Murat BELGE
Dünkü Taraf’ta Namık Çınar’ın “Kemalizm” üstüne yazısını okuyunca, bir süredir bu konunun aklıma gidip geldiğini hatırladım. AKP’nin 2002’de seçim kazanıp iktidar oluşunun ertesi günü, Kemalizm muhalefetin bayrağıydı ve muhalefet epey ses çıkarıyordu. Bu “ses ve öfke” yıllarca devam etti ama gerçeklik düzeyinde uzun boylu etkisi olmadı. Bugün “Kemalizm” dendiğinde 12 yıl önceki o enerjiden geriye pek bir şey kalmamış gibi görünüyor. Gerçekten öyle mi acaba? Değilse ne? Ve niçin?
Kemalizm, son analizde, “Türk milliyetçiliği”dir; daha doğrusu, Türkiye’de milliyetçi ideolojinin alabileceği ve aldığı biçimlerden biridir. Yani, bugün göründüğü gibi sönümlendiyse, bu, milliyetçi ideolojinin Türkiye’de sönümlendiği anlamına gelmez. Nitekim, yok böyle bir durum. MHP tarzı bir milliyetçilik, CHP tarzı bir milliyetçilik ve tabii AKP tarzı bir milliyetçilik devam ediyor. Hep söylediğim gibi, “Türk” zihninin tek bir ideolojisi vardır ve o da “Milliyetçilik”tir. Lokantada ısmarlayacağınız ana yemektir. Garson yanında ne istediğinizi sorar: kızarmış patates mi, brokoli mi vb. İşte “liberalizm”, “sosyalizm”, bu tür düşünce sistemleri o ana yemeğin yanında yiyeceğiniz “garnitür”dür.
Dolayısıyla, Kemalizm görünüşte olduğu gibi sönümlense dahi, bu genel milliyetçilikten aldığı özellikler devam edecektir --daha uzun zaman.
Bu arada, “Kemalizm”in başı sonu belli, tanımlanmış, bir ideoloji olduğu söylenebilir mi? Söylenemez; sanırım hiçbir ideoloji için de söylenemez. “Tanımlanmış” diyorum. Neye göre? Bir “ideoloji uzmanı”nın (varsa öyle bir adam!) kâğıt üstünde yaptığı çıkarsamalara göre mi? Yoksa insanların (özellikle de o ideolojiye taraftar olanların) üzerinde anlaştıkları içeriğe göre mi?
Kemalizm bu çerçevede zaten ilginç bir konuma sahip. 1920’lerde, 1930’larda Kemalizm “Batılılaşma” genel doğrultusunda bir düşünce tarzı ya da “akım”ıydı. Ona karşı olanların başlıca da karşı olma nedeni de bu özelliğiydi.
Oysa 1980’lere geldiğimizde --ve oradan buraya-- Kemalizm bir tür “Batı düşmanlığı”nın uygun ve elverişli kalıbına dönüştü.
Dönüşmesini de, sönümlenmesini de 12 Eylül yönetimine bağlıyorum. Böyle bir söz paradoks gibi görülebilir, çünkü o dönem bütün Türkiye’nin Atatürk’le yatıp Atatürk’le kalktığı dönemdi.
Ama bu tarihte benzerleri olan bir fenomendir. Bir şeyi abad etme çabanızın üslûbu o şeyi berbad etmenizin aracı haline de gelebilir.
12 Eylül’ü gerçekleştirenlerin zihninde --kendilerinden önce aynı ocaktan yetişen ve darbe yapanların zihninde de olduğu gibi-- “Atatürkçülük”ten başka bir ideoloji yoktu. Olması da yasaktı zaten. Ama insan zihni dışarıdan gelecek her şeye karşı kapatabileceğiniz bir nesne değildir. Bir şeyler habire sızar ve önceden varolan yapıya eklemlenir. Onunla bir ölçüde uyum da sağlar.
Kenan Evren ve şürekâsı Türkiye’nin başına ne geldiyse Atatürk’ten uzaklaştığı için geldiğine içtenlikle inanıyorlardı. Onun için “Ulu Önder”i sevdirmek üzere kolları sıvadılar. Büyük bir zevksizlikle ortalığı “Yüz Yaşında”larla donattılar. Kahramanlarını antipatikleştirdiler.
Bir yandan, Batı’dan eleştirildikleri için, Batı düşmanı kesildiler ve Atatürk’lerini de buna uydurdular. Her yaptıklarını Atatürk adına yaptılar ve bu yaptıkları toplumun genel olarak hoşlanmadığı şeylerdi. Böylece, bu toplumda “Atatürkçülük” karşısında en net muhalif pozisyonu alan Siyasî İslâm’a kucak kucak mühimmat armağan etmiş oldular. Bu alanda bilinçdışı katkıları, bilinçli (yani “Yeşil Kuşak” yaratma vb.) katkılarını kat kat aşar.
Zengin konu bu. Devam edeceğim.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025