Yalçın AKDOĞAN
24 Haziran seçimlerinde halk, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği adayı seçmedi. Bu tavır, sadece adaya yönelik bir tavır değildir, aynı zamanda Kılıçdaroğlu’na ve onun izlediği siyasete yönelik bir tavırdır.
Bu yüzden 24 Haziran’da sandıkta tecelli eden millet iradesi Kılıçdaroğlu’na ‘yeter artık, koltuğu bırak’ demiş midir, dememiş midir? Asıl soru bu.
Bu tür soruların cevaplarını bulmak için partiler anketler yaparlar, kamuoyu araştırmalarıyla halkın kanaatini almaya çalışırlar. Oysa ortada bırakın anketi, tüm seçmenlerin önüne konulmuş bir sandık ve somut sonuçlar var.
Girdiği her seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’nun önerdiği bir adayın yine başarısız olduğu, CHP liderinin yine kazanamadığı bir tablo…Seçmenin Kılıçdaroğlu’nun adayına ‘evet’ dememesi, Kılıçdaroğlu’nun siyasetine ‘hayır’ demenin başka bir yoludur.
Demokratik sistemlerde seçimler sadece iktidar değişiminde rol oynamaz, aynı zamanda muhalefetin değişiminde de rol oynar. Seçimden başarıyla çıkan partiler veya başarısız çıkan partiler halkın tercihini ve iradesini aynı oranda görürler. Halk seçimler üzerinden hem devlet yönetimine yönelik iradesini ortaya koyar, hem de siyasetin geleceğine yönelik tutumunu belli eder.
İktidarı da, muhalefeti de belirleyen irade halkın iradesidir; seçimler de bunu yansıtan en net zeminlerdir.
Seçimde halk, parti yöneticilerinin politikalarına, söylemlerine, tavırlarına yönelik bir değerlendirmede de bulunmuş olabilir, doğrudan siyasi aktörlerin pozisyonlarına yönelik de bir tutum takınmış olabilir.
Partilerin kongreleri, delegeleri, teşkilatları parti yönetimini elbette şekillendirme hakkına sahiptir. Ama milletin hakemliği ve muhasebesi, siyasetin temel belirleyicisidir.
Bu yüzden CHP yönetiminin kongre için muhaliflere ‘gerekli sayıyı bul, gel’ demesi, kaçak dövüşmektir, milletin mesajını almamaktır.
Seçimi kaybeden bir genel başkanın doğrudan istifa etmese bile ikinci yapacağı şey kongreye giderek güvenoyu tazelemek olmalıdır.
Delege gücüne güvenerek koltuğa yapışmak siyasette geçici faydalar sağlar.
Delegeler, teşkilatlar ve halk… Bu üçlünün içinde siyasetin ana yörüngesini belirlemesi gereken en geniş küme halktır. Halka rağmen, delege gücüyle ayakta kalmaya çalışanlar siyasette tutunamazlar. Bu gidişat, ‘küçük olsun benim olsun’ gidişatıdır.
Kendi yaptığı delegeler ve kendi yaptığı teşkilatlar bu anlayıştaki liderlere korunaklı bir alan sağlayabilirler ama siyasette hiçbir başarı getirmezler. Siyasetin rotasını halk belirler, delegeler ve teşkilatlar da halkın duygusuna tercüman olduğu oranda anlam ifade ederler.
Kılıçdaroğlu, giderek otoriter bir genel başkana dönüşüyor. Hizipçi-klikçi siyaset değişimden kaçtıkça daha küçük bir alana hapsolur, daha radikal çıkışlarla ayakta kalmaya çalışır. Değişim korkusuna kapılan Kılıçdaroğlu’nun değişim temalı laflar etmesinin anlamı, içe kapanmacı ve dayatmacı bir parti için her türlü değişimi yapacağıdır.
Bunun adı değişim değil, otoriterleşme dizaynıdır, değişimin önünü kesecek her türlü adımı atarak demokrasi taleplerini susturmaktır.
Kılıçdaroğlu’nun İnce’yi aday göstermesi demokratik bir olgunluk değil, genel başkanlık koltuğunu korumaya yönelik bir hamleydi, en azından kendisi açısından böyle bir hesaba dayanıyordu. İnce’nin CHP oyunun altında kalması siyasi son anlamına gelecekti. İnce de CHP oyunun üzerine çıkıp genel başkan koltuğunu zorlamayı hesaplıyordu.
Kılıçdaroğlu kendi kazdığı kuyuya döştü. Seçim sonuçlarına göre halkın nazarında ikisi de kuyudan çıkabilecek gibi görünmüyor.
Halk, CHP liderine de, gösterdiği adaya da yol vermedi. Bu yüzden iki kaybedenin kongre mücadelesi vermesi CHP’nin önünü açacak gibi durmuyor.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019