Ahmet TAŞGETİREN
Belli ki iktidar, elektrik zamlarını geri almakta zorlanıyor. Hane halkının zamların altında boğulduğunu, esnafın gelen faturalardan dolayı kepenk kapatmak zorunda kaldığını görüyor. Görmemesi imkansız. Sokaklarda fırtına esiyor. Buna en duyarsız iktidar bile duyarsız kalamazken, iktidar ne yapacağını bilmiyor. Attığı – atmayı planladığı küçük adımların yangını söndürmekte fayda sağlamayacağını biliyor. Ama yapacağı bir şey yok. Sübvanse etse, bütçe açığı olacak, bütçe açığı vergi olarak halka dönecek, o zaman çare ne? Çare var mı iktidarın aklında?
-Belli ki iktidar, akaryakıta sürekli zam yapmaktan kurtulamıyor. Evet, dünyada da petrol fiyatları yükseliyor ama bize yansımasında bir de kur depremi var. Kuru 8’lerden alıp 18’lere yükselten, sonra 20 Aralık operasyonuyla 13-14 aralığına indiren iktidar, bu fiyatın da akaryakıt fiyatlarını yukarı tırmandıran rolünü görüyor. Akaryakıt düşmediği takdirde onun etten ekmeğe, sebzeden sanayi ürünlerine kadar hayatın tüm alanlarını pahalılandıracağını görüyor. Ama ne yapacak?
-Belli ki iktidar, döviz kurlarını düşüremiyor. Naci Ağbal döneminde döviz fiyatları düştü, ama Beştepe’nin faiz politikası Naci Ağbal’ı götürdü, ondan sonra da döviz fiyatları yukarı doğru fırladı. Bu rakamlar ideal rakamlar mı, döviz fiyatları burada dondu mu, yukarı doğru ilerleme potansiyeli var mı, Merkez Bankası döviz kurlarında etkili bir kurum mu, Cumhurbaşkanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Merkez bankası…. Kim ne kadar etkili döviz fiyatlarının seyrinde? Belli değil. Onun için de insanlar tetik üstünde…
-Belli ki iktidar, enflasyonun seyrine hakim değil. Gelinen noktada TUİK rakamlarında bile tüketici fiyatlarında yüzde 50’ye dayanmış durumda. Üretici fiyatları ise yüzde 100’ün eşiğinde… Dar gelirli vatandaşın zaruri ihtiyaç maddelerinde ise enflasyon çok daha yukarılarda seyrediyor. 2022’nin yıl sonu tahmini, MB için bile yüzde 23 küsur gözüküyor. Oysa bağımsız ekonomistler ülkenin yıl sonu enflasyonunun yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşeceğinden emin. Daha doğrusu, iktidarın enflasyona hakim olmadığını gördüğü için insanlar, ekonomi politikalarında enflasyon duyarlılığı bulunmadığı izlenimi doğduğu için enflasyonun hangi yükseltide duracağını kimse tahmin edemiyor. İktidar adına tahminler, sadece umutların seslendirilmesinden ibaret.
-Belli ki iktidar, insanların alım gücünü artırma noktasında herhangi bir şey yapabilecek konumda değil. Evet, asgari ücret yüzde 50 zamlandı. Ama memur maaşlarının, emekli maaşlarının, enflasyonla yarışması mümkün değil. Elektrik ve doğalgaz şokları, ev kiraları hane halkı gelirlerini silip süpürdüğünde açlık sınırı, yoksulluk sınırı göstergelerini çok daha kahredici hale getiriyor.
Evet, alt – orta gelir dünyasında herkesin gündeminde yoksullaşma var bugün. Ay sonunu nasıl geçireceği, büyük şehirde hayatını nasıl sürdüreceği, eğitim gören oğluna – kızına nasıl bütçe yetiştireceği düğümü var. Çaresizlik bu. Boğulma hissi bu.
Ve en kötüsü iktidarın bu boğulmayı giderecek çarelerden mahrum olduğu kanaati var.
Yapılan açıklamalar, “Anlıyoruz, farkındayız”dan öte gitmiyor. Top çeviriyor iktidar sözcüleri sadece. “Derin ekonomik bunalım” gerekçesiyle olağanüstü halin yeniden hatırlandıoğı bir sürecin içine girildi. Vahim olan ise, ekonomi için getirilecek OHAL’in hiçbir derde çare olmadığını herkesin biliyor olması. Ne olabilir? Olsa olsa, kitlelerin elektrik faturalarına karşı sergilediği öfkeyi polisiye yöntemlerle bastırma hesabı olabilir. Onun ortaya çıkaracağı Türkiye manzarası çok daha kötü olur.
Şu gayet açık: Herkes ekonomide gelinen tıkanmanın sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görüyor. Sistem, orayı tek belirleyici hale getirdiği için, bakanlar, bürokratlar, sadece uygulayıcı role indirgenmiş durumda. Çevrede “Ocak’ta enflasyon eksi çıkacak” türü açıklamalar yapan danışmanlar bile, Yüksek İradenin tercihi ile oralara gelmiş kişiler olarak sınırlı sorumlu konumda bulunuyorlar.
Bugüne kadar Cumhurbaşkanı’na hep müjdeli haberlerle kamuoyu önüne çıkma pozisyonu sağlandı. Onun için ekonomideki tıkanmalardan bahsederken Cumhurbaşkanı fevkalade sıkıntı içinde gözüküyor. Ama çare yok. Sistem böyle. Ülke ekonomide tıkanma noktasına gelmişse, insanlar kaçınılmaz olarak En Tepeye bakacaklar.
Merak edilen şu: Acaba sayın Cumhurbaşkanı, kendi içinde “Ülkede kişi başına milli geliri 13 bin liraya çıkarmışken, şimdi 8 binlere indiğine, insanlar derin bir yoksullaşma duygusuna kapıldığına ve halen ülkeyi biz yönettiğimize göre biz nerede yanlış yapmış olabiliriz?” sorusunu soracak mı? Bazen psikolojik sebepler o sorunun sorulmasını bile imkansız hale getirebilir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025