Sezin ÖNEY
“Ederlezi”, hıdrellez demek. Benim de, Balkanlar’dan en sevdiğim şarkının adı. Bu şarkı, bana hiç sahip olmadığım bağ ve kökleri anımsatıyor sanki, Balkanların Ege’ye kavuştuğu bir yerlerde doğup büyüyen sürgün aile tarihinin bilinmeden hatırlanan tuhaf anılarını.
Koma Berçem topluluğu solisti Şevîn, bu şarkıyı “Dilerzim” diye Kürtçe söylemiş.
Siyasi bağlam ve ağlam haline girersem, bir çıkmazda zamklanacağım.
Koma Berçem’i grup olarak hiç tanımıyorum; ama “Kürt eşittir PKK” gibi bir düz ve küt küt bir mantık oluşturmayı başaran KCK davaları sürecinden sonra, kimbilir ne siyasi anlamlar yüklemek zaten mümkün Kürtçe herhangi bir müziğe. Güzel müzik yapıyorlar, ben de bu şarkıyı, Taraf’tan ayrılan iki yazara, ağıt olarak yakıyorum.
Hıdrellez, gerçi insan hayatını, doğumu simgeleyen bir bayramdır. Onun şarkısı da, ağıt olmamalıydı elbette. Ama bu şarkıda bir umut var; bir Balkan şarkısı, Çingenelere, Türklere, Kürtlere, hayata dokunmuş, yuvarlana yuvarlana yerine oturmuş huzurla. Bir şeyler, “bir” olmuş, birleşmiş, yeni bir şeye dönüşmüş.
Güzel olmuş.
Güzelliğin, biraz ilkeli, “şövalye ruhuyla”, çelebice yaşamanın ne olduğunu unuttuğumuz şu hayatta...
Şevîn’in adı güzel, sesi güzel; ismi, geceyle şafağın buluştuğu anlar, o alacakaranlık kuşağı.
Ben, Türkiye için öyle bir anda olduğumuzu sanmıştım; Hrant Dink’in öldürülmesi süreciyle başlayan, “derin devletin” enkazının üzerine ışık düşlemeye başladığı bir seher vaktinde.
Sağ, sol siyasette farklarını ve yerlerini koruması gereken ayrı bakış açıları, duruşlar. Görüş farkları korunarak, farklılıklara rağmen bir “üst amaçta”, idealde birleşilebileceğini düşünmüştüm. Derin devlet denen, temel ideolojisi, yolsuzluk ve gücün “mazlumu” tahakkümü, yok etmesi olan, aslında da “yalan devlet” olarak adlandırabileceğimiz ceberut yapıya karşı, dürüst, samimi ve “temizlik” arzusu içinde bir siyasi arayışın, Türkiye’de doğduğunu sanmıştım.
Gecenin en zindan, zehir karanlığındaymışız meğer; 1 Mayıs 1977 tartışması adeta çalar saat gibi oldu uykudan uyandıran.
Nabi Yağcı ve Ümit Kıvanç, Türkiye’de medya denen bu gülünç ve trajik keşmekeşte, “köşe yazarlığı” denen garip meşgalenin en hakkını verenlerindendi. Bir kanaat yaratmaksa maksat, “diyalog kurulabilecek” ve “laf ettim oldu” diye değil, gerçekten düşünerek, hassasiyetle tartarak, ölçüp biçerek, kılı kırk yararak yazdılar.
Yazmaya ara vermeleri, Taraf’ın ve Türkiye’nin kaybıdır. Daha da, bu konuda, “ama” ile başlayan cümleler kurmayacağım. Çünkü, kayıplarımızın hakkını hiçbir zaman vermiyoruz. Kaybetmenin, yokluğun, eksikliğin gerektirdiği, “hissetmeyi”, “duyarak durmayı” bir türlü yaşayamıyoruz.
Haklı çıkmak, herşeyden önemli.
Bu da, Türkiye’nin atmosferini zehirleyen o “güç kültürünün” hepimizin gözlerine nasıl beter biçimde mil çektiğinin, içimize nasıl çeper çeper çöktüğünün göstergesi.
Halil Berktay, 1 Mayıs ile ilgili konuştuğundan beri, bu konu neredeyse sürekli aklımda.
İlk duyduğumda Berktay’ın sözlerini, “bunu nasıl söyler” veya “işte, tabuları yıkan biri” gibi bakmadım olaya; benim ilgimi çeken, tarihin bireysel yorumu, tarihçinin gözünün tarihi yazan olduğuydu.
Berktay, istediğini söyleyebilir; yorumu da, oturulur tartışılır. Ne var ki, herşey ideolojikleşiyor, içi, anlamı boşalıyor ve abuk sabuk bir noktada “söz bitiyor”. Berktay’ın yorumundan çok, sonunda onu, Ergenekon Davası’nın iddianamesini “içi boş” bulup eleştiren gazeteci Gareth Jenkins ile eşdeğer bir anlam çizgisine düşüren manşet ve köşe yazıları sorun.
Solun, içinde ne kadar didiştiği, ne kadar kan aktığı bilinmeyen bir gerçek mi?
Bildiğim kadarıyla bu durum zaten, sadece 12 Eylül’ün değil, ön planda ordu, arka planda “derin devletin” olduğu yalan dünyamızın afyon tuğlalarından, darbelerin bahanelerinden biriydi!
Tanıklık ve tarih yazımı üzerine biraz zekice kafa yoracağımıza, nasıl böyle müptezel bir tartışma haline düşüldü, ben anlamış değilim.
Herşey dillendirilebilir, tarih farklı yorumlanabilir elbette; ama bir de, bazı gerçekler var.
Gladio’nun dünyada en çok ve en kolay at oynattığı, en çok kan döktüğü ülkenin Türkiye olması gibi.
1 Mayıs 1977 tartışmaları patlak verdikten sonra, Gladio konusunda en ciddi araştırmaları yapan akademisyenlerden İsviçreli tarihçi Daniele Ganser’e fikrini sordum; “Benim elime gelen bulgular, Gladio’nun kesinlikle, bu olaylarda parmağının bulunduğudur” dedi.
Şimdi, daha yakın zamanda, Hrant Dink cinayetinde “örgütlü bir yapılanma” bulunamamışken, Ergenekon ve ilgili soruşturmalarda daha henüz hiçbir karar, mahkûmiyet olmamışken; ben, Türkiye’nin derin devlet tarihine biraz daha şüpheci yaklaşmanın gereğine inanıyorum.
Berktay’a, daha yakın zamanda, Ermeni Soykırımı ile ilgili düşünceleri nedeniyle saldıran aşırı sağ ve sağdaki yorumcular, şimdi onu neden baş tacı ediyor; bu ona da haksızlık değil mi, bunu da düşünmeden edemiyorum.
Bir de şu mesele var; 1 Mayıs 1977’de 40 kişi öldü. “İnsanın”, “kayıplara saygının” olmadığı bir tarih, bu kanaatten hareket etmeyen bir gazetecilik anlayışı, salt, “haklıyım, doğruyum, güçlüyüm” demek dışında başka ne demiş olur, ben bilemiyorum.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024