlarından sorumlu şirketin yıllık rutin bakımlarını yapmadığı, vs.

Orman yangınlarının felakete dönüşmesini engelleyen birçok gelişmiş devlet var…

Buradan üreyen birçok çözüm önerisi var ama uygulayan hatta dinleyen kim?

“Enerji hatlarının önce yer altına alınması.

Acilen bir Orman hava filosu kurulması.

Mutlaka gece görüşü olan yangın uçağı ve helikopterlerin sayısının artırılması.

Orman personelinin eğitimine ağırlık verilmesi.

Orman yangınlarında Orduya görev verilmesi.”

Böyle rasyonel çözüm öneriler karşısında yetkililer sağır ve dilsiz kalıyor.

Birde;

“Siyasal iktidar kendi sorumluluğunda olan Orman yangınlarından Belediyeleri sorumlu tutmuyor mu?”

İnanılır gibi değil…

Orman yangınları için muhalefetin verdiği araştırma önerileri her sorunda olduğu gibi,iktidar partisi ve MHP’nin oyları ile reddediliyor.

Siyasal iktidar hukuktan uzaklaştıkça, muhalefeti hedef gösterdikçe sorunlar kartopu gibi büyüyor.

Orman yangınları önlenemiyor da diğer toplumsal sorunlar çözülüyor mu?

Toplumsal sorunlarımızdan hangisini ele alsanız elinizde kalıyor.

Siyasal iktidar hukuktan uzaklaştıkça, muhalefeti hedef gösterdikçe sorunların altında kalıyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli denilen Ucube sisteme 2018 Haziran ayında  geçtikten sonra, ekonomi krizden çıkamıyor…

“Türkiye’de toplumun en varlıklı kesimi bir milyon kişiden oluşuyor. Bu da bir milyon aile demek. Bir milyon aile de 4 milyon nüfusa tekabül ediyor.4 milyon insan da milli gelirin yüzde 40’nı alıyor.”

Böyle bir gelir dağılımı bölüşümünün sonucunda, 70 milyon insan açlık ve yoksullukla boğuşuyor.

Çalışan nüfusun yarısı asgari ücret düzeyinde maaş alıyor. Asgari ücret ise

açlık sınırının altında kalmış 21 bin 2002 TL,açlık sınırı ise 26 bin 414 TL’ye çıkmış durumda.

İşsizlik çift rakamlarda seyrediyor; DİSK-AR geniş tanımlı işsizliği 13 milyon 583 bin kişi olarak açıkladı.

Açlık,yoksulluk,hayat pahalılığı ve yolsuzluk kol geziyor.

Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırarken…

TL yalnızca Euro ve Dolar karşısında değil, tüm para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ediyor.

TL’nin kan kaybı durdurulamıyor…En büyük para birimimiz 200 TL ama an itibarı ile 5 dolar bile etmiyor.

Ekonomik göstergeler böyle de…

Ya diğer temel sorunlar…

Ucube sisteme geçtikten sonra “kuvvetler ayrılığı”  askıya alındı.

Yargı bağımsız ve tarafsız olan asli görevini bıraktı ve iktidara muhalif olanlara karşı sürek avı başlattı.

Yargıyı siyasal iktidar muhalefete karşı sopa olarak kullanıyor.

Mahkemeler artık adalet dağıtmıyor iktidara muhalif olanları tutukluyor.

Milli iradeyi yok sayıyor.

Meclis(yasama) ise işlevsiz ve milletvekillerinin ortak kullanma ofisi durumuna geldi.

Yürütme(hükümet)ise muhalefeti rejim karşıtı ilan etti.

 “Gün geçmiyor ki; talimatla RTÜK muhalif bir medya kanalını karartmasın.Para cezası vermesin.Program yasağı getirmesin. Lisansınızı iptal ederim tehdidinde bulunmasın.”

İktidara muhalif olan gazeteci ve akademisyen tutuklanmasın.

Cezaevleri çok ciddi bir sorun 2025 Temmuz ayı itibarı ile cezaevlerinde toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 410 bin aşmış durumda,125 bin kişi yerlerde yatıyor. AKP, iktidara geldiğinde cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 58 bin kişiydi.

Hukuk yok ise toplumsal denetim de yok.

Denetimsizlik facialara yol açıyor.

Örneğin iş cinayetlerinde AB ülkeleri arasında birinci, dünyada Çin’den sonra ikinci sıradayız.

Her gün 5 işçi ölürkenr,7 işçi sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor.

Maden ocaklarında ölen toplu işçi ölümlerini hatırlatalım;Soma,Ermenek ve Amasra da maden ocaklarında ölen maden işlilerini hatırlayan var mı?

Çorlu da Tren kazasında ölen 25 yolcunun davası ne oldu?

Ya 2025 yılında Bolu Kartalkaya da yarısı çocuk olmak üzere toplam 78 kişinin yanarak öldü ama bakan görevinin başında duruyor.

Kadın katliamları durdurulamıyor… İstanbul sözleşmesinden çıktıktan sonra kadın cinayetlerinin artması ve son on yılda 4 bin 800 kadın, erkekler tarafından katledilmesi, tesadüf olabilir mi?

Çalışanın,tatil yapanın,seyahat edenin ve ormanlarda yangın görevlisi olanın ve vatan görevini yapan askerlerin,can güvenliği kaderine terk edilmiş durumda.

Ülke sorunlar yumağı karşısında…

Bu umutsuz tabloyu CHP nasıl umuda çevirecek?

Eksiklerine rağmen CHP’nin seriye bağladığı ve kamuoyundan çok büyük destek gördüğü ”hak,hukuk,adalet  mitingleri bir umut veriyor.

CHP yakaladığı bu siyasal havayı ülke geneline yaymalı, Doğu ve Güney doğu illerine taşımalı, özellikle de, Kürt illerinde mitinglere hız vermeli.

Kürt sorununa yönelik çözüm önerilerini, demokratikleşme konusunu daha sık gündeme getirmeli ve tartıştırmalı.

“İktidarında ülkeyi AB üyesi yapmak için önerilerini ivedi olarak açıklamalı. Emperyalizm, bağımsızlık ve dış güçler gibi, toplumsal karşılığı olmayan gazel okumayı da bırakmalı…

”Terörsüz Türkiye  Komisyonuna” önerileri ne?

Seçilmişlerin terörle iltisaklı sayılıp  tutuklandığı ,irade gaspının yaşandığı ve seçilmişlerin açığa alındığı; PKK ile  barış görüşmesinin yapıldığı bir süreçte; Demokratikleşme olmadan bu süreç nasıl yürüyecek?

Kuvvetler ayılığı bize ayak bağı diyen asrın Reisi kuvvetler ayrılığına dönmeden sorunlar nasıl çözülecek?

 CHP bu soruların yanıtını ve planlarını kamuoyuna biran önce açıklamalı ve tartışmaya açıp, toplumu da ikna edecek somut önerilerini yaygınlaştırmalı…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar