Ahmet TAŞGETİREN
Rusya ile geldiğimiz ilişki boyutunun, ABD ve AB’nin ülkemize yönelik çarpık politikalarını dengeleme mahiyeti taşıdığı söylenebilir.
Oysa, kısa süre önce, Rusya’nın politikalarına da tepkili idik. Ukrayna’daki saldırganlık, Kırım’daki işgal ve ilhak, Kafkaslar’daki müdahalecilik, Suriye’de Esed ve İran milisleriyle el ele, terör gruplarını vuruyorum diyerek muhaliflere, Türkiye’nin özel ilgi duyduğu Türkmenlere ve sivil alanlara yönelik zaman zaman katliam niteliğindeki borbardımanlar... Bunlara, hemen bütün toplum olarak isyan ettik. Haklı mıydık, haklıydık.
O sıralar, Batı’nın Türkiye’yi yalnız bırakmasına tepki gösterdik. İstedik ki, Amerika, Avrupa Rus saldırganlığını durdursun. Olmadı, Amerika’nın Suriye’de muhaliflere destek vermek yerine, Türkiye’nin tepkilerini gözardı ederek PYD/YPG’yi desteklemesine bozulduk. Haklı mıydık, haklıydık.
Acaba ilerdeki zamanlarda, Türkiye’nin çıkarlarını tehdit eder konuma gelmesi halinde Rusya’yı dengeleme, dizginleme ihtiyacı duyar mıyız? Onu o zaman kiminle yaparız?
Tarihimizde bunlar da olmamış değil.
1853-56 yılları arasında yaşanan Kırım savaşında ya da Rus güçlerinin Doğu’da Erzurum’a, Batı’da Yeşilköy’e kadar geldiği 93 Harbi günlerinde ya da Stalin, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Kars, Ardahan, Artvin’e talip olduğunda, Boğaz’lar statüsünü tartışmaya açtığında... Batı’dan “Dengeleyici” güçler aradık.
Diplomasi, savaşın silah olmaksızın sürmesi anlamına geliyor. Ve kesin olarak “Güç”le yapılıyor. Arkasına güç koyamadığınız zaman, masada netice almak da güçleşiyor.
Güç ise hem kendi ekonomik, askeri, toplumsal gücünüzle, hem sizin politikalarınıza destek verenlerin gücüyle oluşuyor.
Türkiye’nin, Osmanlı’nın çözülüş süreci dahil, çok temkinli bir dış ilişkiler politikası sürdürdüğü söylenebilir. Önce Osmanlı’yı yıkılmaktan kurtarmak için, sonra, yani Lozan’dan sonra, Türkiye’nin hala bir tehdide maruz kalmaması için bunu yaptığı açık. Hatta içerdeki devlet politikalarının dahi, bu kaygı üzerine oturduğu düşünülebilir.
Bu temkin halini aşırı bulabiliriz, korkaklık olarak niteleyebiliriz, bu aşırı temkinin elde edilmesi muhtemel bazı kazanımların kaçırılmasına yol açtığını, içerdeki sosyal politikaların yanlış olduğunu da düşünebiliriz.
Bence şu da var: En temkinli zamanlarda bile, devlet bilincinde, Lozan’ın asgari şartları getirdiği, kesinleşmemiş hesaplar bulunduğu yargısı yer almıştır. Hatta Batı Trakya, Bulgaristan Türkleri, Suriye Türkmenleri, Musul - Kerkük, Çin-Rus hakimiyetindeki soydaşlar, Kırım, özel hassasiyet alanlarımız olmuştur. İslam dünyasının bizim devlet dilimizde, “tarihi - kültürel bağlar” tanımlaması altında özel bir yeri olduğu da bilinir.
Mustafa Kemal Paşa da silmemiştir bu dünyaları, İnönü de... Menderes, Demirel de... Özal, Erbakan ve Erdoğan... Türkeş... Bu isimlerin, bu alanlara yönelik daha belirgin bir duyarlılık sergiledikleri de malum.
Son dönem. Ak Parti politikaları...
Herkesçe kabul edilen ve adı konmayan potansiyel ilgi bölgesine “Stratejik derinlik” adı konmuş ve bu potansiyel varlığın kinetik enerjiye dönmesi imkanı araştırılmıştır. Çok boyutlu dış politika, sıfır sorun vs. barışçıl bir yönelişle, bu imkanı hayata geçirme çabasını ifade eder. Bu politika belirlenirken, ben “Güç değerlendirmesi”nin ihmal edildiğini düşünmüyorum. Ama alan, çok muhataralıdır. Pek çok çıkarın vuruştuğu bir alandır. O alanın içinden kendi yolunuzu steril biçimde inşa etmek kolay değildir. Yalnızlaşmak da mümkündür, ittifakları sağlıklı yönetmek de...
Bence hala çok dikkatli gitmek durumundayız. Yumurtaları tek sepete doldurmak, en çok diplomaside risk getirir. Halk duygusal olabilir. Devlet hem kendi duygularını hem halkın duygularını yönetmek gibi zor bir işi başarmak zorundadır. Türkiye Türkiye’den büyüktür, diyoruz ya, bu aynı zamanda büyük sorumluluk demektir.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.12.2025
2.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
21.11.2025
20.11.2025
18.11.2025
16.11.2025