Sezin ÖNEY
Üzerinden 20 yıl geçmiş.
15 ile 77 yaş arasındaki tüm erkeklerin öldürüldüğü katliam, soykırım; adına ne derseniz deyin, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın en büyük trajedisinin üzerinden 20 koca yıl geçmiş.
Srebrenica, 20. yıldönümünde Türkiye’nin bugünü için çok önemli dersler veriyor. Bugünlerde, Türkiye’de geçmişe yönelik adalet tartışmaları yine gündemde. Özellikle, yolsuzluk tartışmalarına yönelik olarak “intikamcılık yapılmasın”, “Devr-i Sabık yaratılmasın” gibi tezler ileri sürülürken, geçmişi halının altına süpürmemek neden önemli bir kez daha anımsatmak gerekiyor.
“Dün dün, bugün bugün değil.” Dünün yanlışlarına yönelik bugün bir adalet çabasına girilmesi, “uzlaşmanın” en büyük ve önemli adımı.
Sadece yolsuzluk meselesinde değil, darbeler geçmişinden Kürt Sorunu’na, tek tek saysak değil bu yazıyı, tüm gazeteyi doldurup taşıracak kadar çok travmatik olay var Türkiye tarihinde; ve ben bir tane de, hukuki olarak hesaplaşılmış, adaletin onarıcı olarak işlediği örnek bilmiyorum.
Srebrenica ve Bosna Savaşı konusunda, eğer ki, geçmişin vahametiyle ilgili “onarıcı”, “tazmin edici” bir adımlar atılabildiyse, bunda Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin payı büyük.
Tam adı, “Eski Yugoslavya’nın Topraklarında 1991 Yılından Bu Yana Uluslararası İnsan Haklarını Çiğnemekle Sorumlu Kişilerin Cezalandırılması İçin Kurulmuş Uluslararası Mahkeme” olan bu uluslararası adalet mekanizması olmasaydı, Bosna Savaşı’na dair birçok “can alıcı” detay kayda bile geçmezdi.
Srebrenica’yı hiçbir şey, hiç kimse korumadı ama Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, geçmişi ve suçları kayıt altına alarak, “hafızayı” koruma altına aldı.
Srebrenica, 1993’te, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 819 Numaralı Kararıyla, resmen “güvenlikli bölge” ilan edilmişti. Ancak, adı “güvenlikli bölge” olsa da, Bosna Savaşı’nın en travmatik yerlerinden birine dönüşmüştü. Savaştan kaçan Boşnaklarla nüfusu katlanmış, Sırp güçlerinin gıda konvoylarını engellemesiyle kıtlık yaşanan bir “toplama kampına” dönüşmüştü.
Bosna Sırpları’nın 1991’de bağımsızlığı ilan eden yapısı Republika Srpska (Sırp Cumhuriyeti) lideriRadovan Karadžić’in Srebrenica’nın “temizlenmesi” emrini verdiğini biliyoruz. Mart 1995’te, “7. Emir” ile, Vojska Republike Srpske (VRS), yani Bosna Sırpları’nın Ordusu, Srebrenica’da, “tam bir güvensizlik ortamı yaratılması ve yaratılan dayanılmaz şartlarla, orada olanların hayatta kalma umudunun tamamen yok edilmesi” talimatını almıştı.
VRS Komutanı Ratko Mladić, emirleri yerine getirdiğinde meydana gelecek sonucun “soykırım” olacağını söylemişti.
Tüm bunları, Savaş Suçları Mahkemesi’nin kayıtlarından, araştırmalarından biliyoruz.
Geçmiş, bu Mahkeme’nin topladığı ipuçlarının birleşmesiyle, “geçmemiş” oluyor.
Srebrenica’nın kendisine bakınca da, zaman 20 yıl öncesinde takılıp kalmış gibi.
Srebrenica, yemyeşil, tepeler arasında ağaçlarla çevrili bir cennetten köşe. Cami ile Ortodoks Kilisesi birbirlerine karşı karşıya sayılır. Ancak, 20 yıl önce 11-16 Temmuz’da burada yaşanan vahşetin ağırlığı tüm Srebrenica’nın üzerine sinmiş gibi. Yugoslavya döneminin, 45 farklı türde şifalı suyun aktığı bir kaplıca ve tatil merkezi, şimdi ömür tüketen yaşayan ölüler ve hayaletlerin sokaklarında dolaştığı derme çatma bir yerleşim yeri.
1992’de Bosna Savaşı patlak vermeden önce, 1960’lara kadar Sırplar ve Boşnakların eşit sayıda nüfusu olan ve aynı zamanda tüm Yugoslav halklarının olduğu bir yer Srebrenica. 1970’lerden sonraysa, Boşnak nüfus artmış; bugünse, Sırplar çoğunlukta. Kim çoğunlukta kim azınlıkta meselesinden çok, beraber yaşama dokusunun ve iradesinin bozulması dert; geçmişi biraz olsun "geride bıraktırabilen ilaç" ise, geçmişi beraber konuşmak, kimin ne sorumluluğu var, gerçekten ne yaşanmış üzerine iletişim kurmak.
Gazeteci Dzenana Halimović, “Srebrenica’nın Yüzleri” diye bir çalışma gerçekleştiriyor bir süredir. 20 yıl önce öldürülen sekiz bini aşkın erkeğin, fotoğraflarını topluyor. Böylece, unutulan isimler, kaybolup giden hatıralar ötesinde, kurbanlara tek tek bir “sima” kazandırmaya çalışıyor.
Onun şimdiye kadar toplayabildiği fotoğraflara bakarken, Suriye’de olup bitenleri düşünüyorum. Oradaki kurbanların değil resimleri, bir bir isimleri kayıt altına alınabilecek mi bir gün?
Her ne olursa olsun, geçmişin günahları, bugünün hesaplaşma borcu. Hangi bilmiş kişiler ne derlerse, desinler; bu gerçek de değişmeyecek. İnsan olmanın anlamı ve sorumluluğu bu çünkü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024