Namık ÇINAR
Modern Dünya Sistemi’nin 16. yy’dan beri kurucu unsuru olagelen Ulus-Devlet’in, Demokratik Liberal Devlet’e doğru evrilmesine, ‘ancien regime’leri berhava etmek suretiyle yol açan 1789 Fransız İhtilali’ni kavramadan, bugünkü Ortadoğu coğrafyasını anlamak mümkün değildir.
Liberal devlet modeli, hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle uzun süre hegemonya kavgaları yapan Avrupa devletlerinin, başka çare bulamayıp zorunlu olarak geldikleri bir noktadır.
Refahı artırmak ve kendi toplumlarına da yaymakla karşı karşıya kaldıklarından, dünyanın geri kalanına ortak bir standart sunma ihtiyacı duymuşlardır.
Muktedirler bakımından içerdeki problem, ‘halk egemenliği’ olup, cini şişeden çıkaran da Fransız İhtilali’ydi.
Bu yeni durum, egemenliğin monarktan halka devrini öngören bir demokrasiyi gerektiriyordu.
İşte o yüzdendir ki, iktidarlarını toplumsal kitlelere kaptıracağını anlamaya başlayan güçlülerin, meşruiyetlerini kurtarmak uğruna halkın desteğine başvurmak için tanıdıkları serbestiyetler ve haklar, ilk liberal ödünler olmuştur.
Ama aklın değil tanrısal vahyin düzeni olan dini de teşvik etmek suretiyle uhreviliği dünyevilikten üstün kılarak, halkın egemenliğe katılım hakkının önünü kesme fesatlıklarından da geri durmamışlardır.
Bütün bunlara rağmen zaman aleyhlerine çalışmış, sonunda gerçek liberal değerleri özümseyip içselleştiren halk kazanmıştır.
Ne ki, demokrasiyi keşfedemeyip çareyi ‘kurtarıcı’larda arayan Ortadoğu toplumları ise, önderlerinin etrafında oluşan dar oligarşilerin oyuncağı olmaktan öteye gidememişlerdir.
Neticede ‘git-gel’ler yaşayan Türkiye toplumu da bu kapsamda olup, toprakları ve demografik sermayesiyle, ifadesini liberal değerlerde bulan insanca bir yaşam tasarımı üzerinden değil, din mezhep ve soya dayalı etnik tertiplenme özlemleri üzerinden olmasını istediği bir yapılanmayı esas almaktadır.
Oysaki liberal olmak, her şeyden önce tüm özgürlükleri pusula yapmakla mümkündür.
Bunu talep edip başköşeye koyacak olan, bir avuç bilge kişi değil ancak halk ise bir anlamı vardır.
Ayrıca, kendisi liberal olmayan bir halkın, bunu kendi siyasal örgütlenmesi demek olan ‘devlet’ten beklemeye kalkması da, süt sağmak için tekenin altına bakraç koymaya benzer.
Sürekli değişim hâlindeki toplumsal maddi hayatın ihtiyaçlarına dinsel kaynaklardan ve etnik birlikteliklerden medet umarak siyasal çözüm yolları aramak, insanlığın tecrübeyle de sınadığı bilimsel birikimler karşısında utanılası bir durumdur.
Aslında AKP’nin yakaladığı son toplumsal dinamizmin diş doldurur sonuçlara varamadan sönümlenmesine, liderleri Erdoğan’ın partiyi kitlesiyle beraber dinsel bir siyasallaşmaya sürüklemesi neden olmuştur.
O kitlenin öteden beri mütedeyyin olduğu ve tutucu veriler içerdiği söylense bile; bazen bir eylem, çağdaş açılımlara teşne eğilimler yüzünden ilerici vasıflar barındırıyor olabilir.
Nitekim ileride insanlığı umulmadık ölçüde değiştirecek olan ‘Sanayi Devrimi’nin ilk zamanlarında, gerici denecek kadar karşı çıkan ‘İngiliz İşçi Sınıfı’, sergilediği ‘sınıf dayanışması’yla bunu unutturarak, ilerici bir gelişmenin öncüsü sayılmıştır.
Aynı şekilde Türkiye’de de, soğuk savaşın bitimini müteakip, seksen yıllık cumhuriyetin sivil-asker bürokrasisinin oligarşik vesayet düzeni, o vakte kadar itilip kakılan ama aynı zamanda eski çağlar tarihinin bir kurumu olan din ile de özdeşleşen geniş halk kitleleri tarafından sorgulanmaya başlamış ve bunun belirtisi olarak AKP inisiyatifi doğmuş; ancak anlattığımız nedenlerle nefesi, özlenen bir değişime yetmemiştir.
Yaşananlar, işte bunun bedelidir.
Bu gerçek görülmedikçe de sürecektir.
Değişim halktan gelmelidir.
Eğer olmuyorsa, çile küpü henüz dolmamış demektir.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016