Sezin ÖNEY
Pazar günü parlamento seçimlerinin yapıldığı Japonya’dayım. Başbakan Şinzo Abe, “karizmatik lider” olarak tanımlanan ve ülkenin en ön plandaki politikacısı. Abe liderliğindeki Liberal Demokrat Parti (LDP), 2012’den beri iktidarda ancak ülkenin politik geçmişine bakıldığında, partinin 2. Dünya Savaşı sonrası döneme tamamen damgasını vurduğunu görüyoruz. Sadece 3-4 yıllık bir süre dışında, LDP’nin 61 yıllık aralıksız iktidarı söz konusu oldu.
Muhalefetteki Demokratik Parti’nin (DP,) 2009-2012 iktidarı, seçmenlerin “istikrar içinde değişiklik de mümkün mü” arayışı içinde olduğu bir dönemi yansıtıyordu. 2011’deki büyük deprem ve Fukuşima nükleer felaketinin gerçekleşmesinin yarattığı travmanın da büyük etkisiyle sonuç hayal kırıklığı olunca, LDP yeniden iktidar oldu.
Japonya, gelenek ve moderniteyi birleştirme açısından, Türkiye’nin en çok ilgisini çekmesini gereken örnek belki de. Şimdi yeni ve eskiyi sentezlerken de, “istikrarı” ve dengeyi korumayı çok önemseyen bu ülkede, aynı partinin iktidarı devam ederken bir yandan da büyük değişim yaşanıyor.
Şimdi LDP, ilk kez, parlamento genelinde üçte ikilik bir çoğunluğa sahip. Japonya’nın çift kamaralı bir meclis sistemi var; Ulusal Diet/Meclis, yani ,“Kokkai”, bir “Alt Meclis” ve “Üst Meclis”ten oluşuyor. Bu parlamento, 2. Dünya Savaşı sonrası çoğulcu bir parlamenter yapısı getiren, ülke içinde bir güçler dengesi oluşturan sistemin en önemli parçası. Pazar günkü seçimler, Üst Meclis’in seçimleriydi. Ancak LDP, zaten Alt Meclis’te üçte iki çoğunluğa sahipti; şimdi her iki mecliste de ezici çoğunluk sahibi olmak, anayasayı neredeyse engelsizce değiştirebilme yetkisi demek. Japonya politikasının “ısındığı” nokta da burada başlıyor.
Hızlı değişikliklere, “ben yaptım oldu” tavırlarına alışık Türkiye için, Japonya’da anayasa değişikliğinin neden bu kadar hayati bir dönüm noktası olduğunu anlamak güç olabilir. Ancak anayasa değişikliği ile beraber, Japonya’nın yeniden bir “askeri güç” olması söz konusu.
Son yıllarda, Japonya’nın pasifist güvenlik doktrininin değiştirilmesi ve ordunun savunma dışında müdahalede bulunmasına imkân tanıyan yasa tasarılarının kabul edilmesi zaten ülkenin en büyük tartışma konularından biriydi. 2. Dünya Savaşı sonrası yürürlüğe girdikten sonra hiç değiştirilmeyen anayasa değiştirilir ve Japonya’nın artık aktif ve savunma ötesi faaliyet gösteren bir ordusu olursa, bu gerçekten de bir nevi “devrim”.
Bölgesel ölçekte bakıldığında, bir yandan dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olan Çin’in üzerinde “çıkartma planları” yaptığı bir ülke olma psikolojisi bir yanda, Kuzey Kore gibi son derece tehditkâr bir nükleer programa sahip ülkenin kapsama alanına girmek öte yanda…
Japonya’nın yerinde Türkiye olsa, şimdiye kadar kırk defa, en askeri anayasa için onay verilirdi gibi gözüküyor ilk bakışta.Ama Japonya’da seçmenler, orduyu güçlendirme hazırlığındaki LDP’ye mecliste üçte ikilik çoğunluğu verse de, bunda güvenlik endişelerinden çok Başbakan Abe’nin adıyla anılan “Abenomics” yani ekonomi politikalarına destek daha büyük rol oynuyor. Kaldı ki, sandığa giden seçmen oranı sadece yüzde 54. Ayrıca bu seçimlerde ilk kez oy veren 18-19 yaşındakiler de, en çok ekonomi ve özellikle de, işsizlik verileriyle ilgileniyor. Her halükarda da, Abe’nin, özünde kendi hükümeti içinde bir koalisyona dayanan politik gücünü istismar etmeyeceği güveni de yüksek.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024