Yalçın AKDOĞAN
Türkiye içinde sıkışan ve etkisizleşen terör örgütü, Ortadoğu’daki gelişmeleri fırsat bilerek kendisine yeni bir çıkış kapısı aralamaya, yeni ittifaklar kurmaya çalışıyor. PJAK’ın İran’la anlaşması, sadece örgütün kayıplar vermesini engellemeyi ve enerjisini ilave kulvarda heba etmesini önlemeyi hedeflemiyordu. PJAK’ın İran karşısında kayıplar vermesi elbette ki örgüt açısından can sıkan bir durumdu. Türkiye’nin tam saha presine ilave olarak İran’ın da aktif mücadelede bulunması örgütü zora sokmuştu. İran’la yapılan ateşkes örgüte böyle bir fayda sağlamış oldu. Ama örgütün asıl beklediği fayda bunun çok ötesinde... PKK, İran-Irak-Suriye denkleminde yeniden kendisini var etmeye, yeni müttefikler bulmaya çalışıyor. Maliki yönetiminin Türkiye karşıtı söylemleri, İran’ın Suriye ve Irak yönetimine destek vermeye çalışması, örgüt tarafından yeni bir zemin ve fırsat olarak görülüyor. Esad yönetiminin kendisine alan açmasından medet uman PKK, Kuzey Irak’ta yaşanabilecek bir alan kaybını Suriye üzerinden telafi etme ümidinde. Türkiye’nin Kuzey Irak yönetimiyle ilişkileri yoğunlaştırması, örgütü ciddi şekilde rahatsız ediyor. Bunun son örneğini, Barzani’nin ev sahipliği yaptığı Suriyeli Kürtler Konferansı’na KCK’nın verdiği sert tepkide gördük.
PKK ve DTK çırpındıkça batıyor
Geçen hafta başında Barzani, Suriye’deki Kürt grupları üç gün süren bir Konferans’ta bir araya getirerek önemli mesajlar verdi. Özetle söyledikleri şunlardı: “Suriye’de değişikliğe hazır olun”, “Tek ses olun ve birlikte hareket edin”, “Silahın ve şiddetin zamanı geçti”, “değişimi biz değil siz yapacaksınız, kararı da siz vereceksiniz”, “Türk, Arap ve Fars kardeşlerinize dostluk elini uzatarak barışsever bir halk olduğunuzu gösterin”... KCK (PKK), yaptığı açıklama ile bu Konferansa sert tepki gösterdi, toplantıyı “Kürt birliğini dinamitleyen girişim” olarak niteledi. Böylece Barzani yönetimiyle iyi geçinmeye, karşı karşıya gelmemeye çalışan PKK, “birliğe ve çözüme hizmet etmeyen, parçalamayı esas alan tehlikeli bir girişim ve dış müdahale” şeklindeki söylemle Kuzey Irak yönetimine tavır takınmış oldu.
Bölgesel Yönetimin Başbakanı Berham Salih’in de katıldığı toplantının Suriyeli Kürtlere alaka göstermesi ve Barzani’nin verdiği mesajlar PKK’nın kimyasını bozdu. Suriye’de bulunan 2 milyona yakın Kürt, aslında PKK zihniyetine yakın değil ama PKK içindeki Suriyeliler şu an örgüt içinde ağırlık kazanmaya ve Suriyeli Kürtleri kendi yörüngesine sokmaya çalışıyor. PKK, Suriye’deki Kürtlerin Esad’a karşı direniş içinde olan muhalif gruplarla birlikte hareket etmesini istemiyor, vakti saati geldiğinde kendi gündemlerine göre harekete geçmelerini istiyor. Sünni olan Kürtler Esad yönetiminden rahatsız oldukları gibi, İran’ın yönlendirmesindeki Şii blokla aynı konuma da düşmek istemiyor. PKK’nın rahatsızlığının bir sebebi kendine yakın oluşumların Konferansa davet edilmemesi, bu girişimin arkasında ABD ve Türkiye’nin olduğu zannı ve Barzani’nin Suriye Kürtlerini PKK’nın işine gelmeyen bir mecrada tutmaya çalışması...
PKK’nın Ocak ortasında yaptığı yıllık değerlendirme toplantısından çıkan açıklama, Şubat ortasından itibaren eylemlerin hız kazanacağı ve Devrimci Halk Savaşı stratejisinin sürdürüleceği yönünde. 2011 yılında örgütün taktik hatalar sebebiyle başarısız olduğunun kabullenildiği değerlendirme yeni hamlelerle amaca ulaşılabileceği yanılgısını içeriyor. Oysa PKK’nın temel stratejisi son derece yanlış. 2011 başından itibaren tırmanan terör eylemleriyle büyük bir kalkışma başlatacağını düşünen terör örgütü, hem çözüm süreçlerini hava uçurmuş hem de kendi hezimetini hazırlamıştı. Bu anlayışın devam edeceğinin deklare edilmesi, çırpındıkça daha da batacaklarını gösteriyor. Bu strateji hem BDP’nin alanını daraltacaktır, hem de Öcalan’ı daha da etkisizleştirecektir.
Yalanları artık tutmuyor
Geçen hafta içinde toplanan DTK ise durumu doğru okuyamadığını gösterdi. BDP’nin siyasi bir aktör olarak kendisini öne çıkarmasının yerine yine Öcalan’ın adres gösterildiğine ve çözümün Apo’nun siyasi aktörlüğünden geçtiğine dair bildik ifadeleri ortaya koydu. Hem diyalog çağrısı yapmak, hem de Öcalan’ı muhatap göstererek muhatap olmaktan çıkmak büyük bir çelişkiyi yansıtıyor. Başbakan Erdoğan’ın Salı günkü grup konuşmasında ‘terörle mücadele, siyasi temsilcileriyle müzakere’ söylemini tekrarlaması önemli bir duruş teyididir. BDP bunu da doğru yorumlayamamakta, adeta sürece müdahil aktör olmaktan korkmaktadır. “Kürtler dilsiz, kimliksiz ve statüsüz bir birlikte yaşamayı reddetmektedir. Birlikte yaşam önerimiz ve arzumuz ‘demokratik Türkiye, özerk Kürdistan’ şeklinde formüle edilmiştir” şeklindeki DTK açıklaması, siyasi statü olarak ‘özerklik’ projesini öne çıkarıyor. Türkiye içinde çözüm olarak yansıtılan bu projeye karşı Kandil’den gelen açıklamalar dört ülkedeki Kürtleri çatısı altına alacak farklı bir yapılanmaya işaret ediyor. Bağımsızlık ve ayrılma gibi çağrışımların kendi alanını daraltacağını düşünen ve bu yüzden özerkliği gündemde tutan BDP, PKK’nın bu hedefine ulaşmak için bir basamak sunmaya çalışıyor. Oysa PKK’nın ipuçlarını verdiği ütopyası, BDP’nin Türkiye içinde çözüm istediği söylemini çürüttüğü gibi, demokratik haklar için değil kendi tahakkümünde bir egemenlik alanı için mücadele ettiklerini de ortaya koymuş oluyor.
Son dönemde yürütülen operasyonlarla etkisizleştirilmeye başlayan terör örgütü, kamuoyundan beklediği desteği bulamamasını devletin yürüttüğü psikolojik harekata bağlıyor. Kurmaya çalıştıkları ‘yalan dünyası’nın yıkılmaya başlamasını, güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları kadar devletin iletişim politikasına mal ediyorlar. Bu çerçevede geçen hafta Özgür Gündem’de yazılan bir yazıda ‘soğukkanlı bir katliam savunucusu’ olarak devletin yürüttüğü psikolojik harekatı yönlendirildiğim iddia edildi. Bu yazıyı yazan Koli Müdür, Zafer veya Tahir kod adlı örgüt üyesi, nasıl bir acziyet içinde olduklarını da ortaya koymuş oldu. Sabri Ok’un yamağı olarak Ergenekon-Öcalan bağlantısını kuran bu cinayet mahkumu örgüt üyesi, Kürt İşadamları Birliği KAR-SAZ’ın başına getirilerek, örgütün paralarıyla sefa sürdüğü Avrupa’dan ahkamlar kesiyor. Kan ve göz yaşı üzerinden yükselen bu cinayet şebekesinin Kürt meselesinin çözümüne hiçbir katkı yapmadan, çözüm için uğraşan ve taşın altına elini koyan insanlara dil uzatması, açık bir alçaklıktır.
Kürt yazarlara PKK baskısı
PKK’nın nasıl bir faşist baskı uyguladığı, sadece kendi adamlarını aşağılamasından değil, farklı düşünen yazarları tehdit etmesinden de görülüyor. “Halkımız tarafından çok iyi tanınan bazı marjinal çevre ve kişiler” olarak ifade edilen Kürt kökenli yazarlar, ‘psikolojik savaş saldırısı’nın parçası olma iddiasıyla hedefe konuluyorlar. Kemal Burkay, Orhan Miroğlu, İbrahim Güçlü, Ümit Fırat gibi aydınlar, susturulmaya, devlet yanlısı olarak gösterilerek etkisizleştirilmeye çalışılıyor. Kendi adamlarını aşağılayan, hakaret eden, şahsiyetini ezen bu vahşi ve gaddar yapı, gün geçtikçe halkın da sabrını taşırmaya başlıyor.
Bölgede görülen bıkkınlıkta, örgütün estirdiği ceberut rüzgarların da etkisi büyük. BDP gösterilerine katılımın minimum düzeye düşmesinde sadece KCK operasyonlarıyla kitleye baskı uygulayanların gözaltına alınmasının etkisi yok, aynı zamanda halkın da bu eylemlerden ve söylemlerden bıkmasının da etkisi var. Halk üzerinde biraz sempati toplayan BDP’li isimlerin Apo’nun hakaretlerine maruz kalması, şahsiyetleri ezen bu ceberut anlayışı gözler önüne seriyor. Burkay ve Miroğlu gibi isimlerin susturulmaya çalışılması kadar vahim olan BDP içinde suskunluğa mahkum edilen isimlerin varlığıdır.
Kandil’in estirdiği sertlik rüzgarları karşısında BDP farklı bir çıkış yapamamakta, Öcalan ise görüşme trafiğine ara vererek oyuna girmek istememektedir. Elinde silah olan adamın öne çıkması ise ister istemez güvenlik politikalarının ağırlık kazanmasını beraberinde getirmektedir. BDP’nin topu taca atmak veya dağdaki adama yaranmak şeklindeki politikası ise miadı çoktan dolmuş bir siyasetsizlik hali üretmektedir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019