Murat AKSOY
Önceki gün Başbakan Erdoğan ile Gezi Parkı protestocuları arasındaki görüşmeden çıkan kararlardan birisi referandum/plebisit seçeneği olarak yansıdı.
Gezi Parkı'nın geleceği referandum/plebisit ile belirlenebilir mi?
Bu soruya sürmekte olan hukuki süreci bir kenarda tutarak cevap arayalım.
Eğer bu soruyu 28 Mayıs'ta sorsaydık cevabı 'evet' olarak verilebilirdik. Ama şimdi verebileceğim cevap 'hayır'dır. Bu cevap referandum/plebisitin 'demokratik' alternatiflerden biri olmamasından dolayı değil, 29 Mayıs'tan itibaren yaşananlar ve oluşan toplumsal kutuplaşmadan dolayıdır. Çünkü Gezi Parkı'nın geleceği için bu aşamada yapılacak olan referandum/plebisit, yerel demokrasinin gereği olan bir yerel yönetim modeli uygulaması değil, var olan siyasal gerilimin bir yansıması olacaktır.
Halka sorulacak soru ne olursa olsun, çıkacak sonuç ne olursa olsun bu aşamada yapılacak oylama Gezi Parkı'nı siyasal kutuplaşmanın simgesi haline getirir.
Bulunduğumuz noktada yapılması gereken, mevcut projenin ertelenerek -ki hukuki süreç devam ediyor- onun yerine ölçeğe bağlı yani Gezi Parkı'nda yapılacak projeden doğrudan etkilenecek olanların katılımı ile bir proje üzerine uzlaşmaktır. Gezi, Yeni Türkiye'nin kutuplaşmasına değil birlikte yaşamanın sembolü olmalıdır.
Gezi Parkı ile kamuoyu yaratma ve duyarlılık hedefine ulaşmıştır. Gerek çevre duyarlılığı gerekse hayat/yaşam tarzı hassasiyeti ile meydanlara çıkanların artık eylemlere son vermeleri gerekiyor. Eylemler, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda bir meşruiyet üretilmiş ve duyarlılık sağlanmıştır. Geçtiğimiz haftadan itibaren meydanda geçirilen her gün, bu haklı eylemlerin provoke edilmesi için fırsat ve imkan sunmaktadır.
TÜRKİYE'NİN MUHALEFET SORUNU
Gezi Parkı üzerinde yaşanan bir tartışma bir kez daha göstermiştir ki; Türkiye'nin öncelikli sorunu iktidar değil; muhalefettir. Bu tespiti ne zaman yapsam temel itiraz; 'suçlu gene CHP oldu' şeklinde. Keşke o kadar basit olsa.
Hemen şu notu düşerek nedenini açıklamaya çalışayım. Bu tespit, AK Parti'nin ve Başbakan'ın bu krizdeki siyasal tercihlerinin sorunsuz olduğu anlamına gelmiyor. Tersine Gezi krizinde Başbakan Erdoğan geri adım atsa dahi bu Türkiye'nin kamusal alanda sorunsuz olduğu anlamına gelmez. Benim muhalefet sorunu derken esas dersim, sistemin denge/denetim eksikliğine dikkat çekmek açısından muhalefet sorununa dikkat çekmek.
Dünyanın neresinde ve hangi siyasal sistem olursa olsun 'devlet' özünde otoriter zihniyete sahiptir. Devleti idare eden bürokrasi, kurumsal kültür açısından bu zihniyete sahip olduğu için hükümet olan parti/leri siyasal kimliğinden ve siyasal pozisyonundan bağımsız olarak kendine benzetirler.
Yani en demokrat parti bile bir süre sonra kaçınılmaz olarak devlete benzer ve zamanla otoriter eğilimler ortaya çıkar. Bugün AK Parti'nin karşı karşıya olduğu sorun budur. Oysa AK Parti'nin Türkiye'yi dönüştürme gücü buna direnmesine bağlıdır.
Bu akıl, toplumun farklı olanlarının devlet eliyle ötekileştirildiği ve kamusal hayatın homojenleştirilmesine çalışmaktadır. AK Parti'nin Gezi protestolarından alması gereken en önemli ders bu olmalıdır. Bu süreçte önemli bir sınavı da demokrat muhafazakârlar verecek. Onların laiklerin hak ve özgürlüklerine sahip çıkması Türkiye'nin normalleşmesi açısından çok çok önemli hale gelmektedir.
Otoriter devlet aklının, AK Parti'ye nüfuz etmeye başlaması bir durum değil; sonuçtur. Bunun temel nedeni de siyaseten hükümeti dengeleyecek ya da karşıtlık üzerinden değil siyaset üzerinden muhalefet edebilecek kitle parti/leri/nin olmamasıdır. AK Parti'nin yelpazenin bir tarafında siyaseten yalnız kalması onu devletin dönüştürücü gücüne esir olmasına yol açmaktadır.
İKİNCİ TEK PARTİ RİSKİ
Bu açıdan Türkiye'nin temel sorunu iktidar değil, devletinin kendisine benzettiği iktidarı denetleyecek ve ona alternatif olacak siyasettir. Eğer bu siyasal muhalefet çıkmazsa Türkiye laikçiliğin 1. Cumhuriyet'i yerine otoriter eğilimler gösteren muhafazakâr bir 2. Cumhuriyet dönemi yaşama riski söz konusu olabilir.
Bunun en açık örneğini Gezi Parkı protestolarında gördük. Gezi Parkı için çevresel duyarlılık gösterenlere hayat/yaşam tarzlarına yönelik endişe, kaygı ve korku duyanların eklemlenmesi buna işaret etmektedir. Legal-illegal siyasi grupların, ideolojik AK Parti/Erdoğan karşıtları dışında kalanların çoğunluğu AK Parti'nin siyaseten rakibi olabilecek muhalefetin doğal tabanını oluşturuyorlar.
Kimlik olarak laik, siyasal değer olarak özgürlükçülük bir anlamda AK Parti seçmeninin simetrisini temsil etmektedir.
Bugün Türkiye'de siyaseten bir muhalefet ihtiyacı açıktır. Var olan siyasal partilerden bu dönüşümü yakalayabilecek, bu yeni taleplere söylemini ve yapısını dönüştürebilecek olan parti olup olmayacağını göreceğiz.
Bunun ilk sonuçlarını 2014'de yapılacak yerel yönetim seçimlerinde göreceğiz.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018