Sezin ÖNEY
Van Kadın Derneği (VAKAD), 9 Nisan 2004’te kuruldu.
Kıt kanaat imkânlarla, iğneyle kuyu kazarak, hiç kimseye, hiçbir siyasi parti, hareketle ilişkilenmeden, bir avuç gönüllünün insaniyetinden başka hiçbir şeye dayanmadan hayata tutundu bu dernek.
2012’ye gelindiğinde, sadece bölgenin değil, Türkiye genelinin en tıkır tıkır işleyen Kadın Danışma Merkezlerinden biri, VAKAD’ın bünyesinde faaliyet gösterir oldu.
VAKAD’ın, “Kadın Da(ya)nışma Merkezi” olarak adlandırdığı bu birimde, başvuran kadınlara hukuki, sosyal, psikolojik, ekonomik destek sağlanıyor. Sosyal danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra, ihtiyacı olan kadınlara sığınak desteği de veriliyor.
Tuğba Tekerek arkadaşımızın “Kadın Süründürme Evi” haberinden öğrendik ki, devletin, VAKAD’ın oluşturabildiği gibi bir kadın da(ya)nışma birimi yok. Şiddet gören, ölüm tehdidiyle burun buruna yaşayan kadınlara sağlanan tek destek, Diyanet’ten gelen görevlilerle temas olanağı, bir de, berbat, insanlık dışı koşullarda barınma “imkânı”. Devlet, sanki oturup düşünmüş bu kadınlara evdeki kâbuslarından da beter ne yaşatabiliriz diye; ortaya da Tuğba’nın haberindeki tablo çıkmış.
Saydamlık suçu
VAKAD, bu toplumda çoğu kimsenin, çoğu hareketin, çoğu “vakanın” olmadığı kadar saydam, su gibi duru önümüzde.
VAKAD’daki arkadaşların gün be gün, ne faaliyet yaptıklarını, kiminle nerede ne zaman nasıl görüştüklerini, internet sitelerindeki faaliyet raporlarından takip edebiliyorsunuz.
Ancak, “şeffaflık” da, suçların en büyüğü olsa gerek.
VAKAD, 9. yılında, Dünya Kadınlar Günü’ne, üzerine düşürülen kapatma gölgesiyle girdi.
Bu kapatma davasının arka perdesi şu; Van’daki deprem ertesi, en etkin çalışan sivil toplum kuruluşlarından biri olan VAKAD’ın, yardım konteynerine “birileri” girip, içerideki not defterini almış, sonra da, bunu derneğe yönelik karalama kampanyasına delil diye sunmuş. “Sözde” gizli tanık ifadesine göre, VAKAD, deprem ertesi halkın “PKK adına sempatisini kazanmak için” yardım faaliyetleri düzenlemiş.
VAKAD üyesi Müjgan Güneri, basın açıklamalarında, deprem dönemi kullandıkları konteynere polis tarafından kendilerinden izin alınmadan girildiğine dikkat çekiyor.
Güneri, dernek hakkındaki iddiaların asılsızlığını da şu sözlerle açıkça ortaya koyuyor; “Van Kadın Derneği, bağımsız bir dernektir. Kadınların bağımsızlığından yana olduğu gibi kendisi de bağımsızdır. Hiçbir örgütün himayesi altında değildir. Bizleri birarada tutan kadınlığımız, farklılığımız, bağımsızlığımız ve şiddetsiz yaşam idealimizdir”.
Van depremi ertesi, devletin yardımları depolarda bekletilir, halk yazlık çadırlarda sefalet yaşarken, kendisi de deprem mağduru olan VAKAD, gece gündüz yardım için çalıştı. Müjgan Güneri’nin şu sözleri de çok çarpıcı; “Haklısınız örgütlüydük. Tüm Türkiye’de örgütlüydük. İnsanlık örgütlüydü”.
Son söz VAKAD ve KAMER’e
Bu satırların yazıldığı şu anlarda, Kadınlar Günü’nde güneşi kederle batırırken, son sözü VAKAD’dan bir arkadaştan ve Diyarbakır merkezli kıymetli dernek KAMER’den gelen açıklamada yer alan sözlere bırakıyorum...
VAKAD gibi Türkiye’nin gerçek değerlerinden, son derece başarılı bir kadın örgütü olan KAMER şöyle yazmış:
“KAMER Vakfı şiddeti, nerede, nasıl, kim tarafından uygulandığına bakmaksızın reddetmiştir. Çünkü sokakta, dağda, okulda, gözaltında yaşanan şiddet bitmedikçe, yani şiddet ile biçimlenen kültür değişmedikçe kadına yönelik şiddet de bitmez.
Kadına yönelik şiddet sürdükçe de barışı inşa etmek mümkün değildir.”
Bu sözler, Türkiye’deki siyasi ve sosyal manzarayı, hiç uzun uzadıya tasavvurlara gerek bırakmadan dile getiriyor aslında.
VAKAD’dan arkadaşımızsa, hakkında dava açılan derneğin, nasıl bir “yapı” olduğunu da çok güzel anlatmış, kendi için orada çalışmanın ne manaya geldiğini aktarırken:
“Yaşamı sonuna kadar coşkuyla yaşamak isteyen bunun için her gün yeniden cesaret ve güç toplayan bir kadınım. Kadınım ve yaşadıklarımı ifade etmek istiyorum. Kadınım ve farkına vardığım, bir biçimde tanıştığım bütün kadınların yaşadıklarını görmek istiyorum. Onların yaşamlarını ifade etmek istiyorum. Gördüklerim ve yaşadıklarım üstüne söz sahibi olmak, anlatmak ve tanınmak istiyorum. Yaşadığım toprağın üstündeki her bireyle eşit, o denli sorumluyum. Benimle güçlü ve bana saygılı insanlarla birlikte, doğru bildiklerimi yapmak çoğaltmak, önce kendimi ve etrafımı güzelleştirmek, sonra bütün olarak yaşama katılmak, katkıda bulunmak istiyorum. Örgütlenip güçlenerek çalışmayı istiyorum. Acıları görüyorum, ama sadece üzgün olamam. Çok daha fazlasını yapabilirim ve çözümün içinde yer alırım. Her güzel gün benim gibi kadınların biraraya gelmesine bağlı. Ortaklık, işbirliği, dayanışma, insan olmamın gereği. Buna ihtiyacım var. Bunu istiyorum.”
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024