Namık ÇINAR
Taraf, nasıl ki devletin, bu vakte değin âdetâ açık denizlerdeki gerçeklerden kaçırarak saklayageldiği yalan yüklü teknelerini artık o bahane koylarında tutamayacak olmasına sebep olduysa; onun şimdi de sığınak barındıran tüm toplumsal kesimlerinin ve bu arada “sol”un, kendisini sorgulayıp yüzleşmesine katkıda bulunmasında yadırganacak bir hâl görmüyorum ben. Aksine, tersi olsa şaşarım.
Bakmayın, kim olsa tedirgin olurdu ilkin, istifinin bozulup keyfinin kaçırılıyor olmasına. Lâkin önemli olan, mazide ne olduğunun âtî tarafından doğrulukla bilinmesi değil midir? Zira miras usule değil, füruğa doğru yürür çünkü. Ayıptır söylemesi, meselâ ben dahi zaten o tutuculara değil, onların çocuklarına ya da torunlarına ve tabii ki değişime kapalı olmayan dostlara yazıyorum, diyeceklerimi.
Hiçbir şeyin sabitesi yoktur, bana göre. Bir parametre değişmişse, bütün sistem değişecek demektir. Tüm yapı a’dan z’ye o değişken üzerinden yeniden ele alınmazsa, bundan böyle mesken tutacağımız yer sadece yanılgı batağı olacaktır.
Tartışılmasına izin dahi vermediğiniz çoğu doğrunuzun yalan yanlış bilgilerle donanıp donanmadıklarını nasıl anlayacağız?
Örneğin sol’un en rahat ettiği masun koylardan biri de “emperyalizm” barınağıdır. Tarihimizin bütün çıkmazlarını buraya yığabilir; sorunların müsebbibi olarak dış düşmanları işaret ederek, popülizm yapabileceğiniz alanınızı, şirin görünmek üzere geniş tutabilirsiniz.
“Geçimlik Ev Ekonomisi” düzeyinden öteye gitmeyerek, “Pazar İçin Üretim” yapmayan bir Osmanlı coğrafyasının, dünya emperyalizminin at koşturduğu 18. ve hâttâ 19. yüzyıllar boyunca, kapitalizmin küresel ölçekteki gelişmelerinin kapsamlarına alınmadan nasıl sömürülebildiği, açıklanmaya muhtaç bir konu olarak durmuyor mu karşımızda?
Osmanlı’nın dış ticareti bir sömürge ticareti olmadığına ve ayrıca, dünyanın o sıralardaki hegemonik gücü olan İngiltere’nin toplam dış ticareti içindeki payı bile yüzde 1’in altında kaldığına göre, siz bu durumda geri kalmışlığımızı nasıl olur da kalkıp emperyalizme fatura etme kolaycılığına kaçarsınız?
Emperyalizm kasıp kavurdu kavurmasına ortalığı da, sizi değil ama. Sizi sömürmeye değer bile bulmadı, doğrusunu isterseniz. Toplumlar, sömürülerek ve her türlü zenginlikleri yok pahasına talan edilerek geri kalırlar; fakat bir de, hiç uğranmayarak, dünyanın ticarileşme trafiklerine sokulmayarak, kendi kapalı ekonomisiyle bir başına bırakılıp etrafından dolaşılarak da geri kalırlar.
İyi bir halt yemişiz gibi, biz de zaten bir yandan, tarihsel egemenlik alanımızdaki bu topraklara, hiç kimsecikleri sokmadığımızla böbürlenerek, yalnızlıklar senfonisini öğretip durmuyor muyuz, okullardaki çocuklarımıza? Ekonomi ile ilgisi, sadece kendi hazinesine giren paraların mali sonuçlarıyla sınırlı kalan ve öve öve yere göğe koyamadığımız fiskalistik yapıdaki Osmanlı’nın; kontrolünde tuttuğu toprakların her biri karışında güvensizliğin kol gezdiği, o yüzden de kendisinden kaçılan boğucu bir atmosferi içerdiği, bugün dahi doğru dürüst görülüp söylenebilmiş değildir henüz.
Günümüz Türkiye’sinde bile, çoğu kimsenin tüylerini her şeylerden daha çok diken diken eden “liberal değerler”in naifliği ve bilinmezliği, bu yurdun en yabancı kaldığı yaşam anlayışlarının“özgürlüklere dayalı dünyalar” olduğuna en önemli karine sayılsa yeridir bana göre. Ve Türkiye insanının en nefretle baktığı milletlerin dahi Amerika ve İngiltere gibi, liberal değerlerin beşiği olan yerlerden çıkıyor olması da bir rastlantıya delâlet etmez, kanımca.
İşte bu düşüncelerin ışığında olarak, 16. yüzyıldan bu yana aşama aşama gelişen kapitalizmin işbölümü süreçlerinde, topraklarımıza tekabül eden hangi tarımsal ve sınai ürünler ve de hammadde rezervleri dünya pazarlarında sömürü metaı olmuşlardır; ortaya koymak gerekmez mi bütün bunları?
Kapitalizmi anlamadan; hâttâ “vahşi kapitalizm” diye kestirip atmayıp yeryüzünde bir sürü kapitalizmler olduğunun ayırdında olmadan; hâttâ ve hâttâ var olan ekonomilerin tümünün de aslında sadece kapitalizmler olduklarını görmeden, nasıl sosyalist olabilesiniz ki? Küresel çevrimin kapitalistik olduğu bütünsel bir çerçevede, öyle dendi diye, sizinki gibi bir çizgide sosyalist olunacağına kanmak, bilgisizliktir olsa olsa.
Sömürü sözcüğünü de o kadar olur olmaz, o kadar yerli yersiz kullanıyorsunuz ki; bu yolla körpecik beyinlere, uluslararası ilişkilere ihtiyatla bakacakları ve sadece Kuzey Kore’ye imrenecekleri bir alan bırakıyor gibisiniz âdetâ.
Düşünülmeden sarfedilmiş bir yalnızlık imgesiyle malûl, lâkin kulağa pek hoşmuş gibi gelen “tam bağımsızlık” düsturuyla, meselâ Cumhuriyet boyunca, Levant’ın kapısını dünyaya açan tarihsel önemdeki İskenderun Limanı’nı Suriye istedi diye korkulara sararak, kapatıp köreltiverdik, kendi içimizde. Aynı şeyleri Edirne ve Kırklareli’ne de uygulayıp; düşmana “yaklaşma istikameti” olur kaygısıyla, oralara yol dahi yapmadık, daha düne kadar. O yüzden de, asıl düşmanımız olan“yoksulluk” kol gezdi karış karış, yıllarca bu ülkede
Eğer bir nebze olsun canlandı ise, Menderes-Özal-Erdoğan süreçlerindeki liberasyonlarla kıpırdadı da canlandı bu memleket. Ama bu süreçlere, emperyalizmin uşaklıkları gözüyle bakıyorsunuz, sahi siz.
Buna rağmen size önerim, çağlar boyuncadır tutsağı olunan ve birey olarak sizi de yok sayan o mendebur kolektivizmden yakanızı kurtarabilmenizdir, bir an önce. Özgür bir birey olmadan, geçin sosyalistliği, hiçbir şey olunamaz çünkü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016