Halil BERKTAY
Önce şunun tekrar altını çizmek istiyorum : muhalif Marksizm ile iktidar Marksizmi arasında yaptığım bu ayırım, sıkça kullanılan “muhalefetteki komünistler” ve “iktidardaki komünistler” ayırımıyla tam aynı şey değil. Benim tasnifimde, iki farklı tarihsel ve teorik moment söz konusu. Komünist partilerin muhalefetteki halleriyle iktidardaki hallerinden söz ettiğimizde ise, böyle iki ayrı moment yok. Tek bir tarihsel dönem oldu : 1917 sonrası ve ardından 1945 sonrası. Dahası, bu aynı tarihsel dönem içinde tek bir kollektivite (uluslararası komünist hareket) bütün KP’leri kucakladı.
Muhalefette olsun iktidarda olsun, hepsi buna dâhildi. Ve hepsi, teorik, ideolojik, politik dağarcıklarında “muhalif Marksizm”le birlikte “iktidar Marksizmi”ni de taşıdı. Yani hem kapitalizmi (veya statükoyu) eleştirdiler, hem de Sovyet sosyalizmini örnek gösterdiler. Başka bir deyişle, sırf (kapitalizme, statükoya) “muhalif”liği değil, aynı zamanda (sosyalizmin) “iktidar”ı(nı) da temsil ettiler. Esasen bu, onları saf muhalif olmaktan çıkardı; SSCB ve SBKP (ya da ÇHC ve ÇKP) ile düşünsel ortaklık ve bütün diğer ilişkileri yoluyla, “işçi sınıfı diktatörlükleri”nin çeşitli ülkelere dağılmış iktidar uzantı veya parçacıkları haline getirdi.
Şöyle de diyebiliriz belki : belirli bir “iktidar davranışı” kanseri, Sovyetler Birliği, Çin veya diğer “halk demokrasileri”yle sınırlı kalmadı; uluslararası komünist hareket üzerinden hızla metastaz yapıp, irili ufaklı bütün diğer KP’lere de sıçradı. Tersten soralım : Bolşevik Devrimi ve SBKP’nin hem de büyük bir devletin başına geçmesi olmasaydı, bu iktidar “habis”liği gene yaşanacak mıydı ?
Tabii çok zor bir soru – ama açıkçası, sanmıyorum. Bizatihî komünizm, o süreçte tanımlandı. Herhangi bir a priori tarifi yoktu; tarihsel bir olgu olarak şekillendi, vücut buldu. Bolşeviklerin kendileri o süreçte sertleşti ve otoriterleşti; geçmişlerindeki daha çoğulcu, görece demokratik geleneklerden koptu. “21 Koşul” da o süreçte formüle edilip KP’leşmek isteyen bütün sosyalist parti veya hiziplere dayatıldı. Nihayet Stalin 1920’lerde başlattığı devletçilik, zorla kollektivizasyon ve planlı sanayileşme politikalarını (bütün cebir ve despotik disiplin koşullarıyla birlikte) sosyalizm olarak tanımladı. Sosyalizm budur (ve başka türlüsü de olmaz), dedi (dendi). Böylece bütün bir Sovyet kalkınma modeli ve bütün bir SBKP parti modeli, uluslararası komünist hareket içinde yer alan her partinin âdetâ “gen”lerine kopyalandı.
Önemli ölçüde bu nedenle, her yerde “parti-içi” hayat ve mücadele yöntemleri de “Stalinist” denen çizgiler kazandı. Vefa ? Doğruluk ? Cesaret ? Kardeşlik ? Fedakârlık ? Dayanışma ? Evet, komünistler bu özellikleri “hâkim sınıf”lara karşı gösterdiler, şu veya bu ölçüde. Bir adım daha atayım; en çok da Anti-Faşist mücadele koşullarında ortaya koydular. Evet, komünistliğin ve komünist partilerin gerçekten parladığı bir dönem olduysa, bu da Kızıl Ordu’nun; Yunan andartes’i, Yugoslav partizanları ve Fransız maquisard’larının Nazilere karşı direnişin ön safında yer aldığı 1940-45 yıllarıdır. Yoksa bir, KP’lerin öyle büyük bir başarısı olmadı, 50’ler, 60’lar veya 70’lerin muhalefetinde (tersine, sermayeden yediler ve prestijleri genellikle yokuş aşağı gitti).
İkincisi (ve konumuz açısından çok daha önemlisi), komünistler Gestapo veya SS’ler karşısında sergiledikleri kahramanlığı, asla kendi parti yönetimlerine karşı göstermediler. Hele 1947-48’den itibaren, Doğu Avrupa’daki şüpheyle bakılan “millî komünist” önderlikler Moskova’nın en has adamları lehine peşpeşe tasfiye edilirken, hemen hiçbir olağan ahlâkî değere sahip çıkmadılar. En âdî “itiraf” ve düzmece “kanıt”larla “anti-parti” faaliyette bulunmakla suçlanan çok yakın arkadaşlarını, aman, sonra bana da bulaşırlar korkusuyla hemen yalnız bıraktılar. Hattâ utanç verici bir tehalükle, birbirleri aleyhinde ihbarlarda bulundular.
Biri küçük, diğeri büyük, iki örnek vereyim 1956’dan. Birkaç yıl oluyor; ünlü Ortaçağ tarihçisi Janos Bak bir sömestirini Sabancı Üniversitesi’nde geçirirken, birlikte bir ders vermiştik, kabaca “Komünizmi Hatırlamak” (Remembering Communism) fikri etrafında. Janos, bir zamanlar Macaristan’ın komünist gençlik örgütünün merkez komitesi yedek üyeliğine kadar yükselmiş ve bir gecede kapı dışarı edilmişti. Derken, onu atan da atılmıştı bir hafta sonra. Hem de aynı suçlamalarla. Budapeşte’de tramvayda karşılaştıklarında, adamın nasıl yüzüne bakamadığını anlatmıştı.
Gene Macaristan’da, Laszlo Rajk’ın idam edilip Rakosi’nin başa geç(iril)mesi sırasında, Janos Kadar da hapsedilmiş; lâkin 1953’te Imre Nagy tarafından kurtarılmıştı. 1956’daki Macar İhtilâli sırasında Kadar bir süre Nagy’i desteklediyse de ânında saf değiştirdi, Sovyet müdahalesiyle iktidara geldi ve 16 Haziran 1958 sabahı Nagy’yi ölüme yolladı. Babam Erdoğan Berktay, Şefik Hüsnü’ye özel bir saygı duyar; Komintern’in en yüksek organlarında yanyana oturduğu Togliatti’den özel lâkabıyla “Ercoli” diye söz edebilmesini bir efsane gibi anlatırdı. Ercoli’nin, bir diğer yoldaşı Nagy’nin idamı hakkındaki bütün girişimi, infazın İtalyan seçimleri sonrasına ertelenmesini Sovyet yönetiminden rica etmek oldu.
(Umarım bu satırları BDP’liler, TBKP’den BDP’ye geçenler ve BDP’ye gönül verenler de okuyordur.)
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024