Oya BAYDAR
Haa… Bir de katile katil, kanla beslenene vampir, hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız derim. ‘Şerefsiz’ sözcüğünü pek kullanmam, çünkü şerefsizlerin ağzında anlamını yitirmiş; mafya tetikçilerinin, kendini bilmez muktedirlerin, polisin, lumpen kabadayıların küfrüne dönüşmüştür.
Yıllar önce Van’dan Hakkâri’ye bir arkadaşımızın düğününe gidiyorduk. Özel harekâtçılar mıydı, jandarma mıydı hatırlamıyorum, kimlik kontrolu için minibüsü durdurdular. Görevli; biz çıtı pıtı ‘yabancı’ hanımlardan kimliklerimizi rica etti, sonra minibüs şoförüne dönüp ‘İn aşağı ulan şerefsiz, kimliğini ver’ diye bağırdı. Şoförümüzün kimliği zaten hazırdı, pencereden uzatmış kontrol sırasını bekliyordu. Sessizce indi minibüsten, hazrola geçti. Hepimizin kimlikleri kibar bir teşekkürle geri verilirken, ‘Al, s…tir git şerefsiz’ diye gürledi görevli. Şerefsiz, arabaya binip direksiyona geçti, yüzü maske takmışçasına ifadesizdi, gözleri buğuluydu, aktı akacaktı yaşlar. Şarkılar, türküler sustu minibüste. O bizden, bizse şerefsiz sayılmadığımız için ondan utanıyorduk. Söyleyecek sözümüz yoktu, Devlet’in lümpen küfür diliyle tanışmıştık.
Çıban başı bir zihniyetin dışavurumu
Bahçeli’nin, HDP’ye oy verenleri şerefsiz ilan eden sözleri sadece bir kendini bilmeze ait olsaydı, üzerinde durmaya değmezdi. Belki partisinden henüz izanını yitirmemiş birileri çıkar da bu sözleri tevil eder diye beklerken, genel sekreteri ’46 yıllık şerefli mazisiyle MHP şerefsize şerefsiz der’ buyurdu. Genelbaşkan yardımcısı, ‘Başkanın sözlerinin arkasındayız’, Bahçeli’nin baş danışmanı, ‘Çantamda 3 bin şerefsizin listesi var’ diyerek, Reis’in sözlerine tüy diktiler.
Hangi partiden, hangi ideolojiden olursa olsun, ağzından çıkanı kulağı duyan, aklını fikrini yitirmemiş bir kişi, hele de bir siyasetçi, bir milletvekili, şu veya bu siyasî partiye oy verdiği için seçmeni şerefsiz ilan etmez. Bugüne kadar eşine benzerine rastlamadık böyle bir hezeyanın. Git gide azgınlaşan, kendi pisliğinde debelenirken etrafa pislik saçan bir zihniyetin kirletip zehirlediği bir ortamda yaşıyoruz. Bu çıban başı zihniyet bugün çıkmadı ortaya. Yüz yıllık tekçi, bölücü, ayrımcı, asimilasyoncu, savaşçı, faşizan devlet geleneğinin pervasızca dile getirilişinden ibaret olup bitenler.
Son günlerde akan kanın, ülkeyi saran yangının durdurulması için çırpınanlara; Cumhurbaşkanı’nın ‘sözde aydın’ nitelemesinden başlayıp Mahçupyan’dan Barlasgillere uzanan koronun, ‘ahlaksızlık, aptallık, ideolojik ahmaklık’ türünden hakaretleri hep aynı zihniyetin çeşitlemeleri. Çatışan taraflara ‘durun, elinizi tetikten çekin’ demenin, barış istemenin, toplumsal yarılmanın ve savaş dilinin karşısında barış ve birlik dili oluşturmaya çalışmanın, muktedirlerin yalanlarına, manipülasyonlarına, karartmalarına, sansürlerine karşı durmanın, en hafifinden ahmaklık, aptallık, giderek vatan hainliği, şerefsizlik sayıldığı ‘ilginç zamanlar’da yaşıyoruz.
MHP’nin 46 yıllık şerefli mazisi mi dediniz!
Gençler o dönemleri yaşamadılar, bilmezler. O şerefli maziyi bizler gün be gün korku, kan, ölüm girdabında yaşadık. Öyle üç beş değil, yüz değil, çoğu genç binlerce insanın solcu diye, komünist diye, Alevî diye, dinsiz diye o dönemin faşist katilleri tarafından, Ülkücüler denilen silahlı saldırganlar tarafından, Milliyetçi Cephe hükümetlerinde devlete yuvalanan ve derin devlete sızan MHP kadroları tarafından katledildiklerinin görgü tanıklarıyız. Ailelerin çocuklarını okula yalnız gönderemedikleri, Ülkücü militanların okul kapılarında, sokaklarda silahlı bekledikleri, mahallelerde barikatların kurulduğu günlerdi. Türkiye’yi dehşete düşüren 7 TİP’li gencin Ankara Bahçelievler’deki evlerinde Reis Çatlı’nın talimatıyla Ülkücü katiller tarafından hunharca katledikleri (O katillerden biri olan Kırlı ayrıntısıyla anlattı nasıl öldürdüklerini); Çorum’da, Kahramanmaraş’ta, Sivas’ta derin devletin kontrolündeki Ülkücü militanların katliam yaptıkları günlerdi. Abdi İpekçi gibi gazetecilerin, aydınların, Kemal Türkler gibi sendikacıların, savcı Doğan Öz gibi Ülkücü cinayetlerini soruşturan namuslu hukukçuların, demokrat bilim insanlarının, bilinçli işçilerin art arda suikastlere uğradıkları günlerdi. Bu cinayetlerde, bu kanda, ‘46 yıllık şerefli mazi’ sahiplerinin parmak izleri mahkemelerce tesbit edildi, tümü olmasa da büyük bölümünün suçları kanıtlandı, mahkûm oldular.
Sonra zaman geçti, katillerden Meclis’e girenler bile oldu. Unuttuk, unutmak istedik, barışmak istedik. Nice arkadaşımızın, yoldaşımızın katili bu şerefli zihniyet, ‘sağcı-solcu gençler birbirlerine kırdırıldı’ kıvamında açıklamalarla neredeyse temize çıkartıldı. Ülkücü tosuncukları bir ölçüde inlerine soktu diye Bahçeli’ye sorumlu devlet adamı muamelesi yapılmaya başlandı.
Bugün HDP’den PKK’yi lanetlemesini, Kürt halkının direnişini, mücadelesini inkâr etmesini ağzı köpürerek talep eden MHP elebaşlarından, kendi kanlı geçmişleriyle ilgili en küçük bir özeleştiriye; akıttıkları kanlar, aldıkları canlar içinTürkiye halkından utangaç bir özre, bir nedamet kırıntısına şahit olmadık. Aksine, ünlü faşist katillerin tümüne sahip çıktılar, onları devletin ve vatanın birliği bütünlüğü için savaşmış kahramanlar olarak yücelttiler. Ve işte, ‘MHP’nin 46 yıllık şerefli mazisi’ diyerek, o kanlı geçmişe sahip çıktıklarını ilan ettiler.
Cahil seçmen’den şerefsiz seçmen’e!
Vesayetçi Cumhuriyet elitleri çok partili düzene geçildiğinden bu yana devlet partisi CHP’yi iktidara getirmeyen seçmenlere/halka hep kızdılar. Onların gözünde halk bilinçsizdi, seçmen gericiydi, cahildi. Bir zamanlar her on yılda bir tekrarlanan askerî darbelerin amacı, bu gerici, cahil seçmenin bozduğu siyasal tabloyu düzeltmekti. Erdoğan AKP’si kitle desteğiyle, ‘gerici,cahil(!)’ seçmenin oylarıyla iktidara geldiğinde, seçmeni yere göğe koyamadı. Millî irade’yi ‘bana oy verenlerin iradesi’ olarak kavradığından, son seçimlerde tek başına iktidar olmaya yeterli oyu alamayınca millî irade yüceltmesi de rafa kalktı. Millî iradenin tecelli tarzını beğenmeyen Erdoğan şimdilerde sınavı geçemeyerek bütünlemeye kalan vefasız, kaypak, yanıltılmış seçmeni tekrar sınava sokmak peşinde. MHP’ye gelince, o hepsini aştı, 6 milyon seçmeni şerefsiz ilan etti.
Demokrasi sadece sandık değildir ama olmazsa olmaz koşullarından biri seçmenin hür iradesiyle yaptığı seçime saygıdır. Seçilmişleri yok saymanın, millî iradeyi tanımamanın adı darbedir. Epeyce askerî darbe deneyimimiz vardı, şimdi de beğenmediği seçim sonuçlarını tekrar seçimle değiştirmeye çalışan Erdoğan ve ekibinin sivil darbe teşebbüsüne şahit oluyoruz. 6 milyondan fazla seçmenin oyunu beğenmeyip şerefsiz ilan edenlere gelince, onlar aynı zihniyetin en kaba temsilcileri. Bunların topunu aynı çuvalda buluşturan: demokrasinin d’sine bile inanmamaları, kitlelerin kendilerinden yana olmayan tercihlerine saygı duymamaları.
Başa dönelim: Ben yalıda oturmuyorum, viski içmiyorum. Peki yalıda oturup viski yudumlasaydım ne fark ederdi? Yalıda oturanlar, viski şarap içenler seçme-seçilme hakkını özgürce kullanamazlar diye bir yasa çıktı da haberimiz mi olmadı! Ya da, şunların şunların şu partiye oy vermeleri yasaktır, vatan hainliğidir, bölücülüktür diye bir yasa mı var? Oyumu HDP’ye verdim, öyle emaneten falan da değil, orada barışa ve geleceğe dair bir umut ışığı gördüğüm için.
Savaşı, kanı, nefreti şerefle karıştıran beyler! Şu yaşlı kadıncağızı önemsemediğinizden 3 bin kişilik vatan haini şerefsizler listenize almadıysanız, lütfen hemen ekleyin; orada bulunmanın şerefinden mahrum etmeyin beni.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024