Ahmet TAŞGETİREN
“Bu kadına haddini bildirin!”
Bu cümleyi kim duysa hatırına hemen Ecevit’in Meclis kürsüsünden öfke sağanağı halinde Merve Kavakçı’ya yönelik hitabını hatırlayacaktır. O sözlere “Dışarı dışarı” çığlıklarının eşlik ettiğini de… Merve Kavakçı Meclis’e giren ilk başörtülü milletvekili idi ve o günün CHP zihniyeti de Ecevit’te ete-kemiğe bürünmüştü.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP adına “başörtüsü karşıtlığı” bagajından kurtulmak için çırpındığı bir süreçte, bu defa bir CHP grup başkanvekili, yine Meclis’te, Ak Parti grup başkanvekili Özlem Zengin’e karşı aynı sözleri telaffuz edince, ister istemez Kılıçdaroğlu’nun tüm farklı çabaları “CHP hiç değişmemiş” değerlendirmelerinin altında ezildi, gitti.
Biraz damara basma işi var mıydı? Evet vardı. Ecevit’le ABD başkanı Clinton’un o bilinen fotoğrafı. Kaykılmış bir Clinton ve karşısında ellerini birbirine kenetlemiş bir Türkiye Başbakanı. “El pençe divan durmuş” tanımlaması bu görüntünün siyasal yorumu olarak yapılageldi. Ve Özlem zengin tam da o yorumu Meclis ortamına taşıdı. CHP’liler bu yoruma tepki gösterir miydi? Gösterirdi.
Ama tepkinin “Bu kadına haddini bildirin!” kalıbına dökülmesi, işte CHP’nin içinde devinip duran o eski damarın dışa vurumu idi. Aslında ilk söylendiği zaman da “Bu kadın” ifadesi, kadına yönelik aşağılamanın bir yansımasıydı, ardından gelen “haddini bildirin” ifadesi de CHP’nin kurulu düzenle bütünleşmiş başörtüsü yasağında sembolleşen özgürlük karşıtı tavrının yansımasıydı.
Meclis’teki o tartışmayı seyrettiğinizde görüyorsunuz ki CHP grup başkanvekili Engin Özkoç önce birkaç kere “Ecevit’e hakaret etmek kimsenin haddi değil” gibi cümleler kuruyor. O kötü, çirkin “Bu kadına haddini bildirin” ifadesi bundan sonra geliyor. Yani normal başlayan bir tartışmanın ileriki merhalesinde “Refleks” devreye giriyor. CHP’ye söylüyorum, “Beyler hani ulaşmaya çalıştığınız muhafazakar dünya var ya, işte onlar tam da sizin içinizde saklı duran bir ‘refleks’in bir şekilde devreye gireceğinden endişe ediyorlar.”
Engin Özkoç Özlem Zengin’den özür dilemiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan, özürle yetinilmemesi gerektiğini söylüyor, “ceza verilmeli” diyor. Kim bilir belki ceza da verilir.
Bana göre Engin Özkoç cezaya da razı olmalı. Kamuoyu önünde çok çok büyük yanlış yaptığını itiraf etmeli. Hatta asıl yanlışı, kendi partisine karşı yaptığını itiraf etmeli.
Sokakta başörtülü kadınlara saldırıların olduğu, bunun kamuoyunda tartışıldığı, CHP genel başkanının saldırıya uğrayan kadınları arayıp teselli ettiği bir zamanda, ortamda, CHP’nin Meclis grup başkanvekilinin sözlerinin sokak saldırganlığı ile bütünleşmemesi, kendi genel başkanının çabasını boşa çıkarmaması zordur.
Şunu söylemek isterim: Türkiye’nin yeniden başörtüsü tartışması içine sürüklenmesi iyi bir şey değildir. CHP’nin bundan zarar göreceği açık, ancak muhafazakar camia adına siyaseten bu tartışmadan yararlanma ümidi doğsa bile, bunun ülkeye faydası olmaz. İktidarın böyle bir toplumsal gerilim ortamından faydalanması da mümkün değil.
Bu noktada birkaç jest önemli diyorum:
Bir: Engin Özkoç Meclis’te gidip Özlem Zengin’den kamuoyu önünde özür dilemelidir. Eğer bir çiçek sunarsa çok daha centilmence olur.
İki: CHP lideri Kılıçdaroğlu, Meclis’teki tartışmanın sağlıklı olmadığını, orada CHP adına sarf edilen sözleri benimsemediğini ifade etmeli, tıpkı saldırıya uğrayan kadınları arayıp teselli ettiği gibi Ak Parti grup başkanvekili Özlem Zengin’i de arayıp, partisi adına üzüntülerini bildirmelidir. Eğer bunun yanında geçmişte Merve Kavakçı’ya karşı yapılanları tasvip etmediğini de açıklarsa, kendi çizgisini pekiştirici bir yaklaşım sergilemiş olur.
Üç: Kılıçdaroğlu bu alanın ne kadar kırılgan olduğunu bir kere daha görmüş olmalıdır. “CHP dünyasında her an böyle çıkışlar olabilir” yaklaşımı beslendiği sürece açılım projelerinin suya düşmesi kaçınılmazdır. Benden söylemesi.
O VİDEOLAR:
Bir ayna. Muhafazakar camianın bir yüzünü gösteren bir ayna. Para ile buluştun, işte yüzün. İktidarla buluştuğunda bir ayna tutulsa ne görünür kim bilir. Statü sahibi olursan nasıl bir görüntü? Aile içinde erkek olursan, kadın olursan, çocuk olursan görüntün ne? Cemaat olursan ne yaparsın? Şeyh olursan ne, mürit olursan ne? İşadamı olursan ne, işçi olursan ne? Yargılayan olursan ne, yargılanan olursan ne?
“Kendi kendimize bakarken..” diye yazdım geçenlerde. (14 Kasım 2019, Karar) Çok büyük iddiaları seslendirmeden önce “İnsanlıkta neredeyiz?” sorusunu sormak öncelikle. “Bir boyutunuz buralara vardı” demiş oluyor o videolar. “Bu görüntüler içini acıtıyorsa, kendi kendin olmak için bir şeyler yap” diyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025