Hasan CEMAL
Bugün varsın, yarın yoksun. Not düşe düşe, yürüyüşe devam! Tek çarem bu. Yazmak, yine yazmak ve kendi doğru bildiğim değerleri yapayalnız da kalsam savunmaya devam etmek... Benim kendi hayal kırıklıklarımdan çıkarabildiğim ders bundan ibaret.
Televizyonu açtım sabah vakti. Elimde kumanda aleti oradan oraya dolaşıyorum.
Karşımda Başkan Obama.
Elinde mikrofon, yüzüne yayılan o kocaman ve sıcak gülümsemesiyle şen şakrak şarkı söylüyor.
Yanında eşi, tempo tutuyor.
Beyaz Saray’da etraf neşe içinde, kimse yerinde duramıyor. Amerikan Başkanı söylüyor, herkes dans ediyor.
Ne güzel, içim ısınıyor.
Elbette bizimkileri anımsıyorum.
Kin sözcükleriyle, idam sehpası ve yağlı urgan nutuklarıyla, ben olsam ipe çekerdim söylemleriyle siyaset yapan ya da yaptıklarını sanan liderlerimizi...
Kürsüye çıkıp mikrofonu önünde görünce derhal burun delikleri gerilen, bağırıp çağırmaya başlayan, muhataplarını elinde cetvel öğretmen edasıyla azarlayan başbakanlar, parti liderlerimiz gözümün önünden geçip gidiyor.
Hiç değişmeyen birşey var.
O tuhaf, kavgacı siyasal kültür...
Yakamızı hiç bırakmıyor.
1950’lerden bu yana bakın, siyaset sahnesinde liderlerin özellikle ikili kavgaları hiç bitmedi.
Hep kavga ettiler.
Hep bağırıp çağırdılar.
1950’lerin Menderes-İnönü kavgaları...
1960’ların Demirel-İnönü’sü...
Sonra 1970’lerin Demirel-Ecevit’i...
1980’lerde Özal’la Demirel...
1990’ların Çiller’le Yılmaz’ı...
Günümüzün kavgaları da malum.
İlginç olan şu:
Tek başına iktidarda olan, parlamentoda mutlak çoğunluğa sahip liderler, başbakanlar da bu kavgacı tarzı elden bırakmıyor.
Tam tersine...
İktidarda güçlendikçe, var mı bana yan bakan edası ağır basıyor siyaset üsluplarına.
Yumuşayacak yerde sertleşiyorlar.
Tahammülsüzlük emareleri çoğalıyor.
Bunu çok izledim bizim politikada.
Maalesef bugün de izlemekteyim.
Bu yazıyı yazarken Nuray Mert’in internete düşen açıklamasını haber verdiler.
Okuduktan sonra bu yazımı kestim.
Ve şu notu önce düştüm:
Hayal kırıklıkları...
Kırk yılı geçen meslek hayatımda o kadar çok yaşadım ki bu duyguyu...
Cumhuriyet’teki genel yayın yönetmenliği yıllarımda tek tük de olsa bazı arkadaşlarımı ben de işten çıkarmak zorunda kalmıştım.
Sonra Sabah ve Milliyet’te bazı meslektaşlarımın işlerine son verilirken seyirci kalmış ve bu sessizliğimden dolayı fena halde rahatsız olmuştum.
Bunlar hayal kırıklıklarıdır.
Benim hayal kırıklıklarım...
Evet biliyorum.
Bazen patron, bazen yönetici, öyle olur ki değişik nedenlerle bir gazeteciyle, bir köşe yazarıyla artık çalışmak istemeyebilir.
Ama böyle örnekler günümüzde çoğalıyor, gitgide sıklaşıyor.
Ne yazık ki öyle.
Üstelik bu can sıkıcı örneklerin kökleri Ankara’ya kadar uzanıyor. Siyasal iktidar odaklarından kaynaklanan farklı, eleştirel seslere tahammülsüzlük, yazın bir kenara, her geçen gün artıyor..
Bu hayra alamet değil.
Haber kanalları ve gazete köşelerindeki yerlerini kaybedenlerin sayısı çoğalıyor.
Son olarak Ece Temelkuran’la Mehmet Altan’dı. Şimdi Nuray Mert de mi onlara katılmaya hazırlanıyor?..
Nuray Mert’in açıklamasını okuyorum.
Bazı bölümleri şöyle:
“Bu ne ilk kez benim başıma geliyor, ne de benim başıma ilk kez geliyor. Türkiye’de özgürlükler ortamının geldiği nokta hepimizin malumu.
Siyasi görüşlerimi beğenen veya beğenmeyenler olabilir. Ancak beğenmeyenlerin tuttuğu yol susturmak veya susturulunca sevinmek değil, tartışmak veya hiç dikkate almamak olmalıydı, olmadı.
İzninizle, en sevdiğim yazarlardan Arif Altan’ın sözleri ile bitireyim:
‘Kendine yetemeyen, kendine söz geçiremeyen, kendinden bir yapıt, kendinden bir güzellikmeydana getirecek güçten yoksunların saplandıkları hükmetme arzusu...
İktidar, tanrının ya da doğanın, insanın kusurlu varlığına kestiği bir ceza.
Kimsenin sahip olamayacağı, ona göz dikenlerin onun kölesi olacağı, onun herkese sahip olabileceği korkunç bir hastalık...
İktidarla mutlu gelecek arayan, düşüncenin hangi doruklarında parende atarsa atsın bugünü de yitirmekle mükellef...’
Selam ve sevgilerimle,
Nuray Mert.”
Bugün varsın, yarın yoksun.
Not düşe düşe, yürüyüşe devam!
Tek çarem bu.
Yazmak, yine yazmak ve kendi doğru bildiğim değerleri yapayalnız da kalsam savunmaya devam etmek...
Benim kendi hayal kırıklıklarımdan çıkarabildiğim ders bundan ibaret.
Başka ne yapabilirim ki?..
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024