Ali Saydam
Sağlık Bakanı Sayın Ahmet Demircan, yaptığı açıklamada Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çıkan yangınla ilgili “Endişe verici ve düşündürücü. Yüreğimiz hopladı, endişeye kapıldık” ifadelerini kullanmış ve başlatılan soruşturmalar neticesinde gerekenin yapılacağını söylemiş.
Sağlık Bakanımızın imza attığı pek çok hayırlı işi biliriz, ancak iletişim ve ilişki yönetimi konusunda Sayın Bakan’ın bazı teknikleri hatmetmesinde yarar olduğunu da ifade etmek durumunda hissettik kendimizi…
1. Profesyonel siyasetçi ya da bir Bakan kesinlikle içinden geldiği gibi davranamaz; seçilmiş, planlanmış, siyasî hedefe kilitlenmiş davranış sergilemek zorundadır.
2. Profesyonel siyasetçi ya da bir Bakan kesinlikle ‘negatif göndermelere’ açık olumsuz bir ifade tarzını seçemez; mutlaka olumlu konuşmak durumundadır. Bir profesyonel siyasetçinin elinde sadece iki silah vardır: Vaat ve Güven…
3. Kriz iletişiminde hız çok önemlidir. Ve de analizler, önlemler ileriye atılamaz. Belki bilimsel olarak evet ama siyaseten sonuçlar “araştırmalara, incelemelere, soruşturmalara” bağlanamaz; telafi ve bedel ödetme süreci, sallanıyormuş hissi yaratılamaz…
4. Kriz iletişimi kurumun en üst düzeydeki yetkilisi yönetir. Bakan ise sadece siyasi sorumluluk noktasında olaya el koyar. Yani bu yangın olayında birinci derecede konuşması ve kamuoyunu ve vicdanını bilgilendirmesi gereken kişi aslında Sayın Başhekimdi, Sayın Bakan değil…
5. Krizin soğuma aşamasında kriz iletişimine ara verilmez… İletişim ve ilişki yönetimindeki tüm aşamaların, hasar görenlerin maddeten ve manen sahiplenilmesi, hastanenin yaralarının nasıl sarılacağının izahatı gibi, süreçler sağlıklı bir şekilde yavaş yavaş soğutularak sürdürülmeliydi…
Özetle, her şeyden önce her kurumun (aslında kamuoyu önünde olan her kişinin) bir kriz iletişim planı olması gerekir. Tüm diğer süreçler gibi bazen onlardan fazla (Bkz. Soma maden krizi) kriz iletişim süreci ciddiye alınmazsa, hasar olduğundan daha da büyük yaşanabilir…
- Gastronomiciler işin ekonomisine sahip çıkıyorlar…
- Ülkemizde hem ekonomik olarak hem de tanıtım ve kamu diplomasisi bağlamında çok önemli sektörlerden biri hiç şüphesiz Yeme içme sektörüdür… Sırf yemek yemeğe İspanya’ya San Sebastian’a ya da, İtalya’nın Emilia-Romagna bölgesine, Güney Fransa’nın iç bölgelerine akın akın seyahat eden gurmelerin ciddi birer turizm elçisi oldukları asla unutulmamalı. Peki, bu bağlamda Türkiye ne durumda?
- Bizim bu konuda da gidecek daha çok yolumuz var…
- Genç bestecilerimizden Can Atilla’nın Gallipoli (Gelibolu) adlı bestesinin galasının (prömiyerinin) Londra’da Royal Philharmonic Orchestra tarafında icra edilerek Royal Albert Hall’de yapıldığı haberini bir dostumun e-posta mesajı ile öğrenmekten nasıl utanç duyduysam, Gastronomi konusunda İstanbul’da büyük zirvenin düzenlendiğini TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirel’in mesajı ile öğrenmiş olmak da aynı derece düşündürücüydü…
- Yurt içinde 1000’in üzerinde, yurt dışında 145 işletmeyi temsil eden ve gastronomi kültürünü her yönüyle geliştirmeyi, ülkemizin önde gelen bir ekonomik güç olduğunu anlatmayı, geliştirilmesi için katkıları, yol göstermeyi kendisine misyon edinmiş bir sivil toplum örgütü. Derneğin üyeleri yılda 45 milyon ziyaretçiyi ağırlayarak toplam 2 milyar doların üzerindeki cirolarıyla yiyecek içecek sektörünün yüzde 10’unu temsil etmekteler. Bunun da ötesinde Türkiye’nin yumuşak gücüne güç katmaya çalışmaktalar.
- İşte bu TURYİD’in düzenlediği 1. Global Gastroekonomi Zirvesi’nde dünya gastronomisinin başarılı temsilcileri, Türkiye’nin gastronomi ile kalkınmasına ışık tutmak üzere bir araya gelmişler…
- Toplam 35 konuşmacının 13’ü yurt dışından gelmiş. 2000’den fazla katılımcı ciddi bir giriş ücreti ödeyerek zirveye katılmış.
- Uluslararası bir denetleme ve raporlama kuruluşu bu zirvede ortaya konan önerileri bir arya getirip Ekonomi Bakanlığı’na raporlayacakmış… Bu rapor 2023 yılına kadarki stratejileri de içerecekmiş…
- Bu hayırlı adım ülkemiz adına her türlü desteği hak ediyor…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019